Almanak 2016: Ekonomide bir yıl böyle geçti

1 Ocak: Alkollü içeceklerde asgari maktu vergi tutarı yaklaşık yüzde 15 artırıldı. Tütün ürünlerinde paket başına asgari maktu vergi 4,20 liradan 4,42 liraya yükseltildi.

1 Nisan: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yakında 5 G çıkacak diye 4 G’ye geçilmemesini söylemesi üzerine ara formül bulundu, Türkiye, dördüncü nesil telekomünikasyon hizmeti olarak tanımlanan 4,5G uygulamasına 1 Nisan tarihinde geçiş yaptı.

16 Nisan: Hükümet baskısı altındaki Merkez Bankası’nın yeni başkanı Murat Çetinkaya oldu. Çetinkaya, görevi Erdem Başçı’dan devraldı.

23 Mayıs: Ali Babacan’la birlikte hedef tahtasına konan, hatta ‘paralelci’ denerek kamuoyunda algı oluşturulan Mehmet Şimşek’in yetkileri budandı. Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcılığı görevi Nurettin Canikli’yle paylaştırıldı. TMSF, SPK ve BDDK yönetimi Canikli’ye verilirken, kamu bankaları, Merkez Bankası ve Hazine Müsteşarlığı’nın yönetimi Şimşek’e bırakıldı.

7 Haziran: İSO 500 listesinde 2014 yılında 488’inci sırada yer bulan hükümet yandaşı Mehmet Cengiz’in şirketi Cengiz Elektrik, 2015 listesinde tam 323 basamak yükselerek 165’inci sıraya çıktı.

28 Haziran: Uygulanan yanlış iç ve dış poliitkalar yüzünden turizm dibe vurdu. Açıklanan mayıs ayı verilerine göre Türkiye’ye gelen ya

30 Haziran: Kocaeli’ndeki Osman Gazi Köprüsü hizmete açıldı. Devlet tarafından verilen araç geçiş garantisinin faturasını yıllarca halk ödeyecek.

13 Temmuz: Türkiye’nin 2015 yılı vergi rekortmenleri ilk 100 listesinde 51 kişinin ismi açıklanmadı. Rekortmenlerin ‘kayıplara karışması’ akıllara ‘vergi cennetleri’ ile ilişkileri getirdi

20 Temmuz: Darbe girişiminin ardından yabancı sermayenin Türkiye’den kaçışını hızlandırması ekonomiye dair riskleri arttırınca kredi derecelendirme kuruluşu S&P Türkiye’nin BB+ olan notunu BB’ye düşürdü.

2 Ağustos: Tüm çalışanlar için zorunlu Bireysel Emeklilik sistemi uygulanması kararı alındı. 45 yaş altı her çalışan 1 Ocak 2017 tarihinden itibaren kademeli olarak bireysel emeklilik yaptıracak. Sisteme girmek zorunlu, çıkmak ise bir takım bürokratik işlemle zorlaştırılmış durumda.

24 Eylül: Darbe girişimi sonrası ekonomide artan risklerin üzerine bir de OHAL kararı alınması ve şirketlere el konmasını gerekçe gösteren uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Türkiye’nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyenin altına indirdi.

25 Ekim: Dünya Ekonomik Forumu’nun hazırladığı 2016 Cinsiyet Uçurumu Raporu’na göre, mevcut uygulamalarla dünyada ekonomi alanında kadın-erkek eşitsizliği 2186 yılında sona erecek. Raporda Türkiye, 144 ülke arasında yine 130’uncu oldu.

15 Kasım: Nisanda resmi rakamlara göre yüzde 9,3’e kadar düşen işsizlik ardından yükseliş trendine girdi. TÜİK tarafından açıklanan işgücü verilerine göre ağustos işsizliği yüzde 11,3’e ulaştı.

24 Kasım: Dolarda yaşanan rekor sürecinin bir türlü sona ermemesi üzerine Merkez Bankası tansiyonu düşürmek için 3 yıl sonra ilk kez politika faizinde 50 baz puan artışa gitti. Faiz yüzde 7,5’ten yüzde 8’e yükseltildi.

30 Kasım: Yılın başında 25 dolara kadar düşen petrolün varil fiyatı, ardından yıl içinde 50 dolara kadar yükselmişti. Fiyatları daha da yukarı taşımak isteyen petrol üreticisi ülkeler, petrol üretiminde sınırlamaya gitme kararı aldı. Kararın ardından petrolün varili 57 dolara kadar çıktı.

