İstiklal Caddesi’nin çehresinin değiştiği, artık bilmediğimiz bir yeri adımladığımızı hissettiğimiz aylarda, Arter de Dolapdere’deki yeni binasına taşınmak üzere kapılarını kapadı. İstanbul ile 13 Eylül’de yeniden buluşacak Arter’de ziyaretçileri 7 sergi karşılayacak

Arter, İstanbul’la yeniden buluşuyor

ARTEMİS GÜNEBAKANLI

İstiklal Caddesi 211 numaradaki Meymenet Han’da, 2010’dan 2018’e kadar konaklayan çağdaş sanat merkezi Arter, her gün önünden geçen binlerce insanın günlük rutinine ilham verici pencereler açtı. Bu sürede ev sahipliği yaptığı 35 sergi, söyleşiler, konuşmalar ve atölye çalışmalarıyla şehrin sanat hayatını besleyen değerli bir kaynak oldu. İstiklal Caddesi’nin çehresinin değiştiği, artık bilmediğimiz bir yeri adımladığımızı hissettiğimiz aylarda, Arter de Dolapdere’deki yeni binasına taşınmak üzere kapılarını kapadı ve yerini, yine bir Vehbi Koç Vakfı kuruluşu olan sergi mekânı Meşher’e bıraktı.

Dolapdere’de Grimshaw Mimarlık tarafından tasarlanan bina, Arter’in hikâyesinde yeni bir döneme işaret ediyor. Burada geniş sergi alanlarına performans salonları, öğrenme ve etkinlik alanları, kütüphane, konservasyon laboratuvarı, Arter’in yayınlarını da içeren sanat odaklı bir kitabevi ve yeme/içme alanları gibi bölümler ekleniyor. Mekân, farklı disiplinlerin kendilerine ait programlarla bir arada bulunduğu, erişilebilir, canlı ve sürdürülebilir bir kültürel yaşam platformuna dönüşme yolunda önemli adımlar atıyor.

Arter’in yeni binasını ve yeni sezonunu, kurumun iletişim direktörü İlkay Baliç ile konuştuk.

>> Arter, 8 yıl İstanbul’un kalbi diyebileceğimiz İstiklal Caddesi’nde, çağdaş sanatı gündelik hayatın bir parçası haline getirdi. Dolapdere’ye taşınma kararı nasıl alındı?

2010’da İstiklal Caddesi’ndeki binamızı açtığımızda, misyonumuzun kalbinde sanat üretimine destek vermenin yer alacağını ve kurulacak müze için bir öğrenme ve laboratuvar alanı olacağımızı biliyorduk. Ancak bu müzenin nerede olacağı henüz bilinmiyordu. Oluşturulan stratejik planda, Sadberk Hanım Müzesi’nin koleksiyonlarıyla çağdaş sanat alanındaki koleksiyonları buluşturan bir kampus-müze projesi öngörülmüştü. Takip eden yıllarda bu proje için kentte uygun alan bulunması mümkün olmayınca yalnızca çağdaş sanat müzesi projesi için kent merkezine yakın bir yer aranmaya başlandı.

Koç ailesinin Dolapdere’de uzun yıllar otomobil servisi olarak kullanılmış eski bir binası vardı. Aile bu binayı 2013 yılında Vehbi Koç Vakfı’na, yeni müze binası için bağışladı. Endüstriyel bir yapı olan bu binayı restore edip güçlendirerek bir müzeye dönüştürme ihtimali değerlendirildiyse de yeni yönetmeliklere göre restorasyonun bedeli yeni bir binanın yapımından yüksek olacaktı; bu nedenle bu eski binanın yıkılmasına ve yerine bir kültür merkezi olarak tasarlanacak yeni bir mimari yapının inşa edilmesine karar verildi. 2013’te açılan davetli proje yarışmasının sunucunda İngiltere’den Grimshaw Architects’in konsept projesi seçildi.

>> Kentsel dönüşümün sancılı yaşandığı bir bölgede, Arter’in kendisini çevreleyen mahalleyle ve buranın sakinleriyle kurmak istediği ilişkiden bahsedebilir misiniz?

Dolapdere Irmak Caddesi, Beyoğlu’ndan inen ve Tatavla’ya, Kurtuluş’a doğru çıkan iki yamacı birbirinden güçlü bir biçimde ayıran önemli bir eşik. Bahsettiğiniz kentsel dönüşüm aslen bu cadde üzerinde cereyan etti/ediyor. Cadde üzerinde inşa edilen ofis binaları ve rezidanslar, bu eşiği eskisinden biraz daha güçlü bir biçimde vurguluyor. Ancak her gün Kurtuluş’tan işe yürürken geçtiğim sokaklarda ve Tarlabaşı’nda, bu muhitlerin tarihindeki en sancılı yıllarda, yani 1940’lar ve 50’lerde yaşanan dönüşümün ve bunu takip eden yıllarda oluşan doku ve eğilimlerin sürdüğünü gözlemliyorum. 6-7 Eylül olayları ve Varlık Vergisi gibi politikalarla sakinlerinin büyük bir hız ve şiddetle yerlerinden edildiği bu mahalleler, o zaman bu zamandır önce iç göçün, son yıllarda da dış göçün İstanbul’a iniş noktası ve göç hareketlerindeki bir atlama yeri olageldi. Pek çok mahalle sakini için Dolapdere hâlâ mecburen bulundukları geçici bir ikametgâh.

arter-istanbul-la-yeniden-bulusuyor-621577-1.

