İnsanlara sürekli hakaretler yağdıran Trump bunu kabul edilemez mi buluyor? Toplantının iptal gerekçesi bu mu? Gördüğümüz, bir duraksama mı yoksa diplomatik girişimlerin çözümü mü bilinmez. Ancak gelinen durumda, itibarı yara alan Trump

Anlaşma bozma sanatı

Gary Leupp

Donald Trump, Kim Jong Un’a şöyle yazdı: “Kısa süre önceki açıklamanızda gösterdiğiniz yoğun öfke ve açık düşmanlık neticesinde...” Singapur zirvesinde yapmayı planladıkları görüşmeyi iptal etmek zorundaydı.

Bahsi geçen açıklama, Kuzey Kore Dışişleri Yardımcı Bakanı ve nükleer müzakereci Choe Son Hui’nin yaptığı açıklamaydı. Başkan Yardımcısı Mike Pence Fox Haber kanalına çıkarak, Kuzey Kore Washington ile nükleer anlaşmaya yanaşmazsa, “sonunun Libya gibi olacağını” söylemişti ve öfkeli açıklama hemen ardından gelmişti.
Bu inanılmaz aptalca ve provokatif bir demeçti. Muammer Kaddafi ülkesinin küçük çaplı nükleer programını 2003’te terk etti ve 2011’de ülkesini mahveden NATO operasyonuyla koltuğundan indirildi, vahşice öldürüldü. Bu örnekten çıkan ders, “Nükleer programından veya silahlarından vazgeç yoksa ölürken süngüye oturtulursun” değil (Kaddafi’nin başına gelen buydu ve hatırlarsanız Hillary Clinton bunu çok komik bulmuştu). Tam tersi, buradan çıkan ders, “Silahları bırak ve bir süreliğine ambargosuz, normalleşmiş ilişkilerin keyfini çıkar, sekiz sene sonra ise tepene binsinler, zamanında verdiğin taviz yüzünden savunmasız kal.”

Pence şöyle dedi: “Biliyorsunuz Libya modeli geçen hafta tartışıldı ve Başkan durumu açıkça ifade etti. Bu meselenin sonunun Libya gibi bitmesi, ancak Kim Jon Un’un anlaşmayı reddetmesiyle olur.” Muhabirin bunun bir tehdit olarak yorumlanıp yorumlanamayacağı sorusuna ise, “Bence gerçekler böyle” diye yanıt verdi. (Bu ropörtaj, Ulusal Güvenlik Danışmanı Jon Bolton’ın ABD’nin Kuzey Kore’deki amaçlarını, Libya olaylarıyla kıyaslamasından sonra yapılmıştı.)

Choe’nin yanıtı şu oldu: “Başkan Yardımcısı Pence, Kuzey Kore’nin kaderinin Libya’nınki gibi olabileceği, Kuzey Kore konusunda askeri seçeneklerin halen masada olduğu ve ABD’nin koşulsuz, geri dönülemez, denetlenebilir ve eksiksiz nükleerden arınma talep ettiği yönünde küstah ve ölçüsüz yorumlarda bulunmuştur. ABD politikasına hakim biri olarak, ABD başkan yardımcısının ağzından böylesine cahilce ve aptalca yorumların dökülmesi karşısında şaşkınlığımı gizlemem mümkün değil.”

İnsanlara sürekli hakaretler yağdıran Trump bunu kabul edilemez mi buluyor? Toplantının iptal gerekçesi bu mu?
“Yüksek mevkili ABD siyasetçilerin henüz gerçekleri kavrayamamaları ve Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’ni Libya’nın trajik kaderiyle kıyaslamaları, bizi hiç tanımadıklarını ortaya koyuyor. Onların sözcükleriyle ifade edecek olursak, ABD’ye hiç yaşamadığı ve tasavvur dahi edemediği trajedileri yaşatma gücümüz var.

Karşısında kimin olduğunu düşünmeden pervasızca tehditler savuran Pence, sözlerinin olası sonuçlarını düşünmeliydi... ABD ile masada mı karşılaşacağız, yoksa karşılıklı nükleer savaşa mı girişeceğiz, bu tamamen ABD’nin davranışlarına bağlı. ABD’nin iyi niyetimizi suistimal etme ve hukuksuz aşırılıklarda bulunma ihtimali karşısında, liderimize KDHC-ABD zirvesini tekrar düşünmesi yönünde tavsiye vereceğim.”

Trump, Kim’e şöyle yazdı: “Bu önemli zirve konusunda fikrinizi değiştirirseniz, irtibatta olalım.” Sanki fikrini değiştiren ve zirveyi iptal eden Kim’miş gibi. Kim’in ülke dışında bulunduğu sırada askeri darbe yapılmasından korktuğu yönünde bazı haberler çıktı (dezenformasyon da olabilir), ancak KDHC’nin Singapur zirvesini gerçekleştirmeyi planladığı yönünde haberler de gördük. Arka planda zirveyi erteleme planları yapılmış olabilir ve Trump Kuzey Kore’nin meşhur ağzı bozuk dilini mazeret olarak kullanıyor olabilir.

Gördüğümüz, bir duraksama mı yoksa diplomatik girişimlerin çözümü mü bilinmez. Ancak gelinen durumda, itibarı yara alan Trump. Alıngan ve iki yüzlü görünüyor. Evet Kuzey Kore’nin Dışişleri Bakanlığından gelen açıklama küstahça. Ancak bu bakımdan Koreliler Trump’a benziyorlar – sözcüklerle saldırıya uğrayınca, sözcüklerle karşılık veriyorlar. Bu vaka özelinde bakacak olursak, açıklamanın dili Trump’ın Kuzey Kore’ye yönelik dilini yansıtacak şekilde tasarlanmıştı.

“Onların sözcükleriyle ifade edecek olursak...” Kullanılan ifadeden de anlaşıldığı gibi, burada söylenenler Trump’ın Birleşmiş Milletler’de kullandığı, Kuzey Kore nükleeri bırakmazsa “onları tamamen yok ederiz” ifadesine istinaden.

Zirvenin iptalinin dünyada hayal kırıklığı yaratacağına eminim. Suç Kim’e değil, Trump’a kalacak. İnsanlar Trump’ı öfke ve düşmanlık ile özdeşleştiriyorlar ve yüksek mevkili ABD liderlerinin defalarca ortaya attıkları “Libya modeli” tehditlerine dikkat çeken Kuzey Kore açıklamalarının neden bu kadar büyütüldüğünü merak edecekler. Paris anlaşması iptali, Iran anlaşması iptali ve ABD elçiliğinin Kudüs’e taşınması ile aynı kefeye konacak. Trump’ın mantıksızlığı ve ABD’nin kaybolmuşluğunu gösteren yeni bir örnek olacak.

Counter Punch’den çeviren Fatih Kıyman