14 Şubat Sevgililer Günü için yapılan ankete katılanların yüzde 40’ı bu günün diğer günlerden bir farkı olmadığını söyledi

Araştırma: Türkiye'nin yüzde 66,4'ü Sevgililer Günü kutlamıyor

Metropoll Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi, Sevgililer Günün olarak bilinen 14 Şubat öncesinde 28 ilden bin 926 kişiye Sevgililer Günü’nün kendileri için ne anlam ifade ettiğini sordu.

18-25 Ocak tarihleri arasında yapılan bu ankete katılanların sadece yüzde 38,4’ü “14 Şubat günü sizin için ne ifade ediyor” sorusuna "Sevgililer Günü" yanıtını verdi.

Ankete katılanların yüzde 13,1’i 14 Şubat’ı “Anlamsız bir gün” olarak nitelendirirken, yüzde 2,2 “Para tuzağı” olduğu görüşünü savundu. 14 Şubat için “Özel / güzel bir gün” yanıtını verenlerin oranı ise yüzde 1,4’te kaldı. Hiçbir şey ifade etmiyor diyenlerin oranı ise yüzde 2 oldu.

Yüzde 40’lık bir toplum kesiminin anlam dünyasında ise 14 Şubat takvimin diğer günlerinden ayrışmadığı görüldü.

Araştırmaya katılanların yaklaşık üçte biri Sevgililer Günü’nü kutladığını söylerken, yüzde 66,4’ü kutlamadığını ifade etti. 18-34 yaş grubu ile üniversite seviyesi ve üzeri eğitim sahibi olanlar arasında Sevgiler Günü’nü kutlama pratiğinin yükseldiği görüldü.

34 yaş altındakilerin yüzde 43’üne yakını Sevgililer Günü’nü kutladığını söylerken, 55 yaş üzerine çıkıldığında, sevgililer gününü kutladığını söyleyenlerin oranı yüzde 21’de kaldı.

Bianet'te yer alan habere göre, benzer biçimde, üniversite ve üzeri eğitimlilerin yüzde 40’ı Sevgililer Günü kutlaması yaparken, ortaokul ve altı seviyede eğitimi olanlarda bu oran yüzde 26 civarında.

TÜRKİYE NASIL SEVİYOR?

Araştırma sonucuna göre Türkiye’nin yüzde 50’si “gerçek aşka” inanıyor; inanmayanlar ise yüzde 45’lik bir kesim. “Gerçek aşka inanıyor musunuz” sorusuna, “Evet” yanıtını verenler, 18 ve 34 yaş arası gençler arasında yüzde 58’e yakın bir çoğunluk.

Benzer şekilde, üniversite ve üzeri eğitimliler arasında yaklaşık yüzde 57’lik bir oranla, gerçek aşka inanlar çoğunlukta. Öte yandan, “ilk görüşte aşka” inananlar toplumun yüzde 34,5’lik bir azınlığını oluşturuyor.

Yüzde 60’a yakın bir kesim ise, “ilk görüşte aşka” inanmıyor. “İlk görüşte aşk” konusunda erkeklerin, az bir farkla da olsa, kadınlara göre daha göre daha “romantik” bir bakış açısına sahip olduğu ortaya çıkıyor.

Erkeklerin yüzde 36’sı ilk görüşte aşka inanırken, kadınlarda bu oran yüzde 33. İlk görüşte aşka inananlar ise gençler; 18-34 yaş grubunda “ilk görüşte aşka inanma” oranı, yaklaşık yüzde 44.

EĞİTİM SEVİYESİ YÜKSELDİKÇE EVLİLİK ORANI DÜŞÜYOR

“Şu an bir ilişkiniz var mı?” sorusuna, “Evet, evliyim” diye yanıt verenlerin oranı yüzde 67; “Hayır, bekarım” diyenler ise yaklaşık yüzde 20. “Evli olmadan beraberliği olanlar” ise, yüzde 11’lik bir kesim.

Araştırmada 18-34 yaş grubunda evli olanlarının oranın düşük olduğu, evli olmadan birlikteliğe sahip olma halinin gene bu yaş grubunda diğer yaş gruplarına göre daha yoğun olduğu göze çapıyor. Verilere göre, eğitim seviyesi yükseldikçe, evlilik oranını da düşüyor.

Evli veya ilişkisi olanların yüzde 49’luk bir kesimini eşiyle “görücü usulü” tanıştığını söylüyor. “Arkadaş ortamında” tanıştığını söyleyenlerin oranı ise yüzde 22,4. “İş yerinde tanışanlar” yaklaşık yüzde 8 ile üçüncü sırada. “Okulda veya eğitim ortamında” tanışanlar da yüzde 5,4 oranında.

“Alışveriş merkezi, kafeler, çarşı-pazar” gibi ortamlarda eşiyle veya sevgilisi ile tanışanlar sadece yüzde 3,4 oranında. “Sosyal medya” üzerinden başlayan beraberliklerin oranı ise yalnızca yüzde 2,2.

TÜRKİYE EVLİLİĞE NASIL BAKIYOR?

Ankete katılanların yüzde 63’üne yakını, “Evlilik olmazsa olmazdır” düşüncesine sahip. Aynı şekilde, “Günümüzde evlilik çok da şart değildir” ifadesine, “Katılmıyorum” yanıtı verenler de yaklaşık yüzde 62 oranında.

Buna karşılık, bekarlığın da, “hayatın bir gerçeği” olabileceğini düşünen ve bekarlığı dışlamayan bir yaklaşım söz konusu. Ayrıca ankete katılanlar arasında “Bekarlık vergisi” fikrine karşı çıkanlar da, yüzde 81,3’lük bir çoğunluk; bekarlığı vergilendirmeyi destekleyenler ise yüzde 7,6’da kalıyor.

Türkiye evliliğe sıcak yaklaşılırken, “Çiftler evlenmeden beraber yaşayabilir” ifadesine katılmadığını söyleyenler yaklaşık yüzde 72 seviyesinde. Toplumun yüzde 61’ine yakını, 24-30 yaşın en ideal evlilik zamanı olduğunu düşünüyor. 18-24 yaş grubundaki evliliklere sadece yüzde 22’lik bir destek olması, erken yaştaki evliliklere mesafeli yaklaşıldığını gösteriyor.

Araştırmanın tamamına buradan ulaşabilirsiniz.