Aristokrat seçkinler ve ABD, solun Kolombiya’da büyümesini istemedi. Çok az alternatif kaldı. FARC lideri Jacobo Arenas yüzlerini “istemeye istemeye” yeniden silahlı mücadeleye döndüklerini söyledi. 2016’daki ateşkes neden 1984’tekinden farklıydı?

Ateşkes haberi

VIJAY PRASHAD / @vijayprashad

Kolombiya, 23 Haziran’da hükümet ve Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC) arasında imzalanan, 50 yıllık iç savaşı bitirecek anlaşma sonrası derin bir nefes aldı. “Bu, savaşın son günü olsun” dedi FARC lideri Timoşenko. Son 30 yılını Kolombiya ormanlarında geçirmişti. Gözleri yaşlarla doldu.

Küba’nın Havana kentinde, Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos ve Küba’lı mevkiidaşı Raul Castro’yla birlikte olan Timoşenko, Kolombiya’yı yıkan “ölümden, kandan ve korkudan” bahsetti. Çeyrek milyondan fazla insanın ölümüne neden olan bu savaş bitmeyecek gibi görünüyordu. “Savaş günlük yaşamımızın bir parçası oldu” dedi Başkan Santos. “