Ukrayna’ya saldırısından sonra, Rus ekonomisi kritik bir yol ayrımında. Ancak sanıldığı gibi Batı’nın yaptırımları Rus ekonomisine zarar verebildi mi? Rus girişimciler açısından yaptırımlar, beklenmedik bir fırsat haline geldi.

Ambargo Rusya’ya zarar verebildi mi?
Rusya, yaptırımlara karşı Çin, İran ve Türkiye ile ilişkileri güçlendiriyor. (Fotoğraf: AA)

Dimitri Simes Jr.

Yaptırımlar, Moskova'da yaşayan sanat müzesi çalışanı 23 yaşındaki Alexander için hayatı belirgin bir şekilde karmaşıklaştırdı. Artan fiyatlar Alexander'ı harcamalarını azaltmaya ve faturalarını ödemeye yardımcı olacak bir ek iş bulmaya itti. Bununla birlikte, mobilya ve diğer ev eşyaları gibi bir zamanlar kolaylıkla bulunabilen bazı ürünlere ulaşmak da artık Alexander için çok daha çetrefilli bir süreç haline geldi.

Soyadını vermek istemeyen Alexander, yaptırımların uzun vadede Rusya için beklenmedik faydalar sağlayacağı konusunda iyimser. “Sanki şimdi daha fazla fırsatımız var. Bir yandan da ülkemiz kendi mallarını üretebilecek kapasiteye sahip olduğunu hatırlamış gibi” diyen Alexander’a göre, “Bu durum potansiyel olarak yeni ve olumlu şeyler için kapı açabilir.”

Geçtiğimiz altı ay boyunca yaptırımlar, Rusya'nın dış dünyayla olan ekonomik ilişkisini önemli ölçüde değiştirdi. Sovyetler Birliği'nin çöküşünü izleyen otuz yılda Rusya, küresel kapitalizmin ilkelerini kolayca benimsedi. Moskova ile Batı arasındaki siyasi ilişkiler çoğu zaman gergin olsa da iki odak arasındaki ekonomik bağlar sağlam kalmasını bildi. Orta sınıf Ruslar kolayca Avrupa'ya uçuş rezervasyonu yapabiliyor veya cep telefonundan kot pantolona varıncaya kadar en yeni Batılı ürünleri kolayca satın alabiliyorlardı. Yurtdışına para gönderme veya alma gibi temel finansal işlemler ise birkaç dakika içinde halledilebiliyordu.

Artık bu dönem tümüyle bitmiş olabilir. Kremlin'in Ukrayna'ya asker gönderme kararının ardından, ABD ve onun Avrupa ve Asya'daki müttefikleri, Rus ekonomisine karşı eşi benzeri görülmemiş yaptırımlar uygulamak için hızla harekete geçti.

Kabul ettikleri önlemler arasında, Rusya'nın mali rezervlerinin neredeyse yarısının dondurulması, ülkenin en büyük bankalarından bazılarının SWIFT ödeme sisteminden atılması, Rus gemilerinin ve uçaklarının yaptırım uygulayan ülkelerin limanlarına ve hava sahasına girmelerinin yasaklanması, bazı ileri teknolojiler için ihracat kısıtlamaları getirilmesi, Rus petrol ve kömürüne ambargo uygulanması yer alıyor.

GÖRÜLMEMİŞ YAPTIRIMLAR

Yale Üniversitesi'nin Liderlik Enstitüsü'nden alınan bir veritabanına göre, eşzamanlı olarak, Ukrayna'daki çatışmanın başlamasından bu yana 1200'den fazla yabancı şirket Rusya'daki faaliyetlerini askıya aldı veya kısıtladı. Bu listedeki büyük isimler arasında Apple, McDonald's, IKEA, Visa ve MasterCard gibi markalar var.

Şu ana kadar, yeni yaptırımlar rejimi, yekpare olmayan sonuçlar doğurdu. Bir yandan Rusya'nın gayri safi yurtiçi hasılası (GSYH) ikinci çeyrekte geçen yılın aynı ayına göre yüzde 4 düşerken, bu oranın üçüncü çeyrekte yüzde 7'ye yükselmesi bekleniyor. Yeni tedarik kısıtlamaları yalnızca enflasyonun çift haneli rakamlara tırmanmasına neden olmakla kalmadı. Aynı zamanda, Rus üreticilerini, ürettikleri malları bir araya getirebilmek için kritik öneme sahip olan ithal bileşenlerden mahrum bırakarak zarara uğrattı. Örneğin, Rusya'nın otomobil üretimi, çarpıcı bir şekilde bu yılın ilk altı ayında yüzde 61,8 oranında düştü.

Hâlâ birçok Rus yetkili, çok büyük ölçüde Batı teknolojileri kullanılarak geliştirilen mikroçipler gibi belli başlı üst düzey elektronik bileşenlerin yerinin doldurulmasının özellikle zorlayıcı olacağını kabul ediyor.

Ancak, tüm bunların yanı sıra Rus ekonomisi, şimdiye kadar başlangıçta beklenenden daha fazla direnç göstermeyi başarabildi. Mart ayı başlarında yüzde 30’un üzerinde değer kaybetmesine rağmen, Rus rublesi o zamandan bu yana yılın en iyi performans gösteren para birimi haline geldi. Enflasyon son aylarda yavaşlamaya başladı ve nisan ayında yüzde 17,8 olan zirve oranından, ağustos ayında yüzde 14,9’a geriledi. Bu arada, Rusya'nın cari fazlası ocak ve temmuz ayları arasında bir önceki yıla göre üç kattan fazla artarak 167 milyar dolarlık rekor seviyeye yükseldi.

İSTİKRARLI RUBLE

En azından şimdiye kadar, yaptırımlar Moskova'daki hayata gölge düşürmek için fazla bir şey yapmadı. Öyle ki başkentin yıllık sokak yenileme programına katılan işçiler hala her yerde görülebiliyor. Şehir merkezindeki restoranlar, barlar ve kafeler müşterilerle dolup taşıyor. Pek çok Batılı mağaza aylardır kapalı olmasına rağmen alışveriş merkezleri de aynı şekilde insanlarla dolu. Ortalama bir tüketici, şöyle bir markete giriverdiğinde, yabancı mallar da dahil olmak üzere geniş bir ürün yelpazesi ile karşılanıyor.

Moskova Sanat Müzesi çalışanı Alexander, “İnsanlar sürekli endişe içerisinde olmaktan bıktılar. Bu yüzden daha normal bir hayata dönmek için ellerinden geleni yapıyorlar” diyor ve ekliyor: “Restoranlarda yemek ve bu tür şeyler söz konusu olduğunda kendilerini sınırlayan çok az insan görüyorum. Eskiye kıyasla daha az paraları olabilir ama hala paraları var.”

Geçtiğimiz ay, Uluslararası Para Fonu (IMF), 2022 yılı için Rusya'nın ekonomik görünümüne dair yaptığı tahmini iyileştirdi. Buna göre, ülkenin GSYH'sinin başlangıçta öngörülen yüzde 8,5 yerine, yüzde 6 küçüleceği tahmininde bulundu. Elbette ki bu hala ciddi bir düşüş olarak görülebilir fakat daha önceki vahim tahminlerden çok daha iyi bir tablo.

Moskova merkezli kredi değerlendirme kuruluşu Expert Ra'nın baş ekonomisti Anton Tabakh, Al Jazeera'ye yaptığı açıklamada, yeni yaptırımlar rejiminin ilk altı ayında, iki etmenin Rus ekonomisine can simidi olduğunu ifade etti. Bunlardan ilki, başta enerji olmak üzere emtia ihracatındaki büyük artış. Reuters haber ajansı tarafından görülen bir hükümet belgesine göre Rusya'nın bu yılki enerji satışlarından, 2021 yılına göre yüzde 38'lik bir artışla, 337 milyar dolardan fazla kazanması beklenmekte. İkinci faktör ise devlet harcamalarındaki artış.

Tabakh, küresel talepteki düşüş ve yürürlüğe giren yeni ambargolar nedeniyle, Rusya'nın ihracat patlamasının büyük bir olasılıkla zirveye ulaşmış olduğunu ifade ediyor. Aynı zamanda, bu yılın başlarındaki keskin düşüşün ardından Rusya'nın ithalatında yavaş yavaş bir toparlanma yaşandığının da altını çiziyor. Bu toparlanmanın arkasındaki temel itici güçler, rublenin istikrara kavuşturulması ve lojistiğin iyileştirilmesi.

Tabakh, "Şu anda temel soru, Rus ekonomisinin, Rusya Merkez Bankası'nın ‘yapısal dönüşüm süreci’ olarak adlandırdığı süreçten nasıl geçeceğidir" diyor. “Yeni ürünlere geçiş yapan tüketicilerden, yeni tedarik zincirlerinin ve finansal aracıların doğuşundan ve yeni kısıtlamalara uyum sağlayan şirketlerden bahsediyoruz. Benim ve Merkez Bankası'nın tahminlerine göre, şu anda dokuz ila bir yıl kadar sürebilecek bir sürecin en zor aşamasında bulunuyoruz.”

İÇ TİCARETE DESTEK

Bazı Rus girişimciler açısından yaptırımlar, beklenmedik bir fırsat kaynağı haline geldi. Ulusal küçük ve orta ölçekli işletme sahipleri birliği olan Opora Rusya'nın Başkan Yardımcısı Nikolai Dunaev, çok uluslu dev şirketlerin Rusya'dan gitmesinin, -özellikle gıda, kozmetik, giyim, turizm ve inşaat gibi alanlarda- yerli şirketlerin pazar paylarını artırmaları için bir alan yarattığını söylüyor.

Dunaev, “Tüketiciler arasında her yerde bir talep düşüşü söz konusu ancak var olan talebin çoğu yerli üreticilere kaydığı için Rusya'da bu talep eksikliği o kadar şiddetli hissedilmiyor” tespitinde bulunuyor.

Batılı olmayan ekonomiler de Rusya’nın yaptırımlara karşılık verme stratejisinde giderek daha önemli bir rol oynuyor. Tabakh, son yıllarda imalat alanında Asya ve Orta Doğu'da yaşanan büyümenin, Batılı birçok malın yerini alacak yeni ürünler bulma konusunda Rusya'nın işini kolaylaştırdığını belirtiyor.

Aynı zamanda Moskova, ekonomik boşluklarını, paralel ithalat programlarıyla doldurmaya başladı. Bu yöntemle, Rus şirketleri, üçüncü taraf ülkelerden akıllı telefonlar, otomobiller ve giysiler de dahil olmak üzere Batı markası ürünleri ithal ediyor ve ardından ticari marka sahiplerinden izin almaksızın bu malları Rus pazarında yeniden satıyor.

“Bu türden seçenekler neredeyse çoğu zaman daha masraflı ve çok daha az kullanıcı dostu, ancak nihayetinde yaptırımlardan alınan darbeyi hafifletmeye yardımcı oluyor" diyen Tabakh açısından, “Bu tür seçeneklere sahip olmaları bile, dünyanın 30 yıl öncesine, Batı'nın tamamen egemen olduğu döneme göre ne kadar değiştiğini gösteriyor.”

Asıl mesele, Rus ekonomisinin uzun vadede 'yapısal dönüşümü'nü ne ölçüde geçireceğidir. Rusya, ekonomisini yeni bir temel üzerinde başarılı bir şekilde yeniden inşa edebilir mi yoksa yıllar sürecek bir ekonomik ve teknolojik düşüşe mahkûm mu?

Bir pan-Asya yatırım danışmanlığı firması olan Dezan Shira&Associates'in kurucusu Chris Devonshire-Ellis'e göre, potansiyel olarak Rusya'nın işine yarayabilecek iki önemli faktör var.

Birincisi, Moskova'nın daha geniş bir küresel ekonomi için kritik olan doğal kaynakların çoğuna sahip olması. Devonshire-Ellis, “Rusya'ya baktığınızda, pratik olarak her şeyin birinci, ikinci veya üçüncü en yüksek rezervine sahip" diyor: “Enerjiden elmaslara, tatlı suya, nadir toprak elementlerine ve diğer minerallere kadar son derece zengin bir ülke.”

Devonshire-Ellis, Batı'dan dışlanmasına rağmen Kremlin'in jeopolitik olarak izole edilmekten çok uzak olduğunu ifade ediyor. Devonshire-Ellis, “Rusya’nın Çin, Hindistan ve İran gibi güçlü dostları; Suudi Arabistan, Türkiye, Brezilya ve Afrika'nın çoğu gibi giderek daha güçlü ilişkiler kurduğu muhatap ülkeler var” diyerek ekliyor: “İşte tüm bu nedenler göz önünde bulundurulduğunda Rusya’nın üstün geleceği sanısına kapılıyorum.”

Çeviren: Mert DEMİR
Kaynak: Al Jazeera