2 Aralık: Bu sene rekor üstüne rekor kıran dolar temposunu daha da artırdı. Yılın son zirvesi 3 lira 59 kuruşa taşındı.

23 Aralık: Yılın başında 4 lira olan benzinin fiyatı bugün yapılan 10 kuruşluk zamla birlikte 5 lira 19 kuruşa kadar yükseldi. Araç depolarını doldurmanın maliyeti 60 lira daha arttı.

29 Aralık: Ekonomik Güven Endeksi aralık ayında yüzde 18,5 oranında azalarak 4 yılın en düşük seviyesine indi.

31 Aralık: Yıl bitmeden motorinde de yılbaşı ‘sürprizi’ geldi. Yıla 3 lira 46 kuruşla başlayan Motorinin litresi 12 kuruş zamla 4 lira 49 kuruşa yükseldi ve yılın rekoru yenilendi.

*****

2016’nın özeti: Kriz çıkar bu gidişle...

Ekonomide yavaşlama, işsizlikte artış ve sürekli artan borç... 2016 yılı Türkiye ekonomisi için kara bir yıl olarak tarihteki yerini aldı. Üstelik tablo 2017 yılı için de pek umut verici değil. Öyle ki, ortaya çıkan tablo ‘krizin ayak sesleri’ olarak niteleniyor. Doların tüm dünyada bolca bulunduğu dönemde rahatça borçlanabilen Türkiye, hükümetin yanlış ekonomi politikaları yüzünden aldığı borcu üretim ve yatırıma dönüştüremezken, ABD’nin faiz artış süreciyle birlikte ise adeta katlanan borcu nasıl ödeyeceğini kara kara düşünüyor. 200 milyar doları aşkın borcu bulunan özel sektör, 2016 yılında lirada yaşanan sert değer kaybıyla birlikte borcunu ödeyebilmek için 130 milyar lira daha bulmak zorunda. Sanayi üretimi adeta durma noktasına gelirken hükümet tarafından umutlar mega projelere bağlanmış durumda.

Turizm ise 2016’nın kaybedenleri arasında başı çekiyor. İçeride ve dışarıda Türkiye’nin uyguladığı düşmanca dış politika Türkiye’ye gelen turist sayısında rekor düşüşlere yol açtı. Yüz binlerce turizm sektörü çalışanı işinden oldu. Uzmanlar ise turizmde 2015 yılı koşullarına dönüşün yıllar alabileceği konusunda endişeli...

Krizin faturası ise yine yurttaşlara ödetilmek isteniyor. Ücretlerde yaşanan düşük artışlara karşı mücadele, OHAL gerekçesiyle engelleniyor. Enflasyon yine en çok yoksulu vuruyor. Her 5 gençten biri iş bulamazken geleceğinden dolayı endişeli... Esnaf hızla kepenk kapatırken, büyük şirketler Türkiye’yi terk ediyor.

2016’nın kazananları yok mu peki? Elbette var. Sırtını hükümete dayayan iktidar yandaşları yine devlet ihalelerinin gözdesi... Kârlarına kâr katıyorlar. Cengiz’ler bi yandan, Limak’lar, Kolin’ler bir yandan devlet garantili projeleri tamamlayıp paraları saymaya başladılar bile. Tabii ki yandaşlara giren para yurttaşın cebinden çıkıyor, yapılan anlaşmalar yüzünden yıllarca da çıkmaya devam edecek.

2017 yılının ekonomide daha da kötü günlerin başlangıcı olmasına kesin gözüyle bakılırken esas mesele faturayı kimin ödeyeceği... Yeni yılın yurttaşların faturayı ödememekte ısrar ettikleri, ekonomide Lale Devri yaşayanların, gününü gün edenlerin kara kara düşündüğü, sorumluların siyasi olarak bedelini ödemeye zorlandığı bir yıl olması dileğiyle...

*****

Dolarda rekor üstüne rekor

4 Mayıs: Fed’in beklenen faiz artışına gitmemesi liranın yaklaşık 3 ay soluk almasına yol açmıştı ki, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasının ardından Başbakanlığa getirilen Ahmet Davutoğlu, 4 Mayıs tarihinde ise yine Cumhurbaşkanı tarafından istifa ettirildi. İstifa açıklamasının ardından dolar, 10 dakika içinde 2 lira 84 kuruştan 2 lira 98 liraya çıktı.

15 Temmuz: Darbe girişiminin hemen öncesinde 2 lira 87 kuruş olan dolar darbe girişiminin öğrenilmesiyle bir anda 3 lira 5 kuruşa yükseldi. Yükselişin sürmesini döviz piyasasının haftasonu nedeniyle gece yarısı kapanması önledi.

