"Gine'de ABD tarafından eğitilmiş, eski sömürgeci Fransa'ya hizmet etmiş bir albayın darbesi sonrası Rus ve Çinli maden şirketlerinin ülkedeki akıbeti tartışılıyor."

Askeri darbe madencilik şirketlerini nasıl etkiledi?

Pavan Kulkarni

Batı Afrika ülkesi Gine'de ABD tarafından eğitilmiş bir askeri birliğin 5 Eylül'de gerçekleştirdiği darbeden günler sonra siyasi parti temsilcileriyle dört günlük bir konferans başlatıldı. Cunta bu konferansın nedenini "sivil yönetimin yeniden kurulabilmesi için bir anlaşmaya varmak" olarak açıkladı. Masada cuntanın karşısında oturan ana muhalefet partilerinden çok azının sivil yönetime hızlı bir geçiş için ısrarcı olabileceği başından belliydi. Daha küçük siyasi partilerin ise konferansa katılmak için kayıt yaptırmadığı ortaya çıktı.

Gine Demokratik Güçler Birliği'nden (UFDG) eski başbakan Cellou Dalein Diallo, “Darbe lideri Albay Doumbouya'ya sivil bir başkan talebini dayatmak çok zor. Ancak başbakanın sivil olması arzu edilir” dedi. Diallo, görevden alınan cumhurbaşkanı Alpha Conde'ye karşı arka arkaya üç seçimi kaybetmiş önde gelen bir muhalefet figürü. Muhalefet partilerinin çatı örgütü olan Anayasayı Savunma Ulusal Cephesi (FNDC) sözcüsü Abdoulaye Oumou Sow ise Conde'nin cuntanın gözetiminde kalması gerektiği konusunda Diallo'yla benzer görüşte. Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) ise Conde'nin serbest bırakılmasını istiyor.

Askeri cuntayla 15 Eylül'de bir araya gelen bu heyet, sivil yönetime geri dönme veya Conde'nin serbest bırakılmasını sağlama konusunda ilerleme elde edemedi. Bu görüşmelerin yanı sıra cuntanın madencilik şirketleriyle yapmaya hazırlandığı görüşme kritik önem taşıyor.

ŞİRKETE GÜVENCE

Gine, küresel arzın beşte birini oluşturan alüminyum için en büyük ikinci boksit üreticisi ülke konumunda. Halihazırda yükselişte olan alüminyum fiyatları, darbe sonrası son 13 yılın rekorunu kırdı. Ancak madencilik şirketleri, cuntadan çalışmalarının aksamayacağına dair güvence alan ilk şirketler arasındaydı. Maden şirketleri bu güvenceyi memnuniyetle karşılarken faaliyetlerinde herhangi bir aksama olmadığını da açıkladı.

Bu, en azından şimdilik, rekor fiyat artışının onları çok kârlı bir konuma getirdiği anlamına geliyor. Bu şirketlerin temsilcilerinin sivil yönetime hızlı geçişte ısrar etmesi pek olası değil. Ancak, madencilik şirketlerinin çıkarlarının homojen olmadığını ve darbenin arkasında önemli bir etkiye sahip olabileceğini belirtmek de gerekiyor.

ÇİN VE RUSYA ETKİSİ

Çinli alüminyum üreticisi Shandong Weiqiao, Singapurlu Winning Shipping ve Gineli madencilik lojistik firması United Mining Supply'i içeren bir konsorsiyum olan SMB-Winning, 2019 yılının kasım ayında 14 milyar dolarlık bir devlet ihalesine lâyık görüldü. Çin'in ayrıca Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında Gine'de büyük yatırımları var ve Gine ile Mali arasındaki demiryolu hattı projesinde de rolü çok önemli oldu.

