“Amasra Davası” bugün başlıyor: Dava dosyasında asıl sorumlular yok
Amasra’da 44 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasıyla ilgili 23 sanık bugün ilk kez hakim karşısına çıkacak. Avukatlar, “Sorumlular dosyadakiler ile sınırlı değil. TTK üst yönetimi de sanık sandalyesine oturtulmalı” diyor.
Mustafa BİLDİRCİN
Türkiye Taşkömürü Kurumuna (TTK) bağlı Amasra Müessesi'nde 14 Ekim 2022’de gerçekleşen ve 44 madencinin yaşamını kaybettiği faciadan sorumlu olduğu gerekçesiyle 8’i tutuklu olan toplam 23 kişi bugün ilk defa hakim karşısına çıkacak. Bartın Adliyesi’nde görülecek dava için adliyedeki bir koridor duruşma salonuna dönüştürüldü. Savcılığın hazırladığı fezlekeye göre, tutuklu yargılanan sekiz şüpheliden dördü hakkında bin seksener yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Dosyada sanık sıfatıyla yer alan Amasra Müessese Genel Müdürü Cihat Özdemir, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekçi, İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi Volkan Soylu ve Başmühendis Mehmet Tural hakkında, “Olası kastla öldürme ve yaralama” suçundan yüzlerce yıl hapis isteniyor. Diğer 19 sanık hakkında ise “Bilinçli taksirle öldürme ve yaralama” suçunda 15 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
Madendeki havalandırma kusurları başta olmak üzere, organizasyonsuzluk ve taş tozu ile müdahaledeki eksikliklerin, üst yönetimin sorumluluğunu ortaya koyduğunu belirten uzmanlar, dosyanın eksik olduğu görüşünde birleşiyor. Uzmanlara göre, dosyanın yalnızca Amasra Müessesi yönetimi ile sınırlı olmaması, TTK Genel Müdürü Kazım Eroğlu başta olmak üzere, tüm TTK üst yönetiminin de sorumlu sıfatıyla hakim karşısına çıkarılması gerekiyor.
TTK üst yönetiminin olası kusurlarına değinilmeyen fezlekede 31 Ekim 2022 tarihli bilirkişi raporuna atıf yapılıyor. Savcılık fezlekesinde, Müessese Müdürü Cihat Özdemir’in, facianın meydana gelmesine neden olan etkenlerden havalandırma, metan drenajı, kömür tozu mücadelesi, teknik personel sayısındaki eksiklik ve iş güvenliği eğitimleri ve acil durumlara yönelik tatbikatlar kapsamında kusurlu bulunduğu kaydediliyor. İşletme Müdürü Selçuk Ekmekçi ve İşletme Başmühendisi Mehmet Tural’ın kusurları ise “Havalandırma, kömür tozu mücadelesi ve iş güvenliği eğitimleri ve acil durumlara yönelik tatbikatlarda eksiklik” olarak sıralanıyor. Müessesede İş Sağlığı Güvenliği ve Eğitim Şube Müdürü olarak görev yapan Volkan Soylu da aynı kusurları işlediği gerekçesiyle suçlanıyor. Fezleke bu haliyle, “Tüm sorumluluk işçi ve mühendislere yıkılacak” yorumlarına neden oluyor.
SORUMLULAR BUNLARLA SINIRLI DEĞİL
Mağdur ailelerin avukatlarından Sercan Aran, duruşma öncesi BirGün’e değerlendirmelerde bulundu. TTK üst yönetimi ile Amasra Maden Müessesi’ni denetleyen herhangi bir denetçiye dava açılmadığını anımsatan Aran, “Davanın bu haliyle başlıyor oluşu, yargılamanın sonucuna dair de bize bir veri veriyor” diye konuştu. Dosyanın, “Olayın tek sorumlusu müessese yöneticileri ve mühendisler” algısına yol açması nedeniyle eksik olduğunu belirten Aran, “Ancak işletme projesine, madenin işleyişine ya da işçilerin anlattıklarına baktığımızda sorumluların yalnızca müessese yöneticileri ile sınırlı olduğunu söyleyemeyiz” dedi.
TTK GENEL MÜDÜRÜ DE SANIK OLMALI
Aran, TTK Genel Müdürü Eroğlu ile kurumu denetleyen denetçilerin de sanık sandalyesinde oturması gerektiğini ancak soruşturma izni vermediğini altını çizdi. Sorumluluğu bulunan üst yöneticilerin yargılanmasına yönelik girişimlerinin olacağını kaydeden Aran, “Şimdi, temsil ettiğimiz ailelerin hakları için Amasra’da duruşmayı takip edeceğiz” ifadesini kullandı. Adliye koridorunun duruşma salonuna çevrilmesine yönelik de konuşan Aran, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Adalet Bakanlığı, bölgedeki bir spor salonunun duruşma için kullanılması konusunda girişimlerde bulundu ancak Gençlik ve Spor Bakanlığı’ndan bu yönde izin çıkmadı. Duruşma salonu denilen yer illa dört duvarlı bir yer değildir ancak en azından sessiz bir ortama sahip olması gerekiyor. Duruşma bir koridorda yapılacak. Herhangi bir ses, dağınıklığa yol açabilir ve davanın seyrini etkileyebilir.”
***
BARTIN PLATFORMU: HATTAT HOLDİNG’İN PAYI ES GEÇİLDİ
Bartın Platformu, dava öncesinde yazılı bir açıklama yaptı. Platformun açıklamasında, süreç içinde üst düzey yöneticilerin korunmaya çalışıldığı savunuldu. Açıklamada, Hattat Holding’in Amasra’daki taşkömürünün yüzde 97’sini, “Bir şekilde ele geçirdiği” de belirtilerek, “Hattat Holding’in bu katliamdaki payı hep es geçildi” denildi.
Bartın Platformu’nun açıklamasında, facianın yaşandığı maden sahasına komşu bölgede faaliyet gösteren Hattat Holding ile ilgili özetle şunlar kaydedildi:
"Devlet tarafından Amasra B sahasında Hattat Holding’le yapılmış olan Rödovans Sözleşmesi’nin sona erdirilerek bu sahanın TTK tarafından işletilmeye başlanması, böylece yöredeki daha çok sayıda işsiz gencimize, daha iyi koşullarda, daha yüksek ücretli ve iş güvenliğine sahip bir ortamda çalışabilecekleri bir çalışma ortamı sağlanabileceğini açıklamıştık. Biz hala aynı noktadayız. 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak olan genel seçimler öncesi siyasi partilere çağrımız, Amasra B sahasındaki kullanım haklarının devlete olan borçları karşılığında iptal edilmesi, Amasra B sahasındaki taşkömürü üretiminin TTK tarafından yani devlet eliyle yapılmasıdır.”