Ankara'lı kadınlar 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde erkek şiddetine ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı alanlara çıktı. Ankara'da yapılan Feminist Gece Yürüyüşü için düzenlenen basın açıklamasında, "Yaşamlarımızın teminatı olan İstanbul Sözleşmesi’nden ve haklarımızdan vazgeçmeyeceğimizi tekrar tekrar haykırıyoruz" denildi.

Ankara'da Feminist Gece Yürüyüşü: Kadınlar engel tanımadı

NİSA KÜÇÜK

Kadınlar, 8 Mart Kadınlar Günü'nde erkek şiddetine karşı ülkenin dört bir yanında bir araya geldi. Ankara'da da Madenci Anıt'ı önünde toplanmak isteyen kadınlara polis izin vermedi. Sakarya Caddesi'nde bir araya gelen kadınlar 16'ncı Feminist Gece Yürüyüşünü başlattı. Öldürülen hemcinslerini anan kadınlar, "Kadın cinayetleri politiktir. İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz" sloganlarını attı.

Eylemde yapılan basın açıklamasını Efruz Kaya okudu. Basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

"Gece yarısı kararnamesiyle İstanbul Sözleşmesi’ni yürürlükten kaldırdınız. Yetmedi nafaka hakkımıza saldırdınız. Yetmedi kürtaj hakkımızı gasp ettiniz. Yaşamlarımızın teminatı olan İstanbul Sözleşmesi’nden ve haklarımızdan vazgeçmeyeceğimizi tekrar tekrar haykırıyoruz. Kadınları sömürmeye doymayan kutsal aileyi ve erkekleri korumak için boşanmayı zorlaştıran, kazanılmış haklarımıza göz diken bu düzeni yıkacağız. Günden güne artan sistematik baskı ve her türlü şiddet ile hayatımızı zindan eden erkek egemen sisteme karşı sokaklardayız, meydanlardayız. Hayatımızı kontrol altına almaya çalışan erkek şiddetine, devlet şiddetine, heteroseksizme, transfobiye, homofobiye, bifobiye ve her türlü tahakküme karşı buradayız.

Yıllardır haklarımız gasp ediliyor, evde, işte, sokakta, kampüste, fabrikada emeğimiz sömürülüyor, kayıt dışı esnek saatlerde güvencesiz çalıştırılıyor ve yoksullaştırılıyoruz.
İşten attığınız, emeklerine çöktüğünüz işçi kadınlar fabrikalarda, malzeme depolarında, konfeksiyonlarda, belediyelerde nasıl direniyor, görüyor musunuz? Hayatı var eden, karşılıksız bakım emeği vererek çocukların, yaşlıların bakımını üstlenen, içlerine hapsetmeye çalıştığınız evlerin bitmeyen işlerini üstüne yıktığınız kadınların isyanını duyuyor musunuz? Emeğimize el koyan kocaların, babaların, patronların yakasını bırakmayacağız. Paket paket sözde reformlarınızla yoksul kadınların ve çocukların nafakasını gasp etmeye girişiyorsunuz. Aile arabuluculuğu ile yargıyı özelleştirip yasal haklarımızdan arabulucu masalarında vazgeçmemiz için tuzaklar kuruyorsunuz. Boşanmaları hızlandırmak aldatamacasıyla sadece erkekler için kolay boşanma, kadınlar için haklarını alamadan kapı önüne konulma korkusu yaratan süreçler planlıyorsunuz. Kadınlara kurulan tuzakların farkındayız. Feminist isyanımızla öfkemizle bu oyunu bozacağız."

VAZGEÇMİYORUZ

"Konumunu ve gücünü kullanan tacizci, tecavüzcü, mobbingci erkekleri ifşa etmeye devam edeceğiz. Rahimli ya da rahimsiz gibi tanımlamalarla kadınları ayrıştıramayacaksınız. Varlığımızdan, göz diktiğiniz bedenlerimizden elinizi çekin. Bizlere dayatılan rolleri ve kimlikleri kabul etmedik, etmeyeceğiz. Yıllardır özgürlük ve eşitlik taleplerimiz yok sayılıyor. Bizler 2000’lerden günümüze davası süren Eryaman ve Esat’ta hayat mücadelesi veren trans, na-trans kadınlarız, kapıları mühürlenen seks işçileriyiz. Mücadelemiz transfobik zihniyete, transfobik devlet politikalarına, genel ahlaka karşıdır. Buradan bir kez daha haykırıyoruz, trans cinayetleri politiktir. Bizi meydanlardan, sokaklardan uzaklaştıramazsınız, varlığımızı inkâr edemezsiniz. Hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz."

"HESAP SORACAĞIZ"

"Biz Rojova’da, Filistin’de, Afganistan’da, Suriye’de, Ukrayna’da, dünyanın dört bir yanında savaştan en çok etkilenen, göçe zorlanan, yara alan savaşın bütün kirli yüzünü gören ve açığa çıkaran Kürt, Türk, Arap, Ermeni, Çerkes kadınlarız. Hasta olduğu halde hapishanede tutulan Aysel’in sesiyiz. Tutsak edilen ve siyaset yapma hakları ellerinden alınan Sabahat’ız, Figen’iz, Gültan’ız, Ayşe’yiz, Semra’yız. Erkek ve devlet şiddetine karşı isyandayız! Çok iyi biliyoruz ki hetero, patriyarkal sistemde bizi sokaklar değil erkekler öldürüyor. Gülistan’ı buldurmayan, öz savunma yapan Nevin’i, Çilem’i suçlayan, cinsiyet kimliği nedeniyle Hande’yi, Didem’i yaşamdan koparan, bütün kadınların faillerini aklayan, cezasını indiren devlete karşı feminist mücadelemiz bitmeyecek! Kadın cinayetleri politiktir ve biz bir kişi daha eksilmeyeceğiz. Aramızdan alınan her kadının hesabını soracağız."

ankara-da-feminist-gece-yuruyusu-kadinlar-isyanda-989102-1.ankara-da-feminist-gece-yuruyusu-kadinlar-isyanda-989103-1.