Türkiye’den ve dünyadan sanatçıları ve sanatseverleri bir araya getiren ArtAnkara, 14 Mart itibariyle ziyarete açıldı. Bu yılın temasını “kadın” olarak açıklayan fuara, 14 ülkeye ait farklı galerilerin, 41 ülkenin 750’den fazla sanatçısının 3500’ü aşan eserle katıldığı belirtiliyor. Fuara Ankaralıların yoğun ilgisi devam ederken, dar fuar alanının ortasına konulan araba standı ise sosyal medyada dikkat çekti. […]

Ankara’da sanat rüzgârı

Türkiye’den ve dünyadan sanatçıları ve sanatseverleri bir araya getiren ArtAnkara, 14 Mart itibariyle ziyarete açıldı. Bu yılın temasını “kadın” olarak açıklayan fuara, 14 ülkeye ait farklı galerilerin, 41 ülkenin 750’den fazla sanatçısının 3500’ü aşan eserle katıldığı belirtiliyor.

Fuara Ankaralıların yoğun ilgisi devam ederken, dar fuar alanının ortasına konulan araba standı ise sosyal medyada dikkat çekti. Öte yandan sponsor otomobil firması yetkililerin, fuar alanın ortasında bulunan arabanın etrafına yerleştirilen heykellerden de, arabanın görüntüsünü bozduğu gerekçesiyle rahatsız olduğu öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, sponsor firmanın sanat fuarında sergilenen heykellerden duyduğu rahatsızlığa sanatçılar tepki gösterdi.  Bu yıl fuarda öne çıkanları sizin için derledik.

PORTAKAL ÇİÇEĞİ’NDEN SANATÇILARA DESTEK

Portakal Çiçeği Sanat Kolonisi’nin sanat koordinatörü Hakan Körpi ile bu yıl fuara katılan yeni konsept üzerine konuştuk. Fuar alanının her yeri galeriler tarafından satın alındıktan sonra, fuara bireysel katılmak isteyen ancak galerilerle anlaşma yapmayan sanatçılara bir imkân sağlamak adına üst kattaki 1000 metrekarelik bir alanı aldıklarını belirten Körpi, kendilerine başvuran 42’ye yakın sanatçıya 4’er metre duvar verdiklerini ifade etti. Aynı şekilde Portakal Çiçeği Sanat Kolonisi’nin bu sanatçıların eserlerinin satışlarından herhangi bir komisyon almadığına dikkat çeken Hakan Körpi, “Burada bulunma amacımız bireysel olarak tüm sanatçıları desteklemek ” dedi.

DEUS EX MACHINA: BARETLERLE SANAT

Fuarda bir diğer dikkat çeken çalışma ise Sezer- Ali Ak baret koleksiyonu oldu. Sezer Ak bu fikrin doğuşunu ise şöyle ifade ediyor: “Eşimin patronunun odasında oluştu. Patronun odasında bir baret varmış kolajlı halde. Onu sanatçı dostumuz Hakan Esmer görüyor ve eşime ne güzel keşke sergi haline getirebilsek diyor. Bu daha sonra eşimin de aklına yatıyor. Yine çok sevdiğimiz sanatçı arkadaşımız Funda İyce Tuncel bu fikri duyunca hemen yapalım bunu diyor. Sonra baret alıp sanatçılarımıza gönderdik. 91 sanatçı 96 tane baretimizi renklendirdi.”Baretin anlamının iş güvenliği olduğunu belirten Ak, inşaat sektöründe, madende, petrol sahalarında ve daha bir sürü alanda baretin yerinin olduğunu belirtiyor.

ONUR ÖDÜLÜ LÜTFÜ GÜNAY’IN

Bu yılın sanatçı onur ödülünü kazanan isim ise Lütfü Günay oldu. Selçuk Kaltalıoğlu ödülün Lütfü Günay’a verilmesinin nedenini “Şu anda yaşayan Türkiye’deki en yaşlı ressam. 1924 doğumlu. İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nin şu anda yaşayan en yaşlı insanı durumunda. Yaşının geçmişiyle de bir bağlantısı var. 1924 sonrası Türkiye’nin modernleşmesi dönemine de bir tanık. 1950’lere geldiğimiz zaman Avrupa’daki soyut ekspresyonizm akımının Türkiye’deki iki uygulayıcısından biri. Çünkü 1950 öncesi Avrupa’da eğitim görmüş sanatçılar arasında var ama Türkiye’de sanat eğitimi görmüş sanatçılar arasında daha evvel yapılan yok. Bu ilk sergi de 1953 yılında yapılıyor. Türkiye’de ilk soyut ve manifestolu sergi oluyor” ifadeleriyle açıklıyor.

Ayrıca bu fuara özel Günay’ın arşivinden çıkan  1949 yılına ait bir fotoğraf var. Bu fotoğraf karesinde Bedri Rahmi var, Zeki Kocamemi var ve Günay bir öğrenci olarak var. Ayrıca o fotoğraf karesinde Aşık Veysel var.

BU YILIN TEMASI “KADIN”

ARTANKARA Çağdaş Sanat Fuarı’nın ana teması “kadın” olarak belirlenmiş. Fuarda, kadınlarla ilgili çeşitli projelerin hayata geçirildiği standlar yer alıyor.

***

METİN TÜTÜN’DEN “THE BLUES”

“Mavi gökyüzüdür, denizdir; ulaşılamayandır, ele geçirilemeyendir, elde tutulamayandır. Mavi müziktir, en çok da Blues… Mavi özgürlüktür, mavi hüzündür, mavi kadındır…”

Portakal Çiçeği Kolonisi ile fuara katılan sanatçılardan Metin Tütün, çalışmasını modelleri ışıkla boyama tekniğiyle yapmış. Tütün, “Diyafram açık kalıyor, 20-30 saniye modelin nefes alma süresine göre. Eğer titrerse yapamam. Resmen bir fenerle modeli boyuyorum. Zaten fotoğraf demek ışık demek. Işık da gölge demek. Giderek mavileşiyor. Mavi zaten en düşük dalga boyuna sahip olan renktir. O yüzden deniz, gökyüzü mavi” diyerek süreci tanımlıyor. Daha sonra beğendiklerini kilden heykel haline getirdiğini ifade eden Tütün’ün eserleri de fuarda görülmesi gereken önemli yerlerden.