Habertürk yazarı Fatih Altaylı, İYİ Parti lideri Akşener’in masaya dönmesi ve krizin çözülmesini "Tek bir konuda yanıldım, 'İttifak gereksiz yere yara almış olacak' demiştim. Olmadı. Tam aksine bu krizden, artık Millet İttifakı’na dönüşen Altılı Masa tam aksine güçlenerek çıktı" sözleriyle değerlendirdi. Altaylı, Yavaş ve İmamoğlu formülünün iktidarı rahatsız ettiği yorumunu yaptı.

Altaylı, "Tek bir konuda yanıldım" dedi, Millet İttifakı'nın yeni formülünü değerlendirdi

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in masaya tekrar dönmesiyle dün ( 6 Mart) bir kez daha altı liderle toplanan Millet İttifakı, ortak cumhurbaşkanı adaylarının CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu açıkladı.

Kılıçdaroğlu'nun adaylığı büyük yankı uyandırırken Akşener'in İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ABB Başkanı Mansur Yavaş'ın 'icracı cumhurbaşkanı yardımcısı' olması formülü ile masaya dönmesi de ittifakın kısa süreli krizi aşmasına olanak sağladı.

Akşener'in masaya dönüşü ve Millet İttifakı'nın yeni fomülünü değerlendiren Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Tek bir konuda yanıldım, “İttifak gereksiz yere yara almış olacak” demiştim. Olmadı. Tam aksine bu krizden, artık Millet İttifakı’na dönüşen Altılı Masa tam aksine güçlenerek çıktı. Nietzsche’nin sözü bir kez daha gerçek oldu, öldürmeyen şey güçlendirdi" ifadelerini kullandı.

Altaylı, Yavaş ve İmamoğlu formülünün iktidarı rahatsız ettiğini söyledi.

Altaylı'nın "Was mich nicht umbringt, macht mich stärker" başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:

"Altılı Masa'nın dağıldığı, Akşener'in sert sözlerle masadan ayrıldığı ve muhalif herkesin paniğe kapıldığı gün ben ne yazmıştım, hatırlıyor musunuz!

Elbette hatırlamak zorunda değilsiniz ama ben hatırlatayım, aynen şöyle demişim:

“Sorun pazartesi muhtemelen çözülecek. Meral Akşener ‘Ben aday olmayacağım’ diye kendini bağlamış olduğu için mecburen çözülmek zorunda. İYİ Parti bu saatten sonra karşı ittifaka katılıp intihar etmeyeceğine göre çözülecek.”

Dün günlerden pazartesi idi.

Sorun çözüldü.

Tek bir konuda yanıldım, “İttifak gereksiz yere yara almış olacak” demiştim.

Olmadı.

Tam aksine bu krizden, artık Millet İttifakı’na dönüşen Altılı Masa tam aksine güçlenerek çıktı. Nietzsche’nin sözü bir kez daha gerçek oldu, “Öldürmeyen şey güçlendirdi”.

En azından şimdilik.

Toplumun gücü önünde hiçbir siyaset duramazdı.

Toplumsal muhalefetin sesine kayıtsız kalınamadı.

Herkesi memnun edecek ya da kimseyi kırmayacak şekilde geliştirilen formül ise İstanbul ve Ankara Belediye başkanlarının “Cumhurbaşkanı yardımcısı” olacaklarının önceden açıklanması oldu.

Bu formülün iktidarı rahatsız ettiğini ve muhalefet açısından doğru bir hamle olduğunu ise Beştepe’den anında gelen “Belediye başkanları Anayasa’ya göre Cumhurbaşkanı yardımcısı olamaz” tepkisi ile anladık.

Cumhurbaşkanı yardımcılarının görev ve yetkilerini düzenleyen Anayasa’nın 107 ve yerel idarelerle ilgili 127. Maddeleri bu konuda çok net olmasa da, yasaların ruhu itibarıyla belediye başkanlığından ayrılmaları gerekebilir.

Ancak her iki görevi birden yürütmeleri de çok açık bir Anayasa ihlali olmaz.

Muhtemelen iktidar “Bunu biz niye düşünmedik” noktasında da olabilir.

Ancak dediğim gibi, seçimi Kılıçdaroğlu’nun kazanması halinde, bu iki belediye başkanı, Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atanacaksa istifa etmeleri daha doğru olandır.

Ama bunu seçimden önce yapmalarını gerektirecek hiçbir yasa yoktur.

Cumhurbaşkanı yardımcısı olacak olsunlar veya olmasınlar, 2023 seçimlerinin iki alanında da siyasi faaliyette bulunabilirler."