Pek çok kamuoyu şirketi yöneticisinin bilimsel araştırma yöntemleri ile ilgili eğitim almadığı, bazılarının da kamuoyu yoklamasından çok kamuoyu “oluşturma” işiyle uğraştığı biliniyor.

Anket şirketleri ve anket sonuçları bize ne anlatıyor?

Adnan ERKUŞ - Emekli akademisyen, psikometri, bilimsel araştırma yöntemleri uzmanı

Ne yazık ki pek çok kamuoyu şirketinin yöneticisinin bilimsel araştırma yöntemleri ile ilgili herhangi bir eğitim almadığı, bazı şirketlerin de kamuoyu yoklamasından çok, kamuoyu “oluşturma” işiyle uğraştığı, yaşanmışlıklardan ve özgeçmişlerden bilinmektedir. Sözüm, bu işi layıkıyla yapmayı amaçlayanlara ve “kamuoyu”na…



Test, ölçek, envanter gibi veri toplama araçları başka, “anket” bambaşkadır. Yazıda uzun uzadıya anketin özelliklerine vs. girmeyeceğim. Gündemde olduğu için sadece seçim öncesi yapılan seçmen tercihlerini yokladığı öne sürülen anketlere değineceğim.

1. Seçimlerde seçmenlerin tercihlerini belirleyen pek çok değişken var: Meslek, cinsiyet, eğitim düzeyi, gelir düzeyi, yaşanılan bölge, yaşanılan yer (köy-kent), nüfus, işçi-memur gibi sabit gelirli ile enflasyona hemen zam yaparak ayak uyduran esnaf, küçük-büyük işveren, tüccar vs. olup olmama gibi… Seçim eğilimleri yoklamalarında bunlar eğer temsil edilemezlerse, tahminleriniz de doğru olmayacaktır.

2. Tüm seçmenleri (evren) temsil edecek grubu (örneklem) belirleme sorunu: Pek çok bilimsel araştırma yöntem ve teknikleri ile örnekleme teknikleri kitaplarındaki “bilmem ne kadarlık evreni (araştırma sonucunda karar verilecek, genelleme yapılacak kitle; bu durumda tüm Türkiye’de oy kullanacak tüm seçmenler), şu kadarlık bir örneklem temsil eder” türü ezber ölçütlere göre tüm Türkiye’yi yaklaşık 1500-2000 kişiyle örneklerseniz çuvallarsınız. Çünkü bu değerler, belirli, homojen ve sürekli ölçme düzeyine uygun bir değişken için normal dağılım ve seçkisiz (random) seçim (örneğin tüm seçmen grubu içinden belirlenen sayı-örneklem kadar kurayla seçmen belirlemek) yasalarına göre ileri sürülmüş değerlerdir; seçim yoklaması gibi pek çok değişkenin örneklemi için bu değerler uygun değildir. 1000 tane gazoz şişesi içinden 20 tane gazoz şişesi seçmeye benzemez seçmeni örneklemek; yukarıdaki seçmen davranışını belirleyen diğer değişkenler dikkate alınmazsa, çalışmanız bir işe yaramaz. Örneğin, buna göre, yüzde 95 güvenle (yüzde 5 hatayla, ±2,5) 100 bin kişi için 383, ama 1 milyon kişi için de 10 milyon kişi için de sadece 384 kişi (10 katı olduğunda 1 kişi fazla!) yeterli görülür! Nerede? Homojen ve normal dağılan evrenlerde. Peki ya heterojen evrenlerde!? Seçmen eğilimlerini belirlemek için, her bölge ve yerleşim yerinin nüfusuna, yukarıdaki değişkenlere ve oradaki ağırlıklarına göre “tabakalı örneklem” yapmak gerekir; çünkü seçmen davranışı pek çok değişkene göre değişiklik gösterir; üstelik bu değişkenleri örneklemeye çalışırsanız 2000 kişilik bir örneklem asla yeterli ve temsil edici olmayacaktır: 2000 kişiden Ankara’nın bir beldesine düşen 1 çiftçi, 1 işçiyle de onların eğilimleri yansıtılamaz olur. Bu nedenle, tüm bu değişkenlerin çapraz tablolardaki nüfus yoğunlukları çıkarıldıktan sonra ayrıca her bir “hücre”nin temsil edici sayıya ulaşması gerekir! Bu bakımdan, 2000 kişiye hele hele önüne kim çıkar/kim kabul ederse “rastgele” (“random” değil) anket yapıp, “şu şu kadar” vs demek hiç de bilimsel değildir. Örneğin cinsiyet (2 düzey), eğitim (ilk+orta-lise-üniv. +üstü; 4 düzey), yapılan iş (işçi, memur, emekli, esnaf, işveren; 5 düzey), yaşanılan yer (köy-kent, 2 düzey), kimden yana oy kullanmış (iktidar-muhalefet, 2 düzey; partiler olursa daha da artar) olsun (diğer değişkenleri yok saydık). Buna göre bir ilde seçim anketi yapılacağında, bu 2x4x5x2x2= 160 farklı durum (hücre) olur; yani, kadın+ilk+işçi+köy+muhalif; kadın+orta+…+muhalif, kadın+…+; erkek+ilk+memur+kent+iktidar vs. şeklinde her özelliğe sahip 1 kişi olmak üzere tam 160 farklı kişi gerekir! Peki diğer iller? Üstelik bu sayıların illerin nüfuslarına ve il nüfusu içinde bu değişkenlerin ağırlıklarına göre (orantılı) belirlenmesi gerektiğini (her hücrede 1 kişi temsil edici olamayacağına göre) düşünürsek, tüm ülkede seçim anketi uygulanacak kişi sayısını siz hesap edin… Homojen bir evren yerine bu özellikleri yansıtacak bir heterojen örneklem oluşturulmaya çalışılırsa durum budur; şimdi ezber ve homojen evrene ve seçkisiz seçime göre belirlenen 1500-2000 kişilik örneklemler, seçmen eğilimleri tahminleri için bir şey ifade edebilir mi?