Arter’in yeni binasının Dolapdere’deki inşaatı başladığı andan itibaren komşularımızla diyalog içerisinde olmayı önemsedik; muhtarlarımız aracılığıyla her bir haneye mektuplar ileterek inşaat tamamlandığında nasıl bir bina oluşacağını anlattık ve vereceğimiz rahatsızlık için peşinen özür diledik. Ofislerimizi Dolapdere’ye taşımadan önce mahalleye gidip gelmeye, uzun yıllardır burada faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarını ve semt konakları gibi yapıları tanımaya başladık. Ancak henüz taşınmadığımız ve iyi tanımadığımız yeni mahallemize yönelik projeler geliştirmek konusunda aceleci davranmayı tercih etmedik. Bu türden mahalle projelerinin dünyadaki ve Türkiye’deki örneklerini incelediğimizde bire bir gözleme ve ilişkilere dayanmayan projelerin kısa vadeli ve tepeden inme kalabildiğini bir kez daha gördük.
2018’de YADA Vakfı’yla işbirliği yaparak komşularımızın Arter’in Dolapdere’ye gelişine dair beklenti, umut ve kaygılarını haritalandıran, katılımcı gözleme dayalı bir araştırma raporu hazırlanmasını sağladık. Raporun sunduğu veriler, mahallelinin yalnızca ekonomik hareketlilik anlamında değil, yaşam koşullarının iyileşmesine katkı sunma anlamında da Arter’in Dolapdere’ye gelişiyle ilgili çoğunlukla umutlu ve heyecanlı olduğunu gösterdi.

Yeni bir muhite taşınan bir komşu olarak mahalle sakinlerinin hayatlarını zorlaştırmamayı, mümkünse kolaylaştırabilmeyi bir ilke olarak benimsedik. Bu ilke doğrultusunda, Üyelik Programımız kapsamında bir ‘Komşu’ kategorisi oluşturduk. Arter’e komşu Yenişehir ve Bülbül mahallelerinde yaşayan veya çalışan komşularımız bu kartı ücretsiz olarak edinerek yıl boyunca sergilerimizi bilet almadan ziyaret edebilecek, aynı zamanda etkinliklerimizde, öğrenme programımızda, kafeterya ve kitabevimizde de indirimlerden faydalanacaklar. Ayrıca her ayın son perşembe günü, Arter ekibi, sanatçılar, ziyaretçiler, kullanıcılar ve komşuların bir araya gelebileceği, birbirimizi duyabileceğimiz ve fikir alışverişinde bulunabileceğimiz öğle buluşmaları düzenleyeceğiz.

>> Arter’de farklı disiplinler, kendi programlarıyla yer alıyor. Gerçekleşecek sergilerden etkinliklere, film gösterimlerinden seminerlere, bu programlar oluşturulurken hangi kıstaslar gözetiliyor?

Yeni binamızla beraber sanatın tüm disiplinlerinde programlara yer veren bir sanat merkezine dönüşüyoruz. Sergi programımız küratoryal ekibimiz tarafından yönlendirilirken etkinlikler, film, öğrenme ve yorumlama gibi başlıklar farklı ekipler tarafından ele alınıyor ancak tüm bu programların birbirleriyle diyalog halinde olmasını önemsiyoruz. Bu ekipleri bir araya getiren Program Kurulumuz aracılığıyla bu çapraz bağları güçlendiren özgün programlar geliştirmeye gayret ediyoruz. Arter’in programlama yaklaşımının en güçlü yanlarından birini, sergi, etkinlik, öğrenme ve yayın programlarımız ile yeni açılacak kütüphane ve kitabevimizin birbirlerini besler nitelikte içerikler sunması olarak görüyorum.

Yeni sezonda Arter’de neler var?

Arter’de ziyaretçileri 7 sergi karşılayacak. Arter’in 2007’de hayata geçen uluslararası çağdaş sanat koleksiyonundan oluşturulan Saat Kaç? ve Kelimeler Pek Gereksiz başlıklı grup sergileri, 1976’da hayatını kaybeden Altan Gürman’ın eserlerine retrospektif bir bakış sunan kişisel sergi, Rosa Barba’nın müze depolarında çektiği 3 filmden oluşan Gizli Konferans başlıklı yerleştirmesi, Ayşe Erkmen’in 1970’lerden günümüze uzanan üretimlerinden bir seçkiyi yeni eserleriyle bir araya getiren sergisi Beyazımtırak, İnci Furni’nin ilk defa seyirciyle buluşacak işlerinden oluşan Bir An İçin Durdu sergisi ve Céleste Boursier-Mougenot’nun dışarıdaki hava koşullarıyla etkileşim içinde hareket eden üç adet kuyruklu piyanodan oluşan yerleştirmesi offroad, v.2.

Arter, Sevgi Gönül Oditoryumu ve farklı disiplinlerde performanslara olanak veren Karbon adlı salonunda ise Aydın Esen, Portrait and a Dream, Elif Çağlar Quartet, Can Çakmur, In Hoodies, Emin Fındıkoğlu Beşlisi, Tolgahan Çoğulu ve Sinan Ayyıldız Duo, Meggy Rustamova, Noé Soulier, Kate McIntosh, Gizem Karakaş ve Etem Şahin’i ağırlayacak. Arter’in film programı, avant-garde sinemacı Jonas Mekas’ın hemen hemen tüm eserlerini izleyiciye sunan bir retrospektifle başlayacak. Agnès Varda, Chantal Akerman, Alain Resnais, Chris Marker, Laurie Anderson, Apichatpong Weerasethakul gibi sanatçıların filmleri de Arter’de gösterimde olacak.