Ankara Üniversitesi susmadı

BirGün Ankara

686 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Ankara Üniversitesi’nde mesleklerinden ihraç edilen akademisyenler için Siyasal Bilgiler Fakültesi önünde basın açıklaması düzenlendi. Çok sayıda CHP milletvekilinin, akademisyenin ve öğrencinin katıldığı açıklamada, Ankara Üniversitesi rektörü Erkan İbiş’e tepki gösterildi.

“Barış talebi suç sayılıyor”
İlk çıkan KHK ile meslekten ihraç edilen akademisyen Aysun Gezen, yapılan yeni ihraçlara tepki gösterdi. Aydınlığı, ilerici birikimi, bilimsel özgürlüğü, üniversitenin özerkliğini savunanların hedef gösterildiğini ve mesleklerinden ihraç edildiğini söyleyen Gezen, “Barış talebini dile getirmeyi suç sayarak bizleri buradan uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Ama bugün burada dayanışmayla yan yanayız. Bizi buralardan atsalar da biz bu mücadeleye sonuna kadar sürdüreceğiz. Ankara Üniversitesi'nde rektörden kaynaklı ayrı bir saldırı var ve rektör resmen kişisel kin haline getirdi bu işi” dedi.

Referandum kararı verilen Başkanlık sistemini içeren Anayasa değişikliği teklifine göndermede bulunan Gezen, “Başkanlık sistemi şu anda gündemde. Bu başkanlık sistemi ne getirecekse şu anda Ankara Üniversitesi rektörü bunu bir fiil uyguluyor. Bizim başımız dik mücadelemiz sonuna kadar devam edecek" diye konuştu.

“Korkmak yok inançsızlık yok”
CHP Eskişehir Milletvekili Gaye Usluer de Ankara Üniversitesi başta olmak üzere üniversitelerde yapılan ihraçlara tepki gösterdi. Usluer, "Bir gecede muhalif olan tüm sesleri susturmak için tam 330 öğretim üyesini ihraç ettiler. Bu hükümet muhalif olan herkese düşman ve her sesi bastırmak istiyor. Ben bir tıp profesörüyüm, bundan daha önemlisi Mülkiye’de yüksek lisans öğrencisiyim. Buradaki öğretim üyelerinin gücünü, aydınlığını ve bu karanlığa karşı nasıl başkaldırdıklarını göstereceğiz. Korkmak yok, inançsızlık yok” şeklinde konuştu.

“Saray’ın İbiş’i olmayacağız”
Türkiye’nin içerisinde bulunduğu durumun darbe dönemlerinden daha kötü olduğunu ve mücadele edilmesinin öneminin her zamankinden daha çok olduğunu ifade eden CHP İzmir Milletvekili Musa Çam ise, “1980 darbesinde bile bu kadar çok akademisyen atılmadı. Üniversitelerde özgürlük olması gerekiyorken soykırım oluyor. Teslim olmayan akademisyenler ihraç ediliyor. Bu, faşizmin doruk yaptığı noktadır. Buna karşı direnmek görevimizdir. Saray’ın İbiş’i olmayacağız” dedi.

“Bu karanlığı aşacağız”
Son ihraçların bilime ve halka yapılan saldırı olduğunu ifade eden CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan, açıklamasında şunları söyledi:

“4464 kişinin görevine son verildi. İhraç edilenlerin sayısı 100 bini arttı. Yapılan işlem FETÖ’cülerin saptanması değil bu bahane ile muhalefeti ortadan kaldırma operasyonudur. Referanduma bu şartlar altında gidiyoruz. Özgür ortam yok ama bu kırımın herkesin direncini ve öfkesini arttırdığını da AKP hükümetinin görmesi gerekiyor. Bu karanlığı aşacağız.”

***

Son KHK ile ihraç edilen DTCF Psikoloji Bölümü öğretim üyeleri Doç. Dr. Banu Yılmaz ve Araştırma Görevlisi Ercan Şen için bölüm öğrencileri ve mezunları bir açıklama yaptı. Toplumsal barış temennisindeki tüm hocaların ait oldukları akademiye geri dönmesini isteyen öğrenciler, şu açıklamayı yaptı:

“Bir gece yarısı KHK ile hiçbir gerekçe gösterilmeden, sorgusuz, yargısız ihraç edilen hocalarımızın yanındayız. Banu Yılmaz 1995'ten beri Ankara Üniversitesi'nin akademik bünyesinde çalışan, emek veren, özellikle travma psikolojisi alanında birçok bilimsel çalışma ve makaleye imza atan ayrıca doğal afetlerde, maden facialarında ve toplumu etkileyen diğer travmatik durumlarda gönüllü olarak çalışmış kıymetli bir hocamızdır. Ege Üniversitesi'nden KHK ile ihraç edilen, psikoloji bilimine katkısı tartışılamaz olan hocamız Melek Göregenli için, aynı fakülteyi paylaştığımız benzer şekilde OHAL mağduru sosyoloji ve tiyatro bölümünden ihraç edilen hocalarımız için, içerisinde bulunduğumuz bilim dünyasında yeri doldurulamayacak tüm kayıplar için, geleceğimiz için endişeliyiz. Üniversitelerin bilim üretilen, bağımsız, özgür bir yapıda olmasına katkı sunan hocalarımızın yeri öğrencileriyle buluştukları amfilerdir. Toplumsal barış temennisindeki bütün hocalarımızın ait oldukları yere, akademiye geri dönmelerini talep ediyoruz.”