Google Play Store
App Store

İktidarın kentsel dönüşüm teklifi kabul edildi. Düzenleme ile özel mülkiyetlerin rezerv yapı ilan edilerek yurttaşların mülksüzleştirmesinin önü açıldı. Afetle mücadele adı altında milyonlar göçe zorlanacak.

Amaç hak gaspı ve mülksüzleştirme
İstanbul Beyoğlu’ndaki Fetihtepe mahallesinde kentsel dönüşüm adı altında bölge halkı evlerinden edildi. (Fotoğraf: BirGün)

Hüseyin ŞİMŞEK

6 Şubat depremlerinin ardından hazırlanan, vatandaşın konut sorununu çözmesi beklenirken içerisinde mülkiyet hakkını yok eden düzenlemeler bulunan kanun teklifi, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı.

İktidar partisinin kentsel dönüşüm uygulamalarını hızlandırma gerekçesiyle kaleme aldığı ancak başta rezerv yapılarla ilgili düzenleme olmak üzere çok sayıda “vatandaşa karşı” madde bulunan teklife AKP ve MHP milletvekilleri “evet” oyu verirken büyük bir çoğunluğu oylamaya katılmayan muhalefet milletvekilleri ise “hayır” dedi. Teklif, 82 ret oyuna karşılık 238 oyla kabul edildi. Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından yürürlüğe girecek düzenlemeye göre, artık üzerinde yerleşim yeri olan alanlar da rezerv yapı alanı ilan edilebilecek.

Bir yerin rezerv alan olabilmesi için ‘üzerinde yapı olmaması ve meskun mahal dışında yer alması’ şartı artık aranmayacak. Rezerv yapı alanı ilan edilen yerler, dönüşüm için boşaltılıp yerine yeni binalar yapılacak. Şehir merkezlerinde üzerinde yapı bulunan alanlar, özel mülkiyetler, parklar ve askeri alanlar da artık ‘rezerv alan’ ilan edilebilecek.

EV SAHİBİ YOK, POLİS VAR

Artık riskli yapı tespitlerinde ev sahibinin bulunması uygulaması da son buluyor. Buna göre, riskli yapı tespitlerinde eğer mülk sahibi konutunda yoksa polis ekipleri çağrılacak. Polisler, gerekli işlemleri “ev sahibi varmış gibi” gerçekleştirecek.

BORÇLANDIRACAKLAR

Bir binanın kentsel dönüşüme girebilmesi için hak sahiplerinden üçte ikisinin onayını alma zorunluluğu da ortadan kalktı. Artık hak sahiplerinin yarıdan bir fazlasının onay vermesi durumunda bina, kentsel dönüşüm statüsüne alınacak. Kentsel dönüşüme giren yapılar için borçlanan ya da tapusunda haciz bulunan vatandaş, borcunu ödeyemezse mülkiyet hakkını tamamen kaybedebilecek, konutta sadece oturma hakkına sahip olacak. Rantın ve hak gaspının önüne açacak yasayla özetle şunlar yapılabilecek.

• Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, artık mevcutta bina bulunan alanları da rezerv alan ilan edebilecek. Önceden yalnızca boş alanlar rezerv alan ilan edilebiliyordu. Yeni düzenlemede artık mevcut binalar rezerv alan kapsamına alınabilecek. Bakanlık istediği her yeri rezerv alan ilan edebilecek.

• Rezerv alan ilan edilen yerdeki konutlar mahkeme süreci dahil 90 gün içinde boşaltılacak.

• Rezerv alana alınan yerlerdeki konut sahiplerine bakanlık başka bir yerden konut verebilecek.

• Örneğin Kadıköy'de mevcut bir binanın olduğu alan rezerv alan ilan edilip bina 90 gün içinde yıkılabilecek. Konut sahibine ise duruma göre ya aynı yerden ya da başka bir ilçeden, mesela Sultanbeyli'den konut verilebilecek. Bu da yeni borçlanmaları beraberinde getirecek.

• Rezerv alanlardaki imar planı, parselasyon, ruhsat ve iskan aşamalarında bakanlık yetkili olacak, belediyeler by-pass edilecek.

Bu yasayla birlikte Bakanlığın, hareket alanının genişlediğini belirten Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Pelin Pınar Giritlioğlu, BirGün TV’ye yaptığı açıklamada, herkesin mülksüzleştirme tehdidi altında olduğunu söyledi.

6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi yasasıyla gelen birçok tehlikenin, son değişikle birlikte de sorunun derinleştiğine dikkat çeken Giritlioğlu, “Rezerv alan kavramını aslında uzun zamandır biz gündeme de getiriyoruz. Çünkü aslında 6306 sayılı kanunda zaten bilerek bulanık bırakılmış bir kavramdı. Yani bilimsel kriterleri yoktu bunun. Şimdi bu sorun daha da derinleşti. Çünkü artık yerleşik alanlar da rezerv alan kapsamı içerisine alındı. Dolayısıyla artık bakanlığın bu anlamda hareket alanı daha da genişlemiş oldu. Ve artık kent merkezleri, yerleşik alanlar, meskün alanlar, insanların çok uzun zamandır yaşadığı, aidiyet duyduğu alanlarda da bir mülkiyet garantisi yok” dedi.

EVLERİNDEN OLACAKLAR

İnsanların kendi evlerinden kapı dışarı edilmesinin önünü açan maddeyi değerlendiren Giritlioğlu, “Böyle bir ihtimal var, tabii ki kimse kimseyi birdenbire kapı dışarıya edemez. Artık evin yok diye dışarıya atamaz ama bunun yollarını getiriyor bu yasa. Deprem riski adı altında tamamen bir mülkiyetin el değiştirmesi süreci başlatılıyor. Deprem bahane edilerek kent merkezinde yaşayan, yaşamakta olan insanlar birdenbire kendilerini başka bir yerde bulabilirler” diye konuştu.

