AYM, Gezi Direnişi sırasında işitme engelli Selçuk Yıldız’ın gözüne gaz fişeği atarak görme kaybına uğramasına neden olan polislerin soruşturulmasına izin verilmemesinin “kötü muamele yasağının ihlali” olduğunu kabul etti. Mahkeme yargılamanın yenilenmesi için dosyayı mahkemeye gönderdi

Anayasa Mahkemesi’nden “Gezi Kararı”

NURCAN GÖKDEMİR

Anayasa Mahkemesi, Gezi Direnişi sırasında Sancaktepe Belediyesi önünde işine giderken gözüne atılan gaz fişeği ile görme kaybı yaşayan işitme engelli Selçuk Yıldız’la ilgili önemli bir karara imza attı.

3 Haziran 2013 günü polisin 5 metre mesafeden attığı gaz fişeği ile yaralanan 28 yaşındaki Selçuk Yıldız’ın avukatı Meltem Aykut Giray’ın İstanbul Valiliği’nin soruşturmaya izin vermemesi üzerine olayı Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. FETÖ üyeliği suçlamasıyla cezaevinde bulunan dönemin İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun “polisin envanterinde gaz bombasını atan teçhizat bulunmadığı” gerekçesiyle izin vermediği soruşturma, AYM kararı üzerine yeniden başlayacak.

Anayasa Mahkemesi oybirliğiyle aldığı kararda, kamu görevlilerinin devlet adına görevlerini yerine getirirken ortaya çıkan durumlarla ilgili sık sık şikayet edilme ve soruşturma tehdidi altında olmaları nedeniyle haklarında adli soruşturma yürütülmesinin izne bağlanmasının makul görülebileceğini belirtti. Ancak bunun soruşturmanın etkililiği bakımından sorun oluşturabileceğine dikkatin çekildiği kararda, özetle şöyle denildi:

“Soruşturmanın etkililiği bağlamında yetkililer, olay ve olguları ciddiyetle öğrenmeye çalışmalı ve soruşturmayı sona erdirmek ya da kararlarını temellendirmek için aceleci davranarak temelden yoksun tespit ve gerekçelere dayanmamalıdır. Aynı şekilde kanunun güç kullanılmasına cevaz verdiği durumlarda kişiye uygulanan muamelenin orantılı olup olmadığının da olayın tüm unsurları ortaya konularak çok yönlü değerlendirilmesi gerekir.

…Soruşturmanın etkililiğinin denetlenmesine ilişkin bu tespitlerden bir bütün halinde ön inceleme sürecinin makul bir özenle yürütüldüğü konusunda yeterli kanaate sahip olunamadığı gibi soruşturulan olayın aydınlatılması ve gerektiğinde sorumluların cezalandırılmasının sağlanmasını da zorlaştırdığı anlaşılmıştır.”