Altay Öktem'in fantastik serisinde son diyar

NİLÜFER TÜRKOĞLU

Her üç kitabı da aynı heyecanla yazdığını söylüyor Altay Öktem. Can Çocuk etiketiyle çocuk edebiyatına kazandırdığı ‘Sihriâlem Geçitleri’nin son kitabı ‘Gölgeler Diyarı’ yepyeni hikâyesiyle yine gizemli yine başka bir âlemin içinde!

Çocukken okuduğum seri kitaplar listesinin başını hiç kuşkusuz ‘Pıtırcık’ ve ‘Küçük Vampir’ çekiyordu. Sempé ve Goscinny’nin müthiş anlatım ve çizgileriyle çocuk edebiyatına kazandırdığı ‘Pıtırcık’ ne kadar olağan bir karakterse, Angela Sommer-Bodenburg’un ‘Küçük Vampir Rüdiger’i de bir o kadar fantastikti. Birbirinin son derece zıttı bu iki çocuk kahramanın en büyük ortak özelliğiyse maceralarının hiç bitmemesiydi. Ve ben serinin devam kitaplarını okumak için adeta yollarını gözler, babamla kitapçıya gideceğim günü iple çekerdim.

İşte bu yüzden uzun bir aradan sonra (yılları saymayalım şimdi) Altay Öktem’in çocuklar için yazdığı ‘Sihriâlem Geçitleri’ serisini elime aldığımda bir sihrin peşinden sürükleneceğimi hissettim. O sihir Berk ve Çağıl’ın dünyasına beni çağırırken, aslında Nilüfer’in çocukluğuna bir yolculuk biletiydi. İlk olarak ‘Çalılar Diyarı’nı ziyaret edecek ardından ‘Kılıçbalığı Kralı’yla tanışacak ve en sonunda ‘Gölgeler Diyarı’nda ‘ters giden’ her şeyin içine düşecektim! Bakın tam da dediğim gibi oldu!

GÖLGELERİN YAŞADIĞI KAGENOKUNİ’YE HOŞ GELDİNİZ...

Şair, yazar Altay Öktem’in ‘Sihriâlem Geçitleri’nin üçüncü kitabı ‘Gölgeler Diyarı’nın kapısını aralıyorum şimdi ben. Aman efendim gölgelerin diyarı mı olurmuş derseniz, cevabını Çağıl’ın vermesini yeğlerim: “Olur tabii, akıllım!”

Üstelik bir adı bile var buranın: Kagenokuni. Ama baştan söyleyeyim burada zaman tersten işliyor, burada bütün gölgeler sihirli, burada bütün insanlar kendisinin tersi. Somurtan derseniz hayır o eğlenceli biri, sinirli derseniz o da neşeli mi neşeli! ‘Gölgeler Diyarı’ Kagenokuni’de hızlı koşan yolda kalır, oturanlar çok yol alır. Filler dallarda sıçrarken kaplanlar kanat çırpar. Biliyorum biraz kafanız karıştı ama ‘Sihrialem Geçitleri’nden geçtiğimizi unutmayalım lütfen!

Berk ve Çağıl’ın bir gün fen dersinde başlayan maceraları onları amansız bir yolculuğa çıkarıyor. Kahramanlarımız kendilerini bir anda bol şenlikli, karnaval gibi bir diyarda buluyor. Kadriye Öğretmen, sınıftan arkadaşları Sacit ve Kenan, Berk’in dedesi ve hatta Çağıl’ın kedisi Kar da ‘Gölgeler Diyarı’nda ikiliye eşlik ediyor. Gölgeler Çiftliği, Gölgeler Bandosu, Sihirli Gölgeler Sirki ve Berk ile Çağıl’ı çöl gölgesine götüren fil ise bu fantastik dünyanın eğlenceli ayrıntılarından yalnızca bazıları...

Altay Öktem’in çocuklar için ilk defa yazdığı serinin son kitabı ‘Gölgeler Diyarı’ da tıpkı diğer iki kitap gibi gerçekle hayal arasındaki o gizemli perde üzerine kurulu... Yazarın yarattığı fantastik dünyalar son derece merak uyandırıcı ve bir o kadar zengin atmosferlere sahip. Öktem’e üç kitap boyu yoldaşlık eden Elif Deneç’in resimleri de hayal etmeyi sınırlandırmaması açısından yeterli. Böylece kendi düşümüzü görmemize olanak sağlıyor.
Kitabı okurken yazarına da soru sormayı ihmal etmedim tabii... Acaba dedim, çocuk olsa en çok hangisi heyecanlandırırdı onu? Cevabını şöyle verdi:

“En heyecanlısı ‘Kral Kılıçbalığı’ olabilir. Buradan nasıl kurtulacaklar şimdi diye... ‘Çalılar Diyarı’ da aslında onun kadar heyecanlı. ‘Gölgeler Diyarı’nı ise biraz daha eğlenerek, kalbim diğerlerindeki kadar çok sıkışmadan okurdum.”