CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, son zamanlarda kerameti kendinden menkul bazı kişiler bir anda 'muhalif yazar' olduğunu belirterek, "'Alo Holdinglerin' medyası bana ders vermeyi bıraksın, ateş olsalar cürmü kadar yer yakarlar. Bu böyle biline" ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu'nun bu ifadeleriyle Habertürk'ü ve yazarı Fatih Altaylı'yı işaret ettiği düşünülüyor.

"'Alo Holdinglerin' medyası bana ders vermeyi bıraksın" diyen Kılıçdaroğlu kimleri kastetti?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Haksızlıklar karşısında kalemini dahi oynatmayan, televizyonlarda konuşmayan, “Alo Holdinglerin” medyası bana ders vermeyi bıraksın, ateş olsalar cürmü kadar yer yakarlar" açıklamasını yaptı.

Kılıçdaroğlu, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Bir grup konuşmamda söylediğimi yeniden hatırlatma ihtiyacı duydum. Bu sefer daha net söyleyeyim… Son zamanlarda kerameti kendinden menkul bazı kişiler bir anda muhalif yazar oldular. 20 yıllık yandaşlıktan sonra, bir baktık oluvermişler işte" ifadelerini kullandı.

CHP Lideri, şöyle devam etti: "Bunların bazıları köşe yazarı, bazıları araştırmacı formatında önümüze çıkıyorlar; muhalefet nasıl yapılır, kelle koltukta mücadele eden bana öğretmeye kalkıyorlar. Defalarca suikast teşebbüsüne uğramış bana, köşelerinde ders vermeye kalkıyorlar."

"Şunu çok iyi bilsinler ki biz daha ölmedik" diyen Kılıçdaroğlu, "Onların da ne olduğunu gayet iyi biliyoruz. Haksızlıklar karşısında kalemini dahi oynatmayan, televizyonlarda konuşmayan, “Alo Holdinglerin” medyası bana ders vermeyi bıraksın, ateş olsalar cürmü kadar yer yakarlar. Bu böyle biline" ifadelerini kullandı.

KILIÇDAROĞLU KİMLERİ KASTETTİ?

Kılıçdaroğlu, “ALO Holdingler” ifadesi ile 2014 yılında ortaya çıkan Erdoğan ve dönemin Ciner Medya Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Saraç aralarında geçen, ‘Alo Fatih olayı’ olarak hafızalara kazınan görüşme üzerinden açık biçimde Habertürk’ü andı.

Bu ifade ve Habertürk yazarı Fatih Altaylı’nın son günlerde yazdığı ‘aday tartışması’ içeren yazıları, Kılıçdaroğlu’nun Altaylı’ya gönderme yaptığına işaret ediyor.

Altaylı, 5 Eylül’deki yazısında, “Son günlerde kulislerde duyduklarımdan şunu aktarabilirim” demiş ve devam etmişti:

“AK Parti, özellikle de Beştepe eşrafı durumun iyiye gittiğinden emin. Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını neredeyse kesin gözüyle görüyorlar. Mansur Yavaş tedirginlikleri de azalmış durumda. Ekrem İmamoğlu’nun oyun dışında kaldığına inanıyorlar. Yaz başındaki karamsarlık dağılmış, ‘Cumhurbaşkanlığı seçimini kesin kazanırız’ havası Beştepe’ye hakim olmuş yeniden. Saray’dan taşınma düşüncesi, özellikle danışmanlar arasındaki panik havası bitmiş. Cumhurbaşkanlığı’ndan eminler. Ama bir şeyden daha eminler. Parlamento çoğunluğunu kaybedeceklerinden.”

Altaylı, bugünkü “CHP'de köstebekler mi var!” başlıklı yazısında ise, daha önce yazdığı yazıları hatırlattı. Hatırlattığı yazılarda, “Tüm CHP kitlesinin bile tam olarak içine sindiremediği bir Kemal Kılıçdaroğlu’nu, Türkiye’nin içine sindiremezsiniz” ve “İktidarın seçim kazanacak hali yok. Ama CHP’nin seçim kaybedecek bir hali var” gibi ifadelerini yeniden aktararak, şöyle devam etmişti:

“Bugün CHP içinden birileri, CHP seçimi kaybetsin, altılı masa dağılsın diye ciddi bir uğraş içine girmiş gibi görünüyor. Onlar bunu ‘ilkesel duruş’ adı altında pazarlamaya kalkabilirler. Ancak vatandaşın bakışı pek öyle değil.

Pek çok kişi, bunların iktidar ile iş tutmaya çalıştığını, iktidardan nemalanmak üzere içinde bulunduğu muhalefeti yıpratma görevi üstlenen köstebekler olduğunu, bunların özellikle bazı ilişkileri, kimi kaçak bazı işadamlarıyla bağlantıları nedeniyle iktidar tarafından ele geçirildiğini düşünüyor.

Peki böyle bir şey mümkün müdür! Olduğunu kanıtlayamam ama mümkün değildir de diyemem.”

Kılıçdaroğlu, “Bunların bazıları köşe yazarı, bazıları araştırmacı formatında önümüze çıkıyorlar; muhalefet nasıl yapılır, kelle koltukta mücadele eden bana öğretmeye kalkıyorlar” ifadeleri ile de eskiden AKP’ye yakın olan bazı anket şirketlerini işaret etti.

Kılıçdaroğlu’nun ayrıca, araştırma şirketi sahiplerinden bahsederek Metropoll Araştırma Şirketi Sahibi Özer Sencar’ı da kastettiği tahmin ediliyor. Sencar, 'HDP'ye bakanlık sözü' tartışmasına dair yaptığı açıklamada, "Seçimde başarılı olmak için İYİ Parti ile HDP’yi bir araya getirmeye çalışmak abesle iştigaldir. Toplumun tüm kesimlerinin rahatlıkla oy verebileceği bir adayla seçime gitmek sorunu çözer" ifadelerini kullanmıştı.