Emek örgütleri, sendikalar, demokratik kitle örgütleri, 28 Mayıs seçimlerinin ardından mücadele vurgusunu yineledi ve ekledi: Yılgınlığa, karamsarlığa, umutsuzluğa yer yok. Bitmedi, bitmeyecek, mücadeleye devam.

Asla yılgınlık yok mücadeleye devam
Fotoğraf: Depo Photos

Haber Merkezi 

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu geride kalırken, emek ve meslek örgütleri, sendikalar, demokratik kitle örgütleri ile çok sayıda kurum ve kuruluş mücadele vurgusu yaptı. "Emek ve demokrasi mücadelemizi her koşulda kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz" denilen açıklamalarda "Şimdi yapılması gereken, yılgınlığa, karamsarlığa, umutsuzluğa yer vermeden yaşanan süreçten sonuçlar çıkararak geleceğe bakmaktır. Emek bizim, gelecek bizim. Mücadeleye devam" denildi.

Adaletsiz koşullarda gerçekleşen cumhurbaşkanlığı 2. tur seçimlerini az farkla Cumhur İttifakı adayı Tayyip Erdoğan kazandı. Bu durumun yılgınlığa yol açmaması, mücadelenin devam etmesi gerektiği vurgusunu yapan emek örgtüleri ve sendikalar, özetle şu değerlendirmeleri yaptı:

DEĞİŞİMDEN YANA İRADE

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz: Tüm devlet imkânlarının tek parti ve kişi lehine seferber edildiği, adil olmayan bir seçimi geride bıraktık. Demokratik ve insani değerlere aykırı bir propaganda eşliğinde toplumun büyük bir kesimi terörist ilan edildi. Tüm bunlara rağmen, uygulanan baskı ve kara propaganda yöntemleri Türkiye toplumunun değişimden ve demokrasiden yana iradesini teslim alamadı. Seçim sonuçlarını kazan-kaybet ikilemi üzerinden değerlendirmek hem iktidar hem de muhalefet açısından oldukça yanıltıcı sonuçlar doğuracaktır. Ülkedeki seçmenlerin yarısının tek adam rejiminin karşısında, demokrasiden yana tutum aldığı bir tabloyla karşı karşıya bulunuyoruz. Bu kesimlerin iradesi ve talepleri yok sayılarak ne ülke ne de muhalefet yürütülebilir. Bizler ülkenin geniş kesimlerinin sahip çıktığı eşitlik, özgürlük, laiklik ve demokrasi taleplerini savunmaya devam edeceğiz. 

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK): Emek ve demokrasi mücadelemizi her koşulda kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz. Emek bizim, gelecek bizim. Anti demokratik bir ortamda ve eşitsiz koşulların gölgesinde gerçekleştirilen 28 Mayıs seçimlerinin kazananı yoktur! İktidar bloğunun kutuplaştırıcı, milliyetçi söylemleri, toplumu ikiye ayrılan politikaları işsizliği, yoksulluğu görünmez kılmıştır. Bu nedenle emek ve meslek örgütleri başta olmak üzere tüm demokrasi güçlerinin görev ve sorumluluğu daha fazla artmıştır. Seçim sonuçları bize, emekten, demokrasiden, eşitlikten, barıştan, kardeşlikten yana olanlar olarak önümüzdeki dönemde dayanışma ve mücadeleyi daha da yükseltme görevi yüklemiştir. Emekçilerin alın terinin karşılığını aldığı, hakkın haksızlıktan yüce, sevginin nefretten üstün, aydınlığın karanlıktan güçlü olduğu bir ülkeye kavuşacağımız günü yakınlaştırma mücadelesinden asla taviz vermeyeceğiz.

Türk Tabipleri Birliği (TTB): Hekimlerin örgütlü gücü olarak demokraside ısrarcı olmayı ve toplumsal sağlık mücadelesini sürdüreceğiz.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES): 14 Mayıs seçimleri öncesinde ve sonrasında da söylediğimiz gibi iktidarlardan bağımsız, sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin ekonomik, özlük ve demokratik hakları ile halkın sağlık ve sosyal hizmet hakkı için mücadelemiz devam edecek.

DAYANIŞMA KAZANACAK

Birlik ve Dayanışma Sendikası: Bitmedi, bitmeyecek… Mücadele devam edecek Hak, hukuk, adalet kazanacak Özgürlük, eşitlik, dürüstlük kazanacak Birlik ve dayanışma kazanacak.

Genel Sağlık İş Sendikası Başkanı Dr. Derya Uğur: Bugüne kadar ne söylüyorsak azim ve kararlılıkla söylemeye, savunmaya ve mücadele vermeye devam edeceğiz. Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin maaşlarının yoksulluk sınırı üstüne çekilmesi için mücadelemizi yükseltecek, liyakatsizliğe, mobbinge, sendikal baskılara karşı hukuk mücadelemizi kararlılıkla sürdürecek, kamu kaynağının şehir hastaneleri üzerinden yandaş şirketlere peşkeş çekilmesine yine karşı duracak, yurttaşlarımızın bilimsel, ücretsiz ve nitelikli sağlık hizmeti alması için çalışacağız. 

‘BAŞKA ÇIKIŞ YOK’

DİSK Yönetim Kurulu Üyesi ve Gıda-İş Genel Başkanı Seyit Aslan ise seçimin baskı, eşitsizlik, yalan propaganda, antidemokratik uygulamalar ve devletin tüm imkanlarının sınırsız kullanıldığı ortamda sonuçlandığını belirtti. Twitter hesabından açıklama yapan Aslan, şu ifadeleri kullandı: "İşçilerin, emekçilerin, ezilen ve sömürülenlerin, kadınların, gençlerin, ülkede yaşayan her milliyetten milyonların demokratik iradesini yansıttığını söylemek mümkün değildir. Seçimin sonucunda ülke güllük gülistanlık olmayacaktır. Ekonomik sorunlar, baskı ve sömürü devam edecektir. İş cinayetleri, kadın cinayetleri bitmeyecektir. Sömürülen ve ezilen halk kitlelerinin çalışma ve yaşam koşulları daha fazla ağırlaşacak. Şimdi yapılması gereken, yılgınlığa, karamsarlığa, umutsuzluğa yer vermeden yaşanan süreçten sonuçlar çıkararak geleceğe bakmaktır. Demokratik hak ve özgürlükler mücadelesi sadece seçim ve sandıklarla sınırlı bir mücadele değildir. İşçilerin ve emekçilerin en acil ekonomik ve politik taleplerini elde etmek/yerine getirmek için birleşmekten ve mücadele etmekten başka çıkış yoktur. Emek örgütlerine ve demokrasi güçlerine düşen bu görevin acilen yerine getirilmesidir. Bu baskı ve sömürü düzenine son vermek, demokrasiyi, hak ve özgürlükleri, kazanmak, yasaksız bir Türkiye’yi inşa etmek işçi ve emekçilerin birleşik, kitlesel mücadelesiyle mümkün olacaktır."