PKK yöneticilerinden Mustafa Karasu'nun, 'Polyanna' benzetmesi yaptığı HDP'nin Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'dan "Memlekette bunca Frankeştayn varken birkaç tane de Polyanna olsun. Zararı olmaz, halka moral verir" dedi

Altan Tan'dan PKK'nin 'Polyanna' benzetmesine 'Frankeştayn'lı yanıt

HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, Cumhuriyet gazetesinden Selin Ongun'un sorularını yanıtladı.

Tan, PKK yönetiminden Mustafa Karasu'nun HDP'ye yönelik 'Polyannacı' değerlendirmesinin sorulması üzerine "Bir ironi ile başlayalım öyle ise. Memlekette bunca Frankeştayn varken birkaç tane de Polyanna olsun. Zararı olmaz, halka moral verir. Meselenin hayati kısmına gelince şu sorulara net olarak cevap lazım. 1) Kürtler, Türkiye’de ve Ortadoğu’da Türklerle birlikte bir gelecek mi kuracak yoksa kavga ederek, yakıp yıkarak ayrılacak mı? 2) Eğer birlikte yaşanacaksa bu mücadele, demokratik yollarla yani “güzellikle” mi yoksa şiddetle ve kavgayla mı olacak? 3) Avrupa Birliği ve Batı bloku içinde bir Türkiye ve Ortadoğu mu yoksa İran-Rusya ekseninde bir Ortadoğu mu tasarlayacağız?" yanıtını verdi.

Tan, söyleşinin devamında şunları kaydetti:

- HDP’nin bu üç soruya yanıtı nedir?

Kürtler, Türk halkıyla birlikte, yüzü Avrupa Birliği’ne dönük, kendi geçmişini de koruyan, Ortadoğu’daki halklarla dost, demokratik bir Türkiye inşa edecektir.

- Bir de şöyle soralım: HDP’nin kafası bu konuda firesiz net mi sizce?

Bana göre nettir. Sayın Öcalan da böyle düşündüğünü 21 Mart 2013’teki mektubunda yazmıştır. Geldiğimiz nokta itibari ile bu mücadele de demokratik, sivil ve fikri olmalıdır.

- Kandil aynı zihniyette mi?

Kandil’dekilerin önemli bir kısmı bu şekilde düşünüyor. Tabii böyle düşünmeyenler de vardır.

- “Ayrılıkçılık yok, AB standartlarında demokrasi istiyoruz. Partimiz bu konuda net. Öcalan da 21 Mart 2013’teki kriterleri ile bunu açıkça ortaya koymuştur” diyorsunuz.

Evet, öyle.

- Fakat HDP’den ne zaman bu ses yükselse, Kandil’den sert demeçler geliyor. Bunun adı nedir?

Bunun uzun bir adı var. Dünyanın birçok yerinde Kürt siyasal hareketine benzeyen hareketler vardır. Ve bu tip hareketler isyanla yani silahla başlar, sonra siyasallaşmaya “legalleşmeye”, kurumsallaşmaya gider. Elinde silah olan siyasallaşmayı çok kolay yapamaz. Dünyadaki tüm örneklerde bu böyledir. Çok uzağa gitmeyelim; daha 2007 yılında Yaşar Büyükanıt, Tayyip Erdoğan ’a muhtıra vermiştir. Erdoğan başörtülü eşini alıp Gülhane Askeri Hastanesi’ne girememiştir. Yine eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül başörtülü eşiyle birkaç yıl Çankaya’da oturamamıştır. Türkiye siyaseti üzerindeki askeri vesayet bile henüz bitmiş değildir. Kürt siyasal hareketinde de siyasallaşma, demokratik mücadele bir zaman ve süreç işidir. Ha bu iş bin sene de sürmez.