Armutlu için yeni fikirler

GÜLŞEN İŞERİ

Bazı mahalleler vardır bombalanır, bazı mahalleler abluka altında bir nefes almayı bekler bazıları da kentsel dönşüm kıskacında umudu filizlendirir... Tıpkı Küçükarmutlu gibi... Yıllarca kentsel dönüşüme direnen ve son günlerde de polis ablukasıyla gündemde olan Armutlu’da alışılmadık bir durum yaşanıyor. Mimar ve mühendisler bir araya gelip toplumda bir algı yaratmak için yarışma düzenliyor. “Küçük Armutlu Mahallesi Yerinde ve Yerlisiyle İyileştirme Ulusal Mimari Fikir Projesi Yarışması"

Mahalleli, öğrenci, mühendis hepsi bir arada Armutlu’yu fikir olarak adeta yeniden inşa ediyorlar. Halk bahçelerinin ardından böyle bir yarışmanın gündeme gelmesini, Kadir Has Üniversitesi’nden ve ayrıca jüri üyeleriden olan Murat Çetin ile konuştuk...

“Küçük Armutlu Mahallesi Yerinde ve Yerlisiyle İyileştirme Uulusal Mimari Fikir Projesi Yarışması" Sanıyorum böyle bir yarışma ilk kez düzenleniyor, derdiniz neydi bu yarışma için yola çıkarken?

Evet, bildiğiniz gibi Küçük Armutlu mahallesi on yıllardır çeşitli biçim ve adlarla, dolayısıyla bahanelerle, ortaya çıkan kentsel dönüşüm baskısı ve tehdidi altında direnen bir mahalle... Bir yandan da kentsel, sosyolojik ve mimari açıdan da İstanbul'un içinde kalmış tek ve çok özgün bir yer. Bu yer sadece bulunduğu konumdan ötürü kazandığı emlak değerinden kaynaklanmıyor. Özellikle de mahalleli ve burada faaliyet gösteren Halkın Mimar Mühendisleri (HMM), Mimar Meclisi (MM) gibi oluşumlarca bu özelliği hemen hemen hiç de önemli olmayan bir özelliği... Burada önemli olan 30-40 yıl öncesinde mahallenin kuruluşu sırasında temelleri atılan, doğayla uyumlu, insanca ve toplumcul bir yaşam olanağı sunacak bir kentsel altyapının kurulmuş olması... her evin bahçesinin olduğu, hiç kimsenin bir diğerini manzarasını ve ışığını kesmediği, makul yoğunlukta, insanların her meselesini imece usulü ile çözdüğü, bireysel mülkiyetin olmadığı, en küçük kararın bile tüm mahallenin toplanarak birlikte verildiği rüya gibi bir mahalle. Bu mahalleyle tanışan, önce uzun süre onlara yardım etmeye gidip, sonra mahalleliden mimarlığa ve bu mesleğin özü olan 'barınma faaliyetinin hakikatlerine' dair çok şey öğrendiğini farketmeye başlayan ben ve benim gibi diğer mimar arkadaşlarımızın yarışma için yola çıkarken ki başlıca derdimiz; özellikle de mimarlık camiasına burada bizim kitaplarda bir ütopya gibi okuduğumuz, idealleştirdiğimiz sosyalist bir modelin gözümüzün önünde, İstanbul'un göbeğinde var olduğunu göstermek, buraya ilgiyi çekmek ve ana akım medyada bu tür mahalleler hakkında pompalanan yanlı ve kasıtlı haberlerin aksine, burada nasıl yaşandığını, neler başarıldığını, hangi koşullarda başarıldığını, nasıl bir toplumsal örgütlenme ile bunun gerçekleştirilebildiğini, nasıl değerler barındırıldığını, buradan nasıl ilham alınabileceğini duyurmaktı. Ancak bu amacımızın yanı sıra bir diğer temel derdimiz de kentsel dönüşüm denilen bu yıkıcı, yerinden edici ve adaletsiz rant üretme ve haksız dağıtma mekanizmasının alternatifleri olabileceğinin mimarlık alemine tekrar hatırlatılması ve bu konuda kısır döngülerden ve kalıplardan sıyrılıp somut bir örnek üzerinde düşünce üretmeye davet etmekti. Bu konularda hep söylenen, eleştiren ama alternatifler ortaya koymayan, ama duyarlı olduğunu düşünen, iddia eden bir meslek grubuna bir söz söylemeleri için bir çağrı sunmaktı amaçlardan biri de...

