Artık somut öneriler konuşulsun

Sol siyasi partilerin temsilcileri Erdoğan’ın ve muhalefet partilerinin açıklamalarını BirGün’e değerlendirdi. Hükümetin somut önerilerini açıklamasını isteyen temsilciler, ana muhalefetin tavrının ise çözümsüzlüğü perçinlemekten öteye gitmediğini belirtti
Günlük Gazetesi Yazı işleri Müdürü ve SDP Eski Genel BaşkanI FİLİZ KOÇALİ:
Çözüme temkinli yaklaşmalıyız
Erdoğan'ın açıklamalarını politik buluyorum. Kürt Sorununun çözümünün ne olacağına ilişkin hala açık bir yol haritası yok. CHP'nin tek haklı olduğu nokta da bu zaten. Baykal, Erdoğan'a açıkça çözümün ne olduğunu soruyor. Ancak hükümet tarafından verilmiş net bir yanıt yok. Bu nedenle de çözüme temkinli yaklaşmalıyız. Baykal ise yıllardır sürdürülen bölünme paranoyasını dile getiriyor. Bölünmek isteyen halk bölünür. Böyle bir hak vardır. Baykal konuşmasında Türk Kimliği'nin etnik kimlik olmadığını söylüyor ancak, Türk Kimliği olsun, Çerkez Kimliği olsun bu kimliklerin her biri etnik bir kimliktir. Ayrıca, etnik kimliğin milli kimliğin önüne geçeceğini belirtiyor. Oysa Kürtler, ulus devlete karşıdırlar. Kendi aralarında yaptıkları toplantılarda bunu sıkça dile getiriyorlar ve yol haritalarını bu çerçevede oluşturuyorlar. Bahçeli'nin ise AKP'nin Öcalan'ı 4. koordinatör olarak gördüğü şeklinde bir açıklaması var. Keşke öyle olsa… Öcalan,  3 milyon hatta daha fazla nüfusu olan Kürt halkının ne istediğini en yakından bilen birisi. 15 Ağustos'ta açıklayacağı yol haritası bu noktada çok önemli. Birçok aydın ve yazar zaten çözüme ilişkin fikirlerini belirtmek üzere Öcalan'ı ziyaret ediyor. Bu durumu da hükümet elbette ki biliyordur.

DTP Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis
Üç maymunu oynayanlar,
artık görmeye başladı
HER şeyden önce biz AKP’ye ve Başbakan'a inanmak istiyoruz. Yapılan açıklamalardan, iyi veya kötü olarak değerlendirmelerden ziyade gelinen sonuç Kürt sorununda barışı zorunlu kılıyor. İyi niyeti aştık artık sorun çözülmeli. Bugüne kadar üç maymunu oynayanlar artık, görmeye, duymaya ve bilmeye başladı. Bugün gelinen noktayı bizler olumlu buluyoruz. MHP ve CHP de sürece dahil olmalı. Fakat onlar yaptıkları açıklamalarda kendilerini bölünmez bütünlüğün bekçisi gibi görüyorlar. CHP, İttihat ve Terakki'den beri kendisini devletin sahibi olarak görüyor. MHP de devletin bölünmez bütünlüğü noktasında soruna yaklaşıyor. Kendi marjinal tabanlarına yönelik yaptıkları açıklamaları olumlu bulmuyoruz.

ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Kemal Ulusaler:
AKP somut öneriler sunsun
Kürt sorununun rahatça tartışılabileceği demokratik bir zeminin oluşması sorunun çözümü açısından önemlidir. Bugün yetersiz de olsa bu yönde gelişmeler yaşanmaktadır. Herkesin görevi yıllardır bu ülke halklarına acılar yaşatmış bu sorunun çözümü için çaba göstermesi, sürecin zaaflarının aşılması, yetersizliklerinin giderilmesi noktasında inisiyatif almasıdır. Yıllardır uygulanan kör milliyetçi çözümsüzlük politikaları bir arada yaşama zeminlerini tahrip etmiş, halkları bölmüş parçalamıştır. Bugün çözümsüzlükte ısrar kan ve ölümde ısrardır. Çözüm için herkes pozitif bir tavır içerisinde katkılarını sunmalı, AKP de sorunun çözümünü somut öneriler etrafında tartışmaya başlamalıdır.

DTP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel
Çözüme hiç bu kadar çok yaklaşılmamıştı
Kürtler Türkiye'de çok büyük acılar yaşadı. 17 bin faili meçhul var ve 50 bin insan bu savaşta hayatını kaybetti. Yaşanan bu acılar çözümü dayatıyor. Asıl mesele sorunun çözülmesi. Yapılması gereken Kürt sorununun demokratik olarak çözülmesi beklentisini geliştirmektir. Kürt sorununun çözümüne hiçbir dönem bu kadar çok yaklaşılmamıştı. Acılar artık biliniyor. Ortada bir açılım var fakat çözüm konusunda açılımın ne olduğu kamuoyuna açıklanmış değil. Hükümetin iyi niyeti önemli fakat somut adımlar atılmalı.
CHP'nin durduğu nokta çözüm açısından oldukça sorunlu. Çözüm atmosferini bozmaya çalışan bir noktada. Sosyal demokrat olduğunu söyleyen bir parti, çözümsüzlükten yana değil, çözümden yana tavır almalı. Ne yazık ki CHP çözümsüzlükten yana.

SHP MYK üyesi Ahmet Abakay:
CHP ve MHP yanlış bir tutum içerisinde
Kürt sorununda bugüne kadar şiddete dayalı bir süreç yaşandı. Bu durumun ortadan kaldırılması gerektiği kesin. O yüzden meseleyi görmezden gelmek son derece hatalıdır. CHP ve MHP yanlış bir tutum içerisinde. Bu olaya kayıtsız kalınamaz ve iş oluruna bırakılamaz. Sorumluluk elbette hükümettedir ama "ben görüşmem" tutumu da doğru değil. Tabi burada hükümetin de pek çok eksik yönü var. AKP'nin somut bir projesi yok, sadece propaganda yapıyor. Gazetecilerden görüş alıyor ama kendisinin ne söylediği belli değil. Gazetecilere diyor ki; "siz söyleyin, ben yapayım". Halbuki, kendi projesini açıklayıp destek istemesi gerekir.