SOL Parti, 43 işçinin yaşamını yitirdiği maden katliamının yıldönümünde Amasra’da sokağa çıktı. SOL Parti MYK Üyesi Tombul, “Emekçilerin canları üzerinden kâr elde etmek isteyenler katliamın sorumlularıdır” dedi.

Amasra Faciası’nın hesabını soracağız

POLİTİKA SERVİSİ 

SOL Parti, Bartın’da bir yıl önce yaşanan amasra Maden Katliamı’nın yıldönümüne ilişkin açıklama yaptı. SOL Partililer, Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) ait müessesede 43 madencinin hayatını kaybettiği, onlarcasının yaralandığı katliamın gerçek sorumlularının yargılanmasını istedi. 

‘İnsanca yaşam hakkı için ayağa kalkıyoruz’ sloganı ile Amasra’daki Cumhuriyet Caddesi’nde bir araya gelen SOL Partililer, katliamı protesto etti. Açıklama sırasında sık sık ‘Kaza değil cinayet, kader değil katliam’, ‘AKP’den hesabı emekçiler soracak’ sloganları atıldı. 

Patlamanın bir kaza olmadığına dikkat çeken SOL Parti Amasra İlçe Başkanı İbrahim Güre, madencilerin zor şartlarda çalışmak zorunda bırakıldığını vurguladı. Güre, şu ifadeleri kullandı: “Vardiyası bitince ‘Geçmiş olsun’ diye karşılanan tek meslek grubudur madencilik. Ocağa girerken de evvela emniyet logosu karşılar madencileri. Akıldan, bilimsellikten uzak çalışma biçimleri, yenilenmeyen teknoloji, yapılmayan yatırımlar, alınmayan güvenlik önlemleri, sermayenin kar hırsı, özelleştirmeler, en önemlisi de yıllardır siyasetin bürokrasiye baskısıyla oluşan kadrolar ve liyakatsiz atamalar facianın meydana gelmesinin esas sebebidir. Bir dönem Amasra’da 6500 işçi çalışırken tüm havza da yaklaşık 60 bin işçi çalışıyordu. Ancak şu an bu sayı Amasra’da 600 kişiye kadar düşmüş durumda. Bu kadar bir ekiple daha fazla kömür çıkarmak için yapılan üretim zorlamaları ve alınmayan güvenlik önlemlerinin patlamalara yol açması yeterli bir sebeptir. Bizler, Amasra’yı unutmayacağız.” 

Güre’nin ardından konuşan SOL Parti Merkez Yürütme Kurulu Üyesi İsmail Hakkı Tombul ise iktidarın emek düşmanı politikalarına dikkat çekti. 

"Bir yıl önce yaşanan patlama AKP iktidarının uyguladığı ekonomi politikalarının sonucudur" diyen Tombul, “Daha fazla kâr, daha fazla para hırsına kapılanlar maden ocaklarını taşeronlaşmalara açtı, yaptıkları özelleştirmelerle emekçilerin canı ile oynadılar. Bizlerin canı, kanı üzerinden daha fazla kar elde etmek istediler” dedi. 

"Yeraltında ölüm yerüstünde açlık"

Bu yılın ilk 9 ayında iş cinayetlerinde 1.409 emekçinin yaşamını yitirdiğinin altını çizen Tombul, şunları dile getirdi: “İşyerlerinde işçi güvenliği ve sağlığını devletin kontrolünde olması gerekirken adeta sermaye çevrelerine göz yumdular. Bilim insanları diyor ki ‘Önlenemeyecek kaza yoktur. Alınmayan önlem, yapılmayan yatırım vardır.’ Yani patronun harcamadığı para vardır. Hepimizin canı ile kumar oynatan, açlıkla ölüm arasına sıkıştırılan emekçileri daha fazla sömürüye maruz bırakan bu düzendir. Patlamadan sonra madencilere sorulan sorulara emekçilerin cevabı ortadaki var olan durumu çok açık ortaya koyuyor. Madencilere ‘Ölüm korkusuna rağmen neden madende çalışmaya devam ediyorsunuz?’ sorusuna ‘Yeraltında ölüm belki ama yerüstünde açlık mutlaktır’ şeklinde verdikleri cevap bu emek düşmanı politikaları bütün çıplaklığı ile gözler önüne seriyor. İşte emekçilere bu sözü söylemeye mecbur bırakanlar bu katliamın asıl sorumlularıdır.” 

"Ülkenin kaynaklarını derhal halka açın" 

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sözlerine de tepki gösteren Tombul, şöyle konuştu: “Enflasyonla mücadele için Cumhurbaşkanı ‘ev almayın, araba almayın, marketlerde dikkatli harcamalar yapın’ uyarılarında bulunuyor. Zaten ne ev alacak ne de araba alacak halimiz kaldı. Saray’larında otururken halka ‘Harcamayın’ tavsiyelerinde bulunuyorlar. İşte emekçileri katleden anlayışın kendisi iktidarın bu ekonomik programdır. Bu ülkenin emeği ile geçinenleri insanca yaşanacak ücret talep ederken iktidar bütçe koşullarını sebep gösteriyor. Ama çok açık ki bu ülkenin kaynak sıkıntısı olamaz. Halka gelince para yok ancak iş sermayeye gelince destekler de teşvikler de sorun yok. Öyleyse sorun AKP iktidarının tercihidir. Bizler ise bu ülkede insanca yaşamak için mücadele edenleriz. Buradan bir kez daha duyuruyoruz. İşçi sağlığı ve iş güvenliği yatırımlarının takipçisi olacağız. Bu yatırımları yapmayanlara karşı mücadele edeceğiz. İstiyoruz ki herkes insanca yaşayabilecek bir ücret alabilsin. Parası olmayanların bile yediği ekmekten, içtiği sudan alınan vergiler kaldırılsın. İstiyoruz ki ülkenin yeraltı ve yerüstü zenginlikleri emekçi halka açılsın. Herkes bilsin ki bizleri açlık ve ölüm arasına sıkıştırmak istenen bu düzene karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz. Amasra’da yaşatılan bu katliamın da hesabını soracağız. Bir kez daha yaşamını yitiren bütün insanlarımızın önünde saygıyla eğiliyoruz.”