Artİstanbul'daki sergiye yönelik gerici tepkiyle ilgili açıklama: Sanatımıza sahip çıkmalıyız

Birleşmiş Ressamlar ve Heykeltıraşlar Derneği, Artİstanbul Feshane’de açılan sergiye gösterilen gerici tepkiyle ilgili açıklama yaptı.

Yönetim Kurulu adına açıklama yayımlayan dernek başkanı Süleyman Dodi Dündar, 19 küratör, 300 sanatçı ve 400’den fazla eserin sergilendiği “Ortadan Başlamak” sergisine yönelik tepkilere dair yaptığı açıklamada, “Özellikle farklı cinsel yönelimlerin terör ile ilintilendirilmesi, eserler üzerinden muhafazakarlık markajı, Türkiye’nin yakın geleceğine dair ipuçları verdiği gibi geçmişine de projeksiyon tutmaktadır.” dedi.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Sanat Medeniyettir Artİstanbul Feshane, 19 küratör, 300 sanatçı ve 400'den fazla eserin yer aldığı "Ortadan Başlamak" sergisiyle 23 Haziran'da açıldı. Bilindiği üzere “Ortadan Başlamak” isimli sergi bir grup tarafından LGBTİ+ propagandası yapıldığı, uygunsuz eserler olduğu, siyasi filmler gösterildiği ve başka gerekçeler öne sürülerek protesto edildi. Protesto eden grubun genel tavrına ve basına seslenen kişilerin söylemlerine bakıldığında normal koşullarda ciddiye alınmayacak fakat Türkiye’nin sosyopolitik koşulları göz önüne alındığında maalesef dikkat edilmesi gereken ifadeler bulunmaktadır. Özellikle farklı cinsel yönelimlerin terör ile ilintilendirilmesi, eserler üzerinden muhafazakarlık markajı, Türkiye’nin yakın geleceğine dair ipuçları verdiği gibi geçmişine de projeksiyon tutmaktadır. Sadece ülkemizde değil dünyada da dönem dönem benzer olaylar yaşanmaktadır; 1999'da New York'ta BrooklynMuseum of Art'ta açılan Genç İngiliz Sanatçılar'ın sergisi buna en iyi örneklerden biridir. Feshane'deki sergiye gösterilen tepki ile taşıdığı büyük benzerlik dikkat çekmektedir. Artİstanbul Feshane'deki gibi bu tarz provakatif eylemlerin asıl amacı; özgür ve nitelikli insanların etkin ve pozitif yaşam pratikleri ile muhafazakâr insanların anlamlı ve olumlu etkileşim sağlamalarını engellemektir. Sağ ideolojiyi insanlığın pozitif gelişimi için değil de menfi çıkarları için kullanma hesabında olanlar, aydın, özgürlükçü, yenilikçi, çağdaş kesimleri bilinçli olarak ötekileştirmekte, öcüleştirmekte ve böylelikle kara propaganda yöntemiyle kendi saflarını sıkılaştırma hesabı gütmektedirler. Oysa ki sanat siyaset üstü bir olgudur. Yapısı, ortaya çıkış dinamikleri gereği, bilim, aşk ve devrim ile yan yana konumlanır ve en nihayetinde bütün insanlığı kucaklar. Ve bir sanatçıya söylenecek en son söz "onu yapma bu yap" demektir. Çünkü sanat bir iş değil, medeniyetle hemhal olma onu var etme halidir. Kaldı ki aşkın söz dinlediği, zamanı gelmiş bir icadın ve devrimin gerçekleşmediği nerede görülmüştür.

SANATIMIZA SAHİP ÇIKMALIYIZ

İyi bilinmelidir ki radikal grupların baskısı, zorbalığı sanat ve sanatçı için bir ödüldür. Nasıl 1999'da New York'taki tepkiler bugünden bakıldığında Brooklyn Museum of Art yetkililerinin ve sergi sanatçılarının taşıdığı bir onur madalyası haline geldiyse, bugün Feshane sergisindeki tepkiler de tarih sahnesinde organizasyonu yapanlar ve sanatçılar için aynı madalyaya adaydır. Bu madalyanın bir yüzünde ölümsüzlük, diğer yüzünde medeniyeti var eden bütün pozitif değerler vardır. Yeter ki sanatçı her koşulda sanatını yapmaya korkusuzca devam edecek iradeyi ortaya koyabilsin. Hiç kuşku yok ki medeniyet, öz evlatları sanatçılara sahip çıkacak yeri geldiğinde onları hak ettikleri ölümsüzlükle ödüllendirecektir. Son olarak unutulmamalıdır ki; Biz sanatçıyız, her türlü baskıya, tepkiye rağmen popülist polemiklere girmeyip sanatımızı yapmaya, sanatımıza sahip çıkmaya devam etmeliyiz. Çünkü biz medeniyeti var eden, onu şekillendiren öncüleriz. Tıpkı felsefeciler gibi bilim insanları gibi. Bize düşen en büyük tarihi sorumluluk; medeniyetin ihtiyaç duyduğu anda, sanatımızla en güçlü şekilde orada olmaktır. Tıpkı 1999 New York'ta ve 2023'te Feshane'de olduğu gibi.”