AKP’nin hedefinde yine sanatçı kadınlar var. Genç müzisyen kadınlar siyasi nedenlerden dolayı sahne alamadığı için yurt dışına gitmek zorunda bırakılıyor. Doğuç, “Ancak bir araya gelerek özgürleşebiliriz” diyor.

Ancak bir arada özgürleşebiliriz

Işıl ÇALIŞKAN 

İktidarın özellikle sanatçı kadınlara yönelik uyguladığı yasakçı politikaların ardı arkası kesilmiyor. Gökçe’nin Sandıklı’dan sonra Hayrabolu’da vereceği konserin iptali sanat dünyasında tepkilere neden oldu.  

Politik nedenlerle konserleri engellenen müzisyenler ülkeden gitmek zorunda bırakılıyor.  Özellikle alternatif müzik yaparak geçimini sürdürmeye çalışan genç müzisyenler geleceğinden endişeli. Alternatif müzik yapan genç müzisyen kadınlarla yaşadıkları sorunları konuştuk.  

KORKULARA MEYDAN OKUMALIYIZ 

Bunlardan biri de EFZA. 30 yaşındaki müzisyen sadece yorumculuk değil, şarkı yazıp beste de yapıyor. Kayıtlarını kendi evinde alıyor. Üstelik bir plak çatısı altında değil, şarkılarını bağımsız bir şekilde kendi yayımlıyor. O da Türkiye’de yaşayan her müzisyen kadın gibi geleceğinden endişeli. Tepkisini şu sözlerle dile getiriyor Efza: “Toplumda erkek otoritesine dayanan bir düzen yaratmak istiyorlar. Diğer meslek gruplarına nazaran kadın müzisyenlerin daha ön planda ve sahne üzerinde olması ya da toplum tarafından tanınır olması büyük ihtimalle bizleri ilk hedef haline getiriyor. Fakat gün geçtikçe bu baskının müzisyen olan ya da olmayan tüm kadınları etkileyeceğini ve aslında etkilediğini de düşünüyorum.” 

EFZA - Müzisyen

Örgütlülüğün elzem olduğuna değinen müzisyen, “Kolektif bilince ve korkulara meydan okuyarak nerede savaşmamız gerekiyorsa orada savaşmamız gerekiyor” diyor. 

KONAKLAMA BÜYÜK BİR SORUN 

Elektronik müzik ve hip hop birliktelikleri ve akustik düzenlemeli şarkılarıyla tanınan İdil Meşe, şarkıcılığın yanı sıra şarkı yazarlığı ve beste de yapıyor. 34 yaşındaki müzisyen, Türkiye’de ve uluslararası konserlerinde, çeşitli müzik projeleriyle dinleyicisine ulaşıyor. Ülkede özellikle alternatif dünyada var olmaya çalışmanın hem psikolojik hem de ekonomik olarak oldukça güç olduğunu ifade ediyor.  

Konserlerini ekonomik nedenlerden dolayı yurt dışında vermek zorunda kaldığını ifade eden Meşe, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü Türkiye’de birçok sözleşmeli konserim, ekonomik veya dolaylı olarak siyasi sebeplerden dolayı iptal oluyor. Dayanabildiğim kadar İstanbul’da kalıp yaşamayı ve sanatımı burada üretmeyi tercih ederim. Geleceğime dair planlarım; albümümü çıkarmak, üstünde çalıştığım farklı projelerden şarkıları yayınlamak, memleketimde ve yurtdışında konserlerimin artması ve iyi şartlarda yaşamak, tutku duyduğum mesleğimi devam ettirmek.” 

İdil Meşe - Müzisyen

Eğer aranılan destek mevcut ortamda sağlanamıyorsa, tabandan gelen bir yapıyla dayanışma alanları ve komünitelerin yaratılması, uluslararası fonlardan yararlanılması ile sektördeki sorunlara çözüm bulunmasının mümkün olabileceğini ifade eden Meşe, “Mesela bence bağımsız sanatçılar için en büyük ihtiyaçlardan biri konaklama. Emlak krizi ve artan kiralarla sanatçıların büyük şehirlerde yaşamaya devam etmesi güçleşiyor. Ancak sanatın, kültürün en yoğun yaratım alanları büyük şehirlerdir. Tüm sanatçılar büyük şehirlerden kırsala taşınırlarsa ortada şehrin kültürü kalmaz. Kültür, merkez olan yerlerde, yaratıcı insanların birbiriyle etkileşimiyle oluşur. Ya da bir yerde yeteri kadar yaratıcı insanın bir arada bulunmasıyla. Sanatçı konutları, residansları, ortak üretim ve yaşam alanları çözümün bir parçası olabilir” diyor.  

Kendi bestelediği şarkılarla geniş kitlelere ulaşan Beyza Doğuç 27 yaşında. Bağımsız müzik piyasasının zorluklarından bahseden Doğuç, “Ana akımın dışında üretmek ve alternatifi seçmek, özgürlüklerine rağmen zaten kendi içinde zorluklara sahip bir yol demek. Toplumun kimi zaman marjinalleştirdiği bir pozisyonda olmak devamlı bir sorgulama ve öz-kimliğini kendine hatırlatmayı beraberinde getiriyor.

Beyza Doğuç - Müzisyen

Böyle bir yolculukta bir müzisyenin kendisi olabilmesi konusunda destek görmeye, sanatını özgür bir ortamda üretebilmeye ihtiyacı oluyor. Bu ihtiyacımın karşılanmadığını hissettiğimde üretebilmeye ve kendim olabilmeye devam edebilmek için belki de olması gerektiğinden daha fazla çaba harcadığımı, yalnız bırakıldığımı hissediyorum” diyor. Kadın müzisyenlerin örgütlenmesi gerektiğinin altını çizen Doğuç, “Ortak bir dil, ortak bir vizyon ile uluslararası alanda da bir araya gelerek özgürleşebiliriz. Sanatın, üretmenin, keşfetmenin ve bunun için ihtiyaç duyulan koşulların ne olduğunu anlamak ve bu anlayışla hareket ederek insanlığa ve sanat dünyasına önemli bir kazanım elde etmeyi amaçlamak gerektiğini düşünüyorum” sözlerini kaydediyor.