Homojen ve tercihlerin normal dağıldığı (ki asla böyle bir şey olmaz, tercih sınıflama düzeyinde ölçmeye uygundur, bir testten alınan bir puan gibi değildir) evrenler için kitaplarda belirlenen ezber örneklem sayıları da belirli bir hata (Alfa) düzeyine göre tahmine uygundur, tabakalı örneklem için hesaplamalar daha karmaşıktır. Bu bakımdan, TV’lerde, bilmem ne araştırma şirketinin, “Yüzde 2 hata payıyla yüzdeler şöyle” vs. demesi de hiçbir anlam ifade etmez!

3. Alternatif bir örnekleme yolu: Bir başka seçmen yoklama yöntemi ise, “karar örnekleme”dir. Bu yöntemde, önceki seçimlerdeki “istikrarlı” sonuçlardan hareketle tüm ülkeyi temsil eden (prototip gibi) küçük bir kasaba, ilçe vb. “bulunur” ve orada yoğun bir çalışma yapılıp tahminde bulunulabilir. Bu örnekleme türünde bile yine tüm ülke değil ama o prototip yerleşim yeri evren kabul edilerek yukarıdaki değişkenlere göre tabakalı örnekleme yapmak gerekir! Ancak, karar örneklemenin sakıncası geçmişte ABD’deki seçimlerde görülmüştür; hele bizim gibi iç göçün hâlâ devam ettiği ülkelerde bu çok daha risklidir. Bir zamanlar Bursa’nın İnegöl ilçesi temsil edici (çeşitli yıllardaki tercihlere göre istikrarlı) görünüyordu, İnegöl’e onca göçten sonra şimdi bu doğru olur mu?

4. Veri toplama yöntemi de çok önemli: Yüz yüze veri toplamak (ki veri toplayıcıların da giyimi, davranışı vs. açısından eğitilmeleri gerekir) yerine telefon rehberinden belirlenen telefonlarla (ki, çoğu yanıt bile vermeyecektir; demek ki bu anket sadece yanıt verenleri “yansıtacak”) veya internet aracılığıyla (TV’lerdekilerden söz etmeye ise hiç gerek yok) veri toplandığını ve tahminde bulunulduğunu öne sürmek ise akla ziyandır. Yüz yüze toplandığında bile, hele bizim gibi ülkelerde, insanlar çoğu kez gerçek durumunu saklama eğiliminde olduklarından, telefonla hiç de güvenilebilir (ölçeklerin değil, veri toplamanın güvenilebilirliği) olmayacaktır. Yüz yüze veri toplamada bile yanıt güvenilebilirliğini kontrol etmek için bir çok “geçerlik” maddesi bulunmalıdır, yanıtlayıcıya güven verecek önlemler (isim vb. kimliği açığa çıkarak bilgi almamak, hatta para vermek de dahil) alınmalıdır.

5. Seçmen tercihlerinin zamana göre değişimi sorunu: Yukarıdaki yanlış ve yetersiz örneklemeye ek olarak, yapılan en büyük hata da zaman içindeki seçmen tercihi değişiminin “boylamasına” yapıldığı iddia edilen ve “seçmen değişim” oranlarının belirlendiğini ileri süren “açıklamalar”dır: “X partisinin oyu geçen aya göre şu kadar yükseldi/düştü” gibi. Aynı bireylerden ölçüm alınmadıkça, hele örneklem yukarıda değinilen evreni sayı ve dağılım açısından temsil gücü yüksek olan tabakalı örneklemle seçilmemişse, veriler örnekleme hatalarıyla dolu olacağından bu iddianın hiçbir bilimsel geçerliği olmaz. Seçim öncesi eğilimlerin değişim oranlarını belirlemek için, ilk maddede belirttiğimiz tabakalı ve yeterli sayıda bir örneklem belirlendikten ve ek olarak bir önceki seçimde partilere oy verme ağırlıkları belirlendikten sonra, her bölge veya il için her özellikten ve partiden, “sabit, değişmez, ücretli ve sürekli” örneklem birimleri üzerinde çalışmak en doğru çalışma biçimi olacaktır. Her yerleşim yerinden, yukarıdaki değişkenlere göre belirlenen şahıslar (diyelim ki kadın+üniv.+memur+kent+muhalif) belirlenir ve onlara her anket için belirli bir para ödenir ve her ankette aynı kişilerden tercihleri alınırsa, seçmen değişimi gerçeğe yakın kestirilebilir. Ancak böyle bir yöntemle X partisindeki, Y partisindeki, üstelik her eğitim düzeyi, yaş, meslek vs.’den bireylerin oy tercihi değişimlerini gözleyebilirsiniz.

Gerisi, lafı güzaftır. Bilimin yol göstericiliğinde kalınmalı, bilimsel olmayan şeylere güvenilmemeli. Naçizane şu kaynağa bakılabilir: Erkuş, A. (2021). Davranış Bilimleri İçin Bilimsel Araştırma Süreci, Seçkin Yayıncılık.