Küresel Haklar Endeksi’ne göre, işçi hakları dünya genelinde saldırı altında. Türkiye, örgütlenme özgürlüğünün ihlal edildiği bir ülke olarak tarif ediliyor. Endeks, dünya ekonomik sisteminin böyle devam etmeyeceğini de anlatıyor.

Ancak bu böyle gitmez!
Ülkenin farklı kentlerinde, farklı firmalar için çalışan kuryeler, günlerce eylem yapmıştı. (Fotoğraf: Uğur Yıldız)

Kıvanç ELİAÇIK*

Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) tarafından yayımlanan Küresel Haklar Endeksi, işçi haklarına yönelik ihlalleri inceliyor. “İşçiler için en kötü 10 ülke” listesiyle dikkat çeken rapor; ülkeler, kıtalar, yasalar ve yöntemlerle ilgili kıyaslamalı bilgiler içeriyor. Rapora göre grev hakkı, toplu sözleşme hakkı, sendikalaşma hakkı ve işçilerin adalete erişim hakkı ihlal ediliyor. İşçilerin hak arayışları şiddetle hatta cinayetlerle engellenmek isteniyor.

ÇOKLU KRİZ

Rapora göre işçi hakları dünyanın her yerinde saldırı altında. Bütün ülkelerde enflasyon karşısında alım gücünü kaybeden emekçiler, çoklu bir olağan üstü krizle karşı karşıya. Küresel ekonomik krizin yanı sıra, iklim acil durumunun ve teknolojinin istihdama etkileri, devam eden savaşlar ve pandemi nedeniyle çok katmanlı bir krizin içindeyiz.

Pandemi günlerinde hayatları pahasına çalışmaya devam eden sağlık işçileri başta olmak üzere tüm işçiler haklarını ve gelirlerini kaybettiler. Ama hükümetler ve şirketler onlara teşekkür edeceğine, krizi fırsata çevirmeyi tercih ettiler. Patronlar bu çoklu krizi işçi haklarına saldırmak için istismar ediyor. Ücretler düşüyor, sosyal haklar daralıyor, sosyal güvenlik sistemleri zayıflıyor. İfade özgürlüğü ve örgütlenme özgürlüğü ihlal ediliyor. Pek çok ülkede işçilerin bu hakları kullanması şiddetle hatta cinayetlerle engelleniyor. Üstelik işçilerin adalete erişimi engelleniyor.

Pek çok ülkede sendika kurma veya sendikaya üye olma hakkı engelleniyor, sendikaların günlük faaliyetleri yasaklanıyor, sendikaların işçileri temsil etmek hakkı ve toplu sözleşme imzalama hakkı zorlaştırılıyor.

Afganistan, Filistin, Sudan, Suriye ve Yemen, hukukun tamamen ortadan kalktığı ve işçi haklarının kesinlikle güvence altında olmadığı ülkeler kategorisinde yer alıyor. Bu ülkelerde savaşlar ve siyasi kargaşalar yıllardır devam ediyor. Türkiye, Bangladeş, Brezilya, Filipinler, Mısır ve Kolombiya ise hakların güvence altında olmadığı ülkeler kategorisini oluşturuyor. Avustralya, Yunanistan, S. Arabistan, ABD, Venezuela ve Vietnam sistematik ihlallerin yaşandığı ülkeler. Aslında hiçbir ülkede işçi hakları güvence altında değil ama Avusturya, Almanya, Danimarka, Finlandiya, İrlanda, İsveç, İzlanda ve Uruguay münferit ihlaller kategorisiyle en az ihlalin yaşandığı ülkeler.

EN KÖTÜSÜ ORTADOĞU

Kıtalar incelendiğinde işçiler için en kötü bölgenin Ortadoğu ve Kuzey Afrika olduğu görülüyor. Onu sırasıyla Asya-Pasifik, Afrika, Amerika ve Avrupa izliyor. Ortadoğu’da Libya, Filistin, Suriye ve Yemen’de işler kötüleşirken Körfez ülkelerinde, S. Arabistan’da yetersiz de olsa bazı gelişmeler yaşanıyor. Asya-Pasifik bölgesinde Bangladeş ve Hindistan’da grevci işçilere karşı işlenen suçlar, Hong Kong’ta sendikaların yasaklanması ve işçi önderlerinin tutuklanması, Çin Halk Cumhuriyeti’nin Sincan bölgesindeki çalışma koşulları gibi olgular rapora yansımış. Afrika’da zaten berbat durumda olan işçi hakları, Burkina Faso, Çad, Gine, Mali ve Sudan gibi ülkelerdeki askeri darbelerle daha da kötüleşmiş. Amerika kıtasında Arjantin, Kolombiya ve Ekvator’da şiddet vakaları artıyor. Avrupa en iyi bölge olsa da bu bölgenin istisnaları Türkiye ve Belarus. Ayrıca bu kıtada hükümetler Covid-19 vesilesiyle işçi haklarını geriletmeye çalışıyor. Özellikle Doğu Avrupa’da toplu sözleşme kapsamları daraltılmak isteniyor.

EN KÖTÜ 10 ÜLKE

Bangladeş’te mevcut baskıcı yasalar sendika kurma hakkının önünde engel teşkil ediyor ve özellikle çok uluslu şirketler için üretim yapan tekstil fabrikalarındaki grevlere yönelik polis şiddeti ve silahlı saldırılar dikkat çekiyor.

Belarus hükümeti bağımsız sendikaları yıllardır engelliyordu ancak son aylarda sendika yöneticilerine yönelik kitlesel tutuklamalar ve sendikaların yasaklanması Belarus’u son 50 yıl açısından Avrupa’nın en kötü ülkesi haline getirdi.

