İngiliz bilim insanlarının Ulusal Sağlık Hizmetleri verilerine dayanarak yaptığı araştırma, sosyo-ekonomik faktörler göz önüne alındığında siyahların ve yoksulların koronavirüsten ölme riskinin daha fazla olduğunu ortaya koydu

Araştırma: İngiltere'de siyahların ve yoksulların koronavirüsten ölme riski daha fazla

Egehan Ünlü / Berlin

İngiltere'de bilim insanları, Ulusal Sağlık Hizmetleri‘ne (National Health Service-NHS) kayıtlı hastaların verilerine dayanarak yaptıkları araştırmada, toplumda yeni tip koronavirüten (Covid-19) ölme riskinin bağlı olduğu faktörleri ortaya koydu.

NHS verilerinden elde edilen 17,4 milyon yetişkinin hastalık mazisini içeren sağlık dosyaları, araştırmayı dünya çapında Covid-19 ile ilgili gerçekleştirilen en büyük örneklemli araştırma yapıyor.

1 Şubat ile 25 Nisan 2020 arasında gerçekleştirilen gözlem döneminde, araştırmaya dahil edilen koronavirüs ile ilişkili hastanedeki ölümlerin sayısı 5 bin 683 olarak gerçekleşti. 30 Nisan tarihinde İngiltere’deki virüs ile ilişkili ölüm sayısı ise 20 bini aşmıştı. 1 Şubat İngiltere’deki ikinci korona vakasının tespit edildiği tarihe denk geliyor. Araştırma sadece Covid-19 hastalarının değil tüm nüfusun ölüm riskini incelediği için sosyo-ekonomik faktörlerin analizi açısından önem taşıyor.

Araştırma örneklemi nüfusun yüzde 40'ını kapsıyor. Ancak teknik sebeplerle bölgelere göre temsil oranında değişiklikler bulunabiliyor. Örneğin Londra’daki muayenehanelerin ancak yüzde 17’si araştırma verilerinin dayandığı hasta kayıt sistemini (System one) kullanıyor. Buna rağmen yüzde 40’lık temsil oranı benzer çalışmaların erişemeyeceği bir oran.

arastirma-ingiltere-de-siyahlarin-ve-yoksullarin-koronavirusten-olme-riski-daha-fazla-737300-1.

AZINLIKLARIN VE YOKSULLARIN ÖLME RİSKİ DAHA YÜKSEK

Araştırmaya göre sosyo-ekonomik faktörler Covid-19’dan ölme riskini artırıyor. Bulgulara göre Asyalı ve siyahların hastalık mazisi ve ekonomik durumu kontrol edildiğinde bile ölme riskleri beyazlara göre daha fazla bulunuyor. Araştırmacılar bunun, bahsedilen azınlıklarda enfeksiyon riskinin fazla olmasının bu azınlıkların “ön hat” mesleklerde çalışmaları ve hane kalabalıklığı ile ilişkili olabileceğini düşünüyorlar.

Yoksulluk da Covid-19'da dahil ölüm riskini artıran önemli faktörlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu faktörde de hastalık mazisi ve geçmiş klinik bulgular resmin tamamını açıklamakta yetersiz kalıyor.

Bunun dışında erkekler daha fazla risk taşırken, ölüm riski yaşla doğru orantılı olarak artıyor.

Araştırmaya göre halen sigara kullananların koronavirüsten ölüm riski daha düşükken, geçmişte sigara kullanmış olanlar daha fazla ölüm riski taşıyor. Astım ve diyabet de ölüm riskini artıran sağlık faktörleri arasında bulunuyor. Obezite, demans, karaciğer hastalıkları ve kronik kalp hastalıkları da ölüm riskini artıran faktörler arasında bulunuyor.

SAĞLIK VERİLERİNİN KORUNMASI

Sağlık verilerinin korunmasıyla ilgili hassasiyetin aşılmasında ise koronavirüs döneminde yaşanan bilgi ihtiyacı ve daha önemlisi araştırmacıların seçtiği yöntem gösteriliyor. OpenSafely grubundaki araştırmacılar, hasta bilgilerini kopyalayıp harici sistemlerde analiz etmek yerine, bu bilgileri sistemin kendi içinde anonimize ederek analiz etmeyi tercih ediyorlar. Bilgilerin kopyalanıp dışarıya çıkarılmaması da bilgi koruma ile ilgili tereddütlerin ortadan kaldırılmasına destek vererek, bu çapta bir örneklem oluşturulmasını mümkün kılıyor.

Korona günlerinde bilim üretiminin bir başka özelliği ise, hakemli dergilerde (peer-reviewed journal) yayımlanmayan çalışmaların da sayısının hızla artması. Birçok araştırmacı bulgularını pre-print adı verilen yöntemle, araştırmalara kısa bir editörlük dışında müdahale etmeyen bioRxiv, ChemRxiv veya medRxiv gibi sunucular tarafından yayımlanıyor. Böylece bulguların yayımlanması hem kısa süreler içinde gerçekleşiyor hem de bu bulgulara erişim yüksek ücretli sunucuların tekelinden çıkmış oluyor.

arastirma-ingiltere-de-siyahlarin-ve-yoksullarin-koronavirusten-olme-riski-daha-fazla-737301-1.

Berlin Charité Üniversitesinde araştırmalar yürüten ve hükümete de danışmanlık yapan salgın bilimci Prof. Christian Drosten kamu televizyonu NDR’a yaptığı açıklamada, salgın döneminde pre-print yayımların önemini vurguluyor. Yine aynı üniversitede görev yapan nörobilimci Dr. Gülçin Vardar da BirGün Avrupa’ya hakemli yayınların uzun ve meşakkatli bir süreç anlamına geldiğini, salgın döneminde hızlı bilgi paylaşımına olan ihtiyacın ise pre-print yayınların popülerliğini artırdığını söylüyor.

DAYANIŞMA VE SOSYAL ADALET

Sosyo-ekonomik etkenlerin yaşam süresi, kalitesi ve sağlık üzerinde önemli etkisi olduğu araştırma ve gözlemlerle sabit. Korona salgını da bu durum için bir istisna oluşturmuyor. Buna paralel olarak sadece salgının kendisinin değil, salgınla mücadele tedbirlerinin de toplumun zayıf bireylerini daha çok etkilediği aşikâr. Toplumsal dayanışma ise salgının hem tıbbi hem de sosyo-ekomonik yükünün adilce paylaşılması anlamına geliyor. Mahalle destek grupları, bağışlar ve çeşitli meslek gruplarına yönelen şükran beyanları kısa vadede dayanışmanın umut verici örneklerini oluşturuyor ve akut problemlerin çözümüne katkı sunuyorlar.

Ancak toplumsal adaletin uzun soluklu olabilmesi için sadece dayanışma değil sosyal devlet kurumlarının güçlendirilmesi ve piyasaların kamu ihtiyaçlarına göre daha fazla düzenlenmesi yönünde siyasi irade gerekiyor.