3 Ekim: OHAL kararının 3 ay daha uzatılması kararı üzerine dolar, 3 lira 11 kuruşa çıktı.

4 Kasım: HDP’li eş genel başkanların tutuklanması haberinin ardından dolar 3,17’yi aştı.

8 Kasım: ABD seçimlerinin Cumhuriyetçi Parti’nin adayı iş adamı Donald Trump’ın zaferiyle sonuçlanması üzerine dolar 3,30 TL’yi aştı.

2 Aralık: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’de faizlerin indirilmesi gerektiğine dönük açıklamasıyla dolar 3 lira 59 kuruşu gördü.

*****

Sterline Brexit darbesi

İngiltere halkının 23 Haziran’da yapılan oylamayla Avrupa Birliği’nden ayrılma kararı alması, sterline tarihinin en ağır darbesini vurdu. Kararın açıklanmasının ardından sterlin, Dolar karşısında son 31 yılın en düşük seviyesi olan 1,27 seviyesine geriledi. Ardından ise sterlinde kayıplar daha da derinleşti. 7 Ekim gününde ise Asya seansında İngiliz Sterlini dolar karşısında bir anda yüzde 5’in üzerinde düşüş göstererek 1,19 seviyesine indi. Yıl sonunda kayıplar 1,222’de dengelenmeye çalışılıyor.

*****

Fed dediğini yaptı, faiz arttı

Tüm dünyanın ABD’den beklediği faiz artışı 14 Aralık’ta gerçekleşti. Faiz artırmak için 11 ay bekleyen ABD Merkez Bankası Fed, faizde 25 baz puanlık artışa gitti, 2017 için faiz sayısında öngörü ise 2’den 3’e yükseltildi. Trump’ın ekonomi politikalarının devletin daha çok borçlanması üzerine kurulacağının anlaşılması Türkiye gibi kırılgan ülkeler için 2017’nin zor geçeceğini gösteriyor. Her faiz artış süreci beklentisi doları değerlendirirken liraya kan kaybettirmeye devam edebilir.

*****

Ekonomi daraldı

Türkiye ekonomisi 27 çeyreğin ardından 2016’nın üçüncü çeyreğinde ilk kez daraldı. Daralma yüzde 1,8 oldu. Buna karşın TÜİK marifetiyle yurttaşların 2015’teki kişi başına düşen yıllık gelirinin bin 757 dolar arttığı açıklandı.

*****

Yılın en büyük kaybedeni turizm

AKP’nin Suriye ve Irak’ta yaşanan şiddet ortamını Türkiye’ye taşıyan politikaları yüzünden Türkiye’ye gelen turist sayısında sert düşüşler yaşandı. 2015 Nisan ayından bu yana Türkiye’ye gelen turist sayısı sürekli olarak düşüş gösterdi. En son 2015 yılı mart ayında Türkiye’ye gelen yabancı turist sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,37 artarak 1 milyon 895 bin olmuştu. Ardından ise bu oran hızla düşmeye başladı, 2016’da ise düşüş zirveye ulaştı.

Kara haziran

Ocak ayında yüzde 6,44 olan Türkiye’ye gelen turist sayısındaki düşüş, yılın diğer aylarında daha da hızlandı. Bu oran subatta yüzde 10,32, martta yüzde 12,84, nisanda yüzde 28,07, mayısta yüzde 28,07 ve haziranda yüzde 40,86’ya ulaştı. Yüz binlerce turizm çalışanı işinden oldu.

Ruslar ayağını kesti

Turizmde yaşanan rekor düşüşte Rusya başı çekti. 2015 yılının sonunda Türkiye’nin hava sahasını ihlal ettiği gerekçesiyle Suriye sınırında bir Rus savaş uçağını düşürmesinin ardından Rusya’nın yaptırımları öyle bir boyuta geldi ki, haziran ayında Rusya’dan Türkiye’ye gelen turist sayısı yüzde 93,01 oranında rekor düşüş gösterdi.

Özür de yetmedi

Yaz sezonuna girerken kayıpların daha da derinleşmesiyle panikleyen Türkiye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan eliyle Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e bir özür mektubu yazmak zorunda kaldı. Özürle birlikte Rusya’nın turizmdeki yaptırımları kaldırmasına rağmen yine de en son açıklanan kasım verisi, Türkiye’ye gelen Rus turist sayısının geçen yıla göre yüzde 35 daha az olduğunu gösterdi. Üstelik AB ve ABD’den gelen turist sayısında bir iyileşme gözlenmedi. Sektör temsilcileri, turizme vurulan darbenin etkilerinin 2017 yılında da ağır şekilde hissedileceği konusunda hemfikir.