Rus şirketi Rusal ise Gine'deki başlıca boksit kâşifleri arasında yer alıyor. Rio de Janeiro Federal Üniversitesi'nde uluslararası hukuk alanında araştırma görevlisi olan Lucas Leiroz, "Conde darbeden önce ekonomik işbirliğini artırmak ve Gine'de daha fazla Rus yatırımının önünü açmak ile ilgileniyordu” diye yazdı. Leiroz, Conde'nin bu yılın haziran ayında 24'üncü St. Petersburg Uluslararası Ekonomik Forumu'na bir heyet gönderdiğini belirterek, "Conde, bazı Afrika ülkeleri Çin yatırımlarıyla ilgilenirken Rusya'yı bu rekabet ortamında stratejik uluslararası işbirliği için bir fırsat olarak gördü. Gine'ye daha fazla yatırım çekmek için bir diyalog başlatmak istedi" dedi.

AFRICOM'UN HAMLESİ

Askeri cuntanın Rus ve Çin projelerini yeniden müzakere etmeye çalışıp çalışmayacağını izlemek bu açıdan çok önemli. Darbedeki rolünü inkar eden ABD Afrika Komutanlığı'nın (AFRICOM) bu rakip iki ülkeyi kıtadan uzak tutma hamleleri ise buradaki varlık nedenlerinden biri.

AFRICOM, Gine askerlerinin darbe sonrası Amerikan "yeşil bereliler"e ABD büyükelçiliğine kadar eşlik ettiğini gösteren bir videonun ortaya çıkması sonrası yaptığı açıklamada, "ABD hükümeti ve ordusu darbeye hiçbir şekilde dahil değil" açıklaması yapmak zorunda kaldı. Ancak ülke kamuoyunda AFRICOM'un darbedeki bariz rolünü gizlemeye yönelik girişimleri "gülünç" olarak nitelendiriliyor ve “Amerikalılar darbeye karıştıysa, bu onların madencilik çıkarları içindir” görüşü öne çıkıyor.

CONDE'NİN DÜŞÜŞÜ

Bir zamanlar zulme uğrayan demokrasi yanlısı bir aktivist olan Conde, 2009 yılında iktidardaki askeri cunta tarafından 157 protestocunun öldürüldüğü ve 100'den fazla kişinin cinsel saldırıya uğradığı bir vahşetin ardından 2010 yılında Gine'nin demokratik olarak seçilen ilk cumhurbaşkanı oldu.

Conde'nin suçlu yetkilileri adalete teslim etme sözü, iktidara geldikten sonra bozduğu ilk sözler arasındaydı ve kurbanların ailelerini hayal kırıklığına uğrattı. Yolsuzluklar da yaygın bir biçimde devam ederken insan hakları ihlalleri ve protestoculara, muhaliflere yönelik şiddetli baskılar azalmadan devam etti. Conde, 2018 yılına gelindiğinde Gine'nin eski sömürgecisi Fransa'nın yabancı lejyonunda görev yapan "geleceğin darbe lideri" Albay Doumbouya'ya Özel Kuvvet Birimi'nin sorumluluğunu verdi ve Doumbouya yıllar içinde AFRICOM tarafından eğitildi.

GEÇERSİZ VAATLER

Conde, 2020'de üçüncü bir başkanlık görevi adına anayasayı değiştirmek için bir referandum düzenlerken buna karşı düzenlenen protestolarda ise onlarca eylemcinin ölümüne neden oldu. Conde, iktidarı bu şekilde elinde tutma girişimleriyle halk desteğinin çoğunu kaybetti, baskıcı ve dikta bir yönetim oluşturarak demokrasi umutlarını boş çıkardı. Conde'nin emriyle pek çok vahşet işlemekle suçlanan Albay Doumbouya ise Conde'nin iktidara geldiğinde verdiği sözler gibi, yolsuzluk ve insan hakları ihlallerinin sona ereceğini vaadediyor.

Gine'deki madencilik şirketlerinin durumu önümüzdeki günlerde izlenmesi gereken önemli başlıklardan biri. Eski sömürgeci Fransa'ya hizmet etmiş, ABD'de eğitim görmüş bir albayın darbesinin asıl amacı zamanı gelince ortaya çıkacak.

Peoples Dispatch'ten çeviren BirGün Çeviri Kolektifi