Brezilya’da devlet başkanı Bolsanaro zaten yurttaş haklarını günden güne kötüleştiriyor ama sendikalara adeta savaş ilan etti. Toplu sözleşme sistemini çökertmeye çalışıyor. Özellikle sağlık ve gıda sektörlerindeki sendikaları ve çok uluslu şirketler için çalışan işçileri hedef almış durumda.

Kolombiya, sendikacılar için en tehlikeli ülke durumunda. Cinayet ve cezasızlık yıllardır bir hükümet politikası. Tutuklamalar ve toplu işten çıkartmaların devam ettiği ülkede son 1 yıl içinde 13 sendikacı öldürüldü. Özellikle çok uluslu şirketlerdeki sendika faaliyetleri şiddet ve tehdit ile engellenmek isteniyor.

Mısır’ın baskıcı yasaları grevcilere ceza yağdırıyor, bağımsız sendikalar adeta terör örgütü sayılıyor.

Eski ismiyle Swaziland yeni ismiyle Eswati’de toplantı ve gösteri hakkı, ifade özgürlüğü ayaklar altında. Pek çok sendika eylemi şiddetle bastırıldı. Çok sayıda sendikacı öldürüldü, kaybedildi veya sürgüne gönderildi. Her türlü baskıya rağmen öğretmen sendikasının öncülüğündeki işçi hareketi direnmeye devam ediyor.

Guatemala şiddet, tehdit ve kitlesel işten çıkartmalar nedeniyle sendikacılık tehlikeli bir faaliyet ama en kötüsü ölüm tehditlerinin ve cinayetlerin cezasız kalması. Özellikle çok uluslu şirketlerdeki sendikal faaliyetler şiddet yoluyla engelleniyor.

Myanmar’da şiddet, tutuklamalar ve cinayetler devam ediyor. Darbe sonrası çok sayıda sendikacı infaz edildi ve sanayi bölgelerindeki sıkıyönetim devam ediyor. Hatta ordu içinde sendikalara yönelik özel bir askeri birim kuruldu.

Filipinler’de de şiddet, cinayet ve tutuklamalar artıyor. 2016 yılında başlayan Duterte döneminde 50 sendikacı öldürüldü ve grevler suç sayıldı.

Türkiye’de grev yasakları, tutuklamalar, kitlesel işten çıkartmalar ve sistematik sendika düşmanlığı devam ediyor.

URUGUAY VE KÜBA

En az hak ihlali yaşanan ülkeler Danimarka, Finlandiya, İsveç ve Norveç gibi kuzey ülkeleri. Onların yanı sıra Uruguay dikkat çekiyor. Uruguay anayasası grev hakkı dâhil temel işçi haklarını savunan maddeler içeriyor. Ülkede ayrıca sendika düşmanlığı konulu bir yasa bulunuyor. Böylece hak ihlalleri engelleniyor. Uruguay’daki sendikaların çatı örgütü PIT-CNT üye olmasa da ITUC ile iyi ilişkiler içinde. Ayrıca pek çok uluslararası sendikal örgütün merkezi de ülkenin başkenti Montevideo’da bulunuyor. Amerika kıtasında dikkat çeken başka bir ülke de Küba. PIT-CNT gibi Küba İşçi Merkezi (CTC) de ITUC üyesi değil ama raporda Küba’yla ilgili bilgiler yer alıyor. Son 1 yıl içerisinde Küba’da herhangi bir işçi hakkı ihlali tespit edilmemiş. Küba’da işçi hakları güvence altında ama nasıl kullanılacağı yasalarla detaylı olarak düzenlenmiş durumda. Ülkede tek sendika var, bağımsız sendika kurmak yasak ve işçilerin grev hakkı bulunmuyor.

TÜRKİYE: İHLAL YAYGIN

Türkiye’de işçi hakları grev yasakları, tutuklamalar, keyfi gözaltılar, sistematik sendika düşmanlığı ve kitlesel işten çıkartmalarla şekilleniyor. ITUC raporunda 1 Mayıs tutuklamaları ve Farplas işçilerinin eylemleri detaylı olarak incelenmiş.

Ayrıca, Yemeksepeti işçilerine yönelik hileler, Cargil direnişi, Cumhuriyet gazetesinde sendika üyelerinin işten çıkartılması, Bel Kar Per, Salcom, ASD Laminat direnişleri aktarılmış. Kanada CUPE Sendikası üyesi Cihan Erdal’ın Türkiye’de tutuklanması ve SES yöneticilerinin tutuklanması gibi örneklere de yer verilmiş.

Türkiye ilgili ILO Sözleşmelerini onaylamış olmasına rağmen yasal düzeyde örgütlenme özgürlüğünün ihlal edildiği, sendika ayrımcılığının yaygın olduğu, sendika seçme ve sendika kurma özgürlüğünün ihlal edildiği bir ülke olarak tarif edilmiş durumda.

KÜRESEL DİRENİŞ RAPORU

Küresel Haklar Endeksi dünya ekonomik sisteminin böyle devam etmeyeceğini anlatıyor. Bu rapor hak ihlallerini ve baskıları ortaya koysa da aslında bir direniş raporu… Sendikaların ve işçilerin her türlü baskıya rağmen direndiğini, ayakta kaldığını ve kurumsal faaliyetlere devam ettiğin gösteriyor. İklim krizine, savaşlara ve artan eşitsizliklere karşı eşitlik, barış ve insanca çalışma koşulları talebinin önemini yansıtıyor.

*DİSK Uluslararası İlişkiler Dairesi Müdürü