“Zorla tahliyenin yolu açılıyor” diyen Giritlioğlu itiraz mekanizmasının da ortadan kaldırıldığına dikkat çekiyor: “Bu bir hız yasası.İnsanlar hızla evlerinden atılıyorlar. Çıkmazlar ve bununla mücadele etmeye kalkarlarsa, kolluk kuvvetiyle evlerine girilerek tahliye ediliyorlar. Dava süreçleri hızlanıyor, bilirkişilerin bilimsel görüşlerini hazırlayacağı süreler azalıyor. Özellikle canını emanet ettiğin bir yerde, bilimsel görüş raporu apar topar hazırlanamaz. Dava süreçlerinde de öyle. Bakın yürütmeyi durdurma kararlarına itiraz edemeyeceksiniz.

∗∗∗

HEDEFLERİNDE RANTI BÜYÜK İSTANBUL VAR

İlk süreçte İstanbul için özel bir yasa gündeme geldiğini hatırlatan Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Pelin Pınar Giritlioğlu, “İptal edilebileceği ihtimali ve uygulanabilirlikten uzak olduğu gerekçesiyle kanunda bir değişikliğe gidildi. En büyük rantın İstanbul’da olduğunu düşününce hedefte diyebiliriz” dedi. Giritlioğlu, yapılması gerekenlere ilişkin ise şunlar söyledi: “Rezerv alan bir kere kamu arazisi olmalı. Ve burada kentin riskli bölgelerini etap etap taşıyacak kamu konutları yapılmalı. Bir tür sosyal konuttan söz ediyorum. İnsanlar yaşadığı yerler, güçlendirildikten sonra tekrar vatandaş geriye dönebilmeli. Yoksa bu sürekli kent merkezinin boşaltılması ve kentin başka birilerine pazarlanması anlamını taşıyor. Böyle bir rezerv alan olamaz. Yani bu amacına aykırı bir şey. Sadece yeni inşaat yaparak insanları daha fazla borçlandırarak, kentin dışına sürerek afetle mücadele etmek diye bir politika olamaz.”

İNŞAAT TEKELLERİNE PEŞKEŞ ÇEKİLECEK

Sol, sosyalist partiler Meclis’te kabul edilen rant yasasına ilişkin açıklama yaptı.

SOL Parti: TBMM’de kabul edilen torba yasa ile geçtiğimiz 12 yıllık yıkım sürecinden doymayan rant çevrelerinin sorunlarına yeni çözümler üretilmiştir. Uzun sürdüğü gerekçesi ile mülkiyet gaspı karşısında hak aramanın yolları daraltılmış, kısıtlanmış ve gasp edilmiştir. Halkın mülküne ey koyma süreci karşısında ortaya çıkan hukuksal engeller ortadan kaldırılmıştır. Planlama bütünlüğünü ortadan kaldırılmıştır. Yapılaşmayı artıracak sürecin önü açılmıştır. Barınma ve mülkiyet gibi temel anayasal haklar rant aracı haline getirilmiştir. Depremler karşısında sağlıklı, güvenli, nitelikli yapılarda yaşamak halkımızın temel hakkıdır. Haklarımızın gaspedilmesine, kentsel ve kırsal alanlarımızın yağmalanmasına, afet riskinin ranta kurban edilmesine izin vermeyeceğiz.

Emek Partisi: Amaç deprem riski altındaki alanların dönüştürülmesi değil, rant odaklı yapılaşmadır.

Kamuya ait taşınmazlar, hazine arazileri sermaye sınıfına ve inşaat tekellerine peşkeş çekilecektir. Yerel yönetimlerin yetkileri tamamen ortadan kaldırılırken, Kentsel Dönüşüm Başkanlığına sınırsız özel yetkiler verilecektir.

Yurttaşlarının mülklerine el konulmasının, barınma hakkının engellenmesinin, yoksul emekçilerin yeniden borçlandırılmasının önü açılacaktır.

Özellikle İstanbul üzerinden yeniden bir sermaye birikimi, mega şehirler, küresel kent planları yapılıyor. Şehir uluslararası tekellere açılırken emekçiler şehir dışına atılacak, geniş ölçekte bir yer değiştirme yaşanacaktır.

YASAL ‘PÜRÜZLERİ’ ORTADAN KALDIRDILAR

İstanbul Okmeydanı’nda, Beyoğlu Belediyesi ile Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından dönüşüm zulmüne karşı direnen Okmeydanı Çevre Derneği Başkanı Rüstem Karakuş, “ Bu afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi kanunu aslında sosyal amaçlı konutlar yapmak amacıyla ortaya çıkmış bir kanun değildi. Bu kanunun birçok maddesi daha önce Anayasa Mahkemesi tarafından reddedildi, ortadan kaldırıldı ama şimdi bu yeni hükümet döneminde o reddedilen kanunlar yeni baştan gündeme getiriliyor. Bu işi daha da kolaylaştırmak için yapılan bir düzenlemedir bu. Asıl amaç afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi değil rant olarak yapılaşmanın önünü açmak içindir” dedi. Beyoğlu sürecini anlatan Karakuş şu ifadeleri kullandı: “Dolapdere’de, Tophane’de, Kasımpaşa’da vs. bir sürü dokunsan yıkılacak halde bina varken buralardan başlamak yerine Okmeydanı’ndan başladılar çünkü orasının rantı yüksek. Asıl amaç insanlara sosyal konut sağlamak değil, inşaat sektörünü canlandırmak."