Bu yola çıkış mahalle açısından da heyecan yarattı...

Kuşkusuz mahalleli için de büyük bir heyecandı yarışma fikri; bir süredir mahallelerinde koşuşturup duran her yaştan genç mimarların, mahallede HMM ve MM tarafından yürütülen pek çok çalışma sonunda, o mahallede var olmanın ve "Armutlu'lu" kimliğinin özünde yatan direnişin temel sebebi olan 'kentsel dönüşüm belasına' karşı pek çok meslek ve bilim insanının, akademisyenin Küçük Armutlu'yu görmek, buranın hikayesini bu mücadeleyi kaç nesildir canları pahasına sürdüren bu insanlardan dinlemek için mahalleye doluşuyor olması, onlarla aynı sofraya, aynı bahçeye, aynı kaldırım kenarına oturuyor olmasının oradaki bu insanlar için nasıl bir mutluluk, ve heyecan olduğunu anlatmam mümkün değil, yerinde gözlemek lazım...

armutlu-icin-yeni-fikirler-90378-1.Mahalledeki yarışma sürecine gelirsek, buradki işleyiş de farklı değil mi?

Bu özgün mahalle için ise düzenlenecek bir yarışmaya dair ana fikrin, mahallenin sosyalist örgütlenmeye dayalı yapısı ve buradaki komünal yaşam felsefesi de gözetildiğinde, yarışma mekanizmasının rekabetçi doğasıyla çelişmemesi gerekiyordu. Bu anlamda da, daha önce yine politik içerikler taşıyan Roboski müzesi gibi bazı yarışmalarda denenen ve nispeten başarılı da olan nakti ödül içermeyecek ve rekabetin yıkıcı taraflarını da ortadan kaldıracak 'eşdeğer ödül' fikri hakim oldu. Ayrıca, iki aşamalı bir model fikri de benimsendi; birinci etabın proje fikirlerinin yazılıp çizildiği ve tartışıldığı, ikinci etabın ise tüm katılımcıların ve halkın bir araya gelip bu fikirlerden derlemeleri, halkla beraber hayata geçirdiği bir model kabul edildi. Bu iki etaplı model ile ilk etap sonunda gerek eşdeğer ödül sahipleri gerekse diğer katılımcıların kolokyumda bir araya gelerek, mahallelinin de yer aldığı bir ortamda bunlardan hangilerini, hangi imkanlarla ne ölçüde hayata geçireceklerini saptayıp sonraki aşamada da herkesin kolları sıvayıp uygulamaya girişeceği, halkla mimarların bütünleşeceği son aşama.. Galiba asıl derdimiz bu; yarışma buna bir ön vesile, ön basamak diyebiliriz... Bu düşünceleri savunan, bu konularda yıllardır hem akademik ortamlarda hem pratikte emek harcayan çok değerli jüri üyeleri, seve seve böyle bir girişime gönüllü destek vereceklerini söyleyerek bu çalışmada yer aldılar çok değerli fikirler vererek, farklı bir yarışma modeli deneme cesaretinin önünü açtılar.. Ayrıca çok genç, hem akademide hem de yarışmalar ortamında oldukça aktif ve başarılı bir raportör ekibi belki son yıllar yarışma ortamında hazırlanmış en başarılı şartname hazırlıklarından birini gerçekleştirdiler. Toplu yer görme turları, ön kolokyum serileri gibi pek çok başarılı organizasyonu gerçekleştirdiler bu yarışma için... Mimarlar Odası, TSMD ve Arkitera gibi mimarlık kurum ve mecraları, ve neredeyse tüm üniversitelerin mimarlık bölümleri de bu yarışmanın duyurulmasında bize çok destek oldular, hepsine teşekkür ediyoruz...

Neden Küçükarmutlu, diğer mahallelere de uygulanacak mı?

Biraz önce de konuştuğumuz gibi, Küçük Armutlu direnişler tarihiyle, bu uğurda verdiği can kayıplarıyla, buradaki barınma hakkının gasp edilişine karşı yasal zeminde verdiği hukuki mücadeledeki başarılarıyla, kişisel mülkiyet barındırmayan sosyalist örgütlenme modeliyle, kolektif karar ve uygulama mekanizmalarıyla, İstanbul'da hala düşük yoğunluklu kırsal dokuyu barındıran tek özgün kentsel biçimlenme olarak korunma gerekliliğiyle çok ama çok özel bir mahalle. Ne yazık ki mimarlar olarak bunca toplumsal olgudan bahsederken böyle bir mahallenin varlığından dahi haberdar olunamayışı, ve bunun yanı sıra, bir de bu mahalledeki barınma hakkının gasp edilmesine çanak tutacak ana akım haberlerinin etkisinde kalarak ötekileştirilmesine izin veriyor olmak mesleğimiz adına ve özellikle de akademik söylemlerimiz adına utanç vericiydi. Kentsel dönüşüm, kentsel direnç, kent hakkı, gündelik hayat, planlamada katılım, eşitlik vs. gibi kavramları sıkça yazıp çizen, kullanan, savunan ve biraz da tüketen akademisyenler ve mimarların, bu kavramların çok somutlaştığı bir mahalle üzerine muhakkak fikir üretmesi gerekiyordu. Bu yüzden Küçük Armutlu diye cevaplayabilirim sorunuzu.. Şu an bu konumda direniş içerisinde diğer mahallelerden de kendi mahalleleri için de yarışma düzenlememiz yönde talepler gelmeye başladı doğrusu. Halkın ve kent hakkının peşinde koşan mücadele veren halkların mimarlığı ve mimarlık yarışmaları mekanizmasını kendilerinin yanında bir süreç olarak görmeye başlaması bile başlangıç için iyi kazanımlar... ama burada HMM ve MM'nin rollerini unutmamalıyız, çünkü yarışma mekanizması arkasındaki felsefe biraz önce tariflediğimiz şekilde paylaşımcı bir biçimde oluşturulmadığı zaman bu mahallelerin -istemeden de olsa- yıkımına da yol açabilecek bir mekanizmaya dönüşebilir. Dediğim gibi, kuşkusuz diğer mahalleler için de yarışma fikri değerlendirilebilir, ancak bu mahallenin özgün mülkiyet(sizlik), siyasi ve toplumsal örgütlenme yapısı, demografik ve sosyo-ekonomik yapısı ile özgün fiziki ve mekansal biçimlenmesi unutulmamalıdır... Tüm bunlar bu yarışmanın bu şekilde oluşturulmasına olanak veren ön koşullar olmuştur.

armutlu-icin-yeni-fikirler-90376-1.Öğrenciler, mühendisler, halk bir arada... Bu oluşumda amaçladığınız nedir?

Evet, haklısınız.. en önemli özelliği bu... Mimarlık, kent planlaması, tasarım vs. bunlar biraz seçkin, toplumun belli kesimlerinin ilgi alanı olabileceğine dair bir yanılgının hakim olduğu, kitlelerin barınma ihtiyacına dair özünden koparılmış, ve inşaat ve emlak tekellerinin üretim süreçlerine hizmet eder hale getirilmiş, bu amaçla da elitleştirilmiş, akademikleştirilmiş, yüceltilmiş meslek alanları olmuş maalesef. Dolayısıyla bu alanların öğrencileri de kendilerine gösterilen havuç doğrultusunda, bu dar alanda yer kapmak için ümitsizce çaba harcayıp bu mekanizmanın çarkları içinde yok olup gideceklerinden habersiz tüm enerjilerini ve yaratıcılıklarını bu tekellere veriyorlar. Bunu yapanlar muhakkak olmalı ama tüm bir meslek aleminin alternatifsizmiş gibi bu yola sürükleniyor olması mesleğin ve eğitimin içine saplandığı çıkmazlardan biri ne yazık ki... Mimarlığın bu süslü ve pırıltılı tarafının, toplam barınma ve yapılaşma faaliyetinin çok ama çok küçük bir bölümü olduğunu, mimarların asıl sahipleri belli olan bu dar alanda kıyasıya öne çıkmak için çaresizce mücadele edeceğine ve kendilerini kullandırıp hayal kırıklığına uğrayacağına, kendilerine bambaşka alternatifler yaratarak yaratıcılıklarını sergileyebilecekleri alanlar bulabileceklerini, böylece hayatın kendisine dokunabileceklerini hatırlatmaktı amacımız...

Kentsel dönüşüm değil, yerinde dönüşüm kavramı var... Aslında burada yerinde dönüşümde de tehlikeli bir kavram. Biz sokaklarımızın değişmesini istemiyoruz, hafızamız kaybolmasın istiyoruz, bu yarışma bir yanıyla da bu bilinci aşılamak için mi?

Haklısınız, burası çok hassas bir nokta.. o yüzden biraz önce "doğru bir felsefeyle ve uygun koşullarla biçimlenmesi lazım bu tür yarışmaların" dedim... gerçekten de yarışmanın adı için dahi uzun tartışmalarda bulundu yarışma ekibi, jüri raportörler halk temsilcileri vs. Bu yüzden ıslah vs. kelimeleri kullanılmayıp "yerinde ve yerlisiyle iyileştirme fikir yarışması" denildi. Çünkü sizin de dediğiniz gibi diğer her tür kelime altında bazı yıkıcı süreçleri barındırıyor. Tabi ki isim kendi başına bir garanti değil ama bir başlangıçtır ve bir bakış açısı ortaya koymaktır. Asıl mesele mahallenin günlük yaşamındaki gibi bu yarışmadaki kararlara ve uygulamalara halkı her aşamada katmak... Bu yüzden buradaki danışman jüri üyesi göstermelik bürokratlar değil bizzat orada yaşayan insanlar... Bu insanlar yarışma şartnamesinin başlangıçtaki yazımı, çiziminden, yer göstermeye, duyuru posterlerinin dağıtımından, jüri üyesi ve katılımcıların bilgilendirilmesine, teslimde gelecek paftaların asılmasından, konuk jürilerin ağırlanmasına, ana yaklaşımın ve felsefenin neler olacağının belirlenmesinden, mahalleli için kentsel dönüşüm konusundaki kırmızı çizgilerin açıkça ifade edilmesine kadar belirleyici oldular ve seçim aşamasında da hep birlikte orada olacaklar. Evet dediğiniz gibi; "Biz sokaklarımızın değişmesini istemiyoruz, hafızamız kaybolmasın istiyoruz" diyorlar, bu yarışma da bu bilinci aşılamak için... bu anlamda yarışmanın, dolayısıyla mahallelinin kırmızı çizgileri şöyle ki bu çizgileri bu yarışmaya katkı vermeye çalışan biz meslek insanları ve akademisyenler de destekliyoruz; burada geliştirilecek fikir önerilerinin; rant yaratmaması, insanları yerinden etmemesi ve yıkıma yol açmaması gerekiyor. Bunun dışında her fikir geniş bir katılım ve derin bir tartışma ile değerlendirilecek... Evet burada çok özgün ama yaşayan bir mahalle var, dolayısıyla hem mahalleyi korurken hem de mahallelinin ihtiyaç duyduğu kadar değişimi onlara olumsuz geri dönüşleri olmayacak ölçü ve yöntemlerle gerçekleştirecek fikitleri bulmak amaç...

armutlu-icin-yeni-fikirler-90377-1.Küçükarmutlu yıllarca kentsel dönüşüme direnmiş, başarmış bir mahalle... Burada mimar ve mühendislerin burayı farklı bir alana dönüştürmesini nasıl yorumluyorsunuz?

Gerçekten bu çok önemli ve hassas bir konu, ön kolokyumlarda da bu anlama gelen çok kıymetli sorular oldu. Biraz önce de konuştuğumuz gibi mimarlığın bu biraz üstten, her şeyi bilir ve kağıt üstünde çözebileceğine körü körüne inanır tavrı çok büyük risk taşıyor ve biz bu riskin bedellerini kentin tüm alanlarında, kamusal alanlarda, yapı ve mahalle yıkımlarda, orman katliamlarında, park yıkımlarında, mülkiyet devirlerinde, imar artışlarında, vs. görüyoruz, yaşıyoruz, mağdur ediliyoruz, sağlıksız, mutsuz ve adaletsiz biçimde yaşamaya itiliyoruz. Ama ne yazık ki kişisel egolar üzerine kurulu, rekabete dayalı bir meslek pratiği gibi körüklenegelen mimarlığın aslında kamuya, insana, doğaya önemli sorumlulukları olan ve bunların, ne egoyla, ne de sektörün belirlediği koşullarda çalışarak gerçekleştirilemeyeceğinin kavranması gereken çok önemli bir etkinlik ve bilgi alanı olduğunu yeniden hatırlamamız gerekiyor. Armutlu'dan öğrenmek gibi bir fırsatı var burada mimar ve mimar adaylarının, ödülsüz, rekabetsiz, dayanışmalı, direnen, imkansızlıklar içinde mucizeler yaratan bir mahallede, mimarların tüm egolarından arınacağı, birbirlerine ve halka fikir danışacağı, onlara kendini anlatıp, onları anlayıp, hayata ve onun mekana yansımasına dair pek çok şeyi, kitaplardan okuduklarının gündelik hayatta nasıl pratiğe dönüştüklerini algılayabilecekleri ve sonra da uygulayıp sonuçlarını birebir görebilecekleri bir ortam var Küçük Armutlu'da. Bu yüzden yarışmada yer görme zorunluluğunu bir ileri boyuta taşıyıp mahalleli ile gezme gibi bir mekanizma ekledik. Bu süreç zamanla toplu yer görme gezisi organizasyonlarına dönüştü. Bu organizasyonlar yaklaşık iki saatlik yürüyüş turları - ki bu turların içinde mahalleli ile kendiliğinden gelişen ziyaret, oturma, sohbet, ikramları da içeriyor - halini aldı ve bu turların sonucunda dahi, mimar ve mimar adayı öğrencilerin mahalleye geliş ve gidişleri arasındaki bariz farklar yüzünüze bir tebessüm yerleştiriyor gerçekten.

Böyle bir mahallede yine ilk olan mimarlar ve halk bir arada... Yıllarca kentsel dönüşümle ilgilendim, örneğin Sulukule, Tarlabaşı vs.. Sulukule yıkıldı, oysa oldukça popülerdi, sanatçılar vs çok ilgi gösterdi. Mesele halkın kentsel dönüşüme karşı nasıl tavır alacağını bilememesi mi?

Evet dediğiniz gibi bu mahallleler çok özgün ve değerli olmalarına rağmen yitirilip bambaşka bir şeye dönüşüp ziyan oldular; fiziki ve mekansal dokuları da insanları ve onların biraradalığı da... Mesele sanıyorum bu 'biraradalık' kavramında yani mahallelinin ne kadar örgütlendiğinde. Mahalleliler bireysel olarak bazı fikirlere sahip ola da bilirler, olmaya da bilirler kentsel dönüşüm hakkında..., ama onları var eden şeyin birlikte oluşları olduğunu, özellikle kentsel dönüşüm tuzaklarının sunduğu bireysel cazibeler nedeniyle gözardı edip, bu tuzağa kolayca düşebiliyorlar. Sonra da Tarlabaşı ve Suluklule'de ve pek çok başka yerde olduğu gibi kendilerine uzatılan küçücük havucu dahi alamadıklarını, aldıkları kadarını da kullanamadıklarını görünce ortada kalıp perişan oluyorlar. Bu nedenle kolektif bir yapı içerisinde kentsel dönüşümün sonuçları hakkında sağlıklı bir bilgilenme , alternatif çözümleri öğrenme, değerlendirme ve oluşturmaya yönelik girişimleri örgütleyebilecek bir yapıya gereksinim oluyor böyle bir tavrı takınabilmek için. Bu yüzden Küçük Armutlu bizlere iyi bir model sunuyor. Her konu, her bireyle uzun uzun tartışılıyor, ÇHD, HHB gibi pek çok birim hukuki danışmanlık hizmetini gönüllü sunuyor, HMM ve MM'nin gönüllü mimar ve mühendisleri buradaki en ufacık probleme, halkı dinleyerek, maddi ve diğer imkanları gözeterek çeşitli alternatif çözümleri üşenmeden çiziyor ve uyguluyor. Dolayısıyla buradaki yarışmanın, yarışma sonucu ve sonrasında buraya gönül verebilecek insan ve meslektaş kazanımlarının, bu kez farklı bir dayanışma yaratacağını, gerek mahallelinin gerekse de dışarıdan gönüllü meslek sahiplerinin ve diğer duyarlı insanların katkılarıyla kentsel dönüşüme karşı nasıl sağlıklı, sürekli ve örgütlenmiş bir tavır takınılacağına dair bir örnek oluşturulacağını umuyoruz...

armutlu-icin-yeni-fikirler-90375-1.