İki gün önce bir dostum, seyyar bir eskiciden ‘Anadolu İlleri Ağızlarından Derlemeler’ adlı 1951 basımı istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınlarından, A. Caferoğlu’na ait beş liraya bir kitap satın almış. Sohbet sırasında bana kitabı gösterdi. Birkaç günlüğüne el koydum. Araştırmacı, kitapta; Van, Bitlis, Muş, Karaköse, Eskişehir, Bolu ve Zonguldak illeri ağızlarını derlemiş. On beş yıl boyunca Anadolu’nun çeşitli bölgelerinin ağızlarına ait yayınladığı derleme serisinin dokuzuncu cildini teşkil ediyor. Yazar çalışmanın zorluklarını önsözde belirtmiş.

Tamamıyla ihmal edilmiş olan saha ağızlarının coğrafi durumları nedeniyle gün geçtikçe silinmeye yüz tuttuğu dil kültüründen -Anadolu Diyalektolojisi-nden yola çıkmış. İnternet üzerinden benzer çalışmalara baktığımda özellikle üniversite okurlarının tez çalışmalarına rastladım, ancak onları daha sonra okumak üzere elimdeki kitaba döndüm. 1951 yılında yayınlanan derlemede; alan çalışmasında okuma yazması olmayanların ön planda tutulması, hatta askerlik yapmamış kişilerin tercih edilmesi -çünkü yerel ağzın kırılmasına/değişmesine sebep olduğu ileri sürülüyor-, şahsın ağzından çıktığı gibi bütün aksanlarıyla üzerinde hiçbir değişiklik yapmadan aktarılması tercih edilmiş. Ben değerlendirmemi şu kıstasları da düşünerek yaptım ve 51’lerden günümüze gelene kadar dil üzerindeki politik baskıları, köyden kente zorunlu göçleri, kentleşme süreciyle birlikte kaybedilen kültürel değerleri bildiğimize göre eksiği gediğiyle, belki de hatalarıyla da olsa o yıllardaki Anadolu diyalektiği üzerinde yapılmış bir çalışmanın şu an elimde olmasını önemsedim. Dil, ağız, lehçe üzerine meraklı okurlar, İstanbul Üniversitesi Yayınlarından bu çalışmanın tamamını -dokuz cildini- temin edibilirler mi bilemiyorum. Ben bu haftaki yazımda köşe yazısının belli vuruşla kısıtlı olması nedeniyle kitaptan iki örnekle yetineceğim. Parantez içinde anlamları belirttim, yazıldığı gibi aktarıyorum. İlk örnek Van yöresinden;
Uvanni (Vanlı)

G’etdim yanına süt bişiri / Sütün üzüni (yüzünü) döşüri (topluyor) / Meni görende şaşıri / İmani neyler Uvanni. / Vardım gittim yanına / Yanımi verdim yanına / Gadan belan şu canıma / İmanı neyler Uvanni / Gadan alaydım Suvazli. (Sivaslı)
İkincisi Eskişehir yöresinden bir masal;

Bi vâmış, bi yomuş
Allan gulu bek çomuş
Gözel dolusu.....
Vahdı zamanında bi paşanın bi hızmatçısı vamış. O hızmatçı çok fena akıllıymış. Bi_gün paşa hızmatçısına demişkin:
-Bana sen kendin gibi bi akıllı adam bul, bulamaşsan gırg güne gadar, seni azil ederin, keserin, asarın demiş; bana adamı bulcan demiş. U_da:
-Bulamam, demiş.
-Bulacaksın.
U_da ata binmiş, çıkmış köylere; üç_dört köy gezmiş, bi köyde galmış. Ben bu gece size misafir olcan demiş. U_da olu demiş.
-Bana bi osduruk deymemiş yatak demiş.
U_da yata yapmış, bi gamış almış yatan ucuna guymuş; gamışın birisin-de gapıdan dışarı çıkartmış, gitmiş u gece urda yatmış, gecenin bi leylisinde gakmış.
Hayatta (avluda) ev zahibinin geçileri varmış. Misafir u gece geçilerin alt dodanı, üs dodanı kesmiş. Tabi geçilerin dişleri sırıdı galmış. Zabatten ev zabı geçileri sağın diye varmışımış; geçileri o vaziyette görmüş.
Bu aralıkda çocukları toplamış gadın, misafire yemek yapmış, aş pişirmiş, barabar yiyem demiş. Bu arada çocuklar-da başına toplanmış.
-Bu böcekler ne arar demiş?
-Senin gokunu duydu-da gelmiş.
-Misafir bir ata bakim-de gelim demiş.
Ata bakmaya gitmiş, vamışımış, hayatta (avluda) geçiler una sırıdırmış.
-Bu geçiler ne güler, demiş? U-da:
-Senin atın guyru götüne gaşdu-da, demiş onun içri gülermiş, demiş.
U-da, atın guyrunu kesmiş götüne sokmuş.
-Öyle_mi demiş.
-Öyle, demiş.
-Öyleyse bu benden akıllı demiş; hadi bakalım, düş yanıma gidelim paşaya demiş.
-U-da peki demiş.
Bul’ler gitmişle; gidiyorken, demiş: paşadan ne isdersen ortaz demiş.
-Peki.
Vamışla paşaya. Paşa demişkin:
-Ne isten benden?
-Elli dene sopa isteren, demiş.
Elli dene sopa una vurmuşla. Ellisini yincek, bana vurman gari, hızmatçıya vurun demiş. Elli-de una vurmuşla.
-Nedi böletdin paşa demiş.
-Ben yolda tenbihlerdim demiş, yolladığın çırt_bırt, demiş, onun içri söyledim demiş.
-Çırın çırt-bırt buraya demiş.
Çırmışla.
-Vedime doymadın-mı sen demiş, atın bunu dışarıya gissin, demiş.
İşmiş muradına geçmiş, sen sa ben selamet.
Bu ağızdır, benden paylaşması... Affola!