MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin erken seçim çağrısını ÖDP Başkanlar Kurulu üyesi Alper Taş, BirGün'e değerlendirdi. Taş, "2019'u kazanmak için erken, baskın bir seçimde tabloyu kendi lehine dönüştürmek için bir hamle yapıyorlar. Ama hamleleri boşa çıkacak, hem toplumsal anlamda kaybediyorlar hem sokakta kaybediyorlar" dedi

Alper Taş: Baskın bir seçimle tabloyu kendilerine dönüştürecek bir hamle yapıyorlar

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Türkiye'nin 3 Kasım 2019'ı beklemesi bu şartlarda mümkün değil" diyerek erken seçim mesajı verdi.

26 Ağustos 2018 pazar gününü erken seçim olarak işaret eden Bahçeli, "31 Mart 2019'daki yerel seçimden sonra Türkiye'nin hangi badirelere maruz kalacağını tahmin etmek zor değil. Yerel seçimlerde yaşanması muhtemel kutuplaşmanın 3 Kasım'a nasıl yansıyacağı az çok malumdur. Bu riski kaynağında kesmek, demokrasinin ilkeleriyle ülkemizin ufkunu aydınlatmak amacımızdır. Önümüzde 2 seçenek var. Ya Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimini 3 Kasım 2019'da beklenecek, ya da milli mecburiyetle ortaya çıkan gerekçelerden dolayı seçimler erkene çekilecek. Cumhurbaşkanlığı seçimi erkene çekilebilir. Bilinmelidir ki MHP, takdir hakkını seçimlerin erkene alınmasından yana kullanacak, bu işi uzatmaya gerek yok" ifadelerini kullandı.

Bahçeli'nin erken seçim çağrısına soldan da tepki geldi. Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Başkanlar Kurulu üyesi Alper Taş BirGün'e yaptığı açıklamada, "Erken seçimi tartışmaya başlıyor olmaları kendileri açısından sonun başlangıcını gösteriyor. Her düzeyde iflasa sürüklendiklerinin farkındalar. Hem ekonomide hem dış politikada hem de toplumsal yapıda büyük bir çürüme var. Doğal olarak hem Erdoğan'ın saltanatı hem de Bahçeli'nin koltuğu sarsılmakta, bunu gördükleri için zararın neresinden dönersek kardır hesabı yapmaya başladı Bahçeli. Daha öncede örnekleri var, genelde Bahçeli çıkıyor ve gündeme dair bir öneri atıyor ve arkasından bir bakmışız ki gerçekleşiyor. Durduk yerde kendi başına ortaya koymadı, belli ki böyle bir süreci tartışıyorlar" diye konuştu.

YAPTIKLARI BU TÜR HAMLELER BOŞA DÜŞECEK

Taş, açıklamalarına şöyle devam etti:

"Her geçen günün kendi aleyhlerine olduklarının farkındalar. OHAL'e dayanarak ve OHAL'i uzatarak zaten çıkardıkları bu antidemokratik seçim yasasına da dayanarak 2019'u kazanmak için erken, baskın bir seçimde tabloyu kendi lehine dönüştürmek için bir hamle yapıyorlar. Ama hamleleri boşa çıkacak, hem toplumsal anlamda kaybediyorlar hem sokakta kaybediyorlar. İnandırıcılıkları bütünüyle kaybolmuş vaziyettedir. Türkiye toplumunu çürüttüler, kendileri zaten uzunca bir dönem kaybetme trendini yaşıyorlar. Aslında 16 Nisan'da da kaybetmişlerdi, YSK eliyle kendi lehlerine çevirdiler. Yaptıkları bu tür hamleler boşa düşecek, AKP - MHP faşizmi kaybedecek. Öyle görüyoruz."

Bahçeli'nin erken seçim çağrısına Emek Partisi'nden de cevap geldi.

Evrensel'in haberine göre, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, Bahçeli'nin erken seçim çağrısını şu ifadelerle değerlendirdi:

“Hükümet ortağı Bahçeli’nin bugün grup toplantısında yaptığı 'erken seçim' çağrısı aslında bir baskın seçim çağrısıdır. 2019 seçimlerine giderken OHAL koşulları, savaşçı ve çatışmacı politikaların etkin olduğu ve demokratik özgürlüklerin kısıtlandığı siyasal ortamda seçime gitmenin sakıncaları tartışılırken Bahçeli, geçen yıl 16 Nisan referandumu fişeğini çaktığı gibi bugün baskın seçimi gündeme getirdi. Şahsi çıkışı mıdır, yoksa ortaklığın sözcüsü olarak mı söylettirildi şimdilik bilinmiyor ama bunun bir önemi yok. Hangi kaygılarla erken seçim tartışmalarına girildiğine bakmak gerekir. Ekonomi politikalarının hayli tartışmalı olduğu bir süreç yaşanıyor. 2017 rekor büyüme rakamına rağmen işsizlik rakamları, halkın alım gücü, piyasadaki pahalılık, enflasyon oranları, döviz kurları gibi parametreler büyümenin tersine görüntü vermektedir. Geçim derdine düşen halk, yarınına güvenceyle bakamayan emekçi ekonomik sosyal sorunlarla boğuşmakta ve öncelikli derdi olmakta. Hükümetin Suriye politikasının merkezde olduğu Ortadoğu ve dış politikası da açmazlarını yaşamaktadır. Diğer taraftan iktidarın siyasal gericiliğini güçlendirmeye dayanak yaptığı kadın ve gençlik politikaları başta olmak üzere toplumsal hayata dair politikaları da halk nezdinde kolay karşılık bulmadığı gibi tepkisel çıkışlar söz konusu olmakta. Ekonomide, iç ve dış politikada sıkışan hükümet, önce yapılacak yerel seçimde hem ittifakının bozulma ihtimalini, hem de yaşayacağı bir seçim bozgunun göze almayarak baskın seçimle çıkış yolu arıyor olabilir. AKP’nin tek adam tek parti yönetime geçişine karşı duran muhalefetin, meclis içi ya da dışı tüm muhalifleri kastediyorum, baskın seçim olasılığına dün söylendiği gibi hazır olunmalı ve mücadele platformunu buna göre oluşturması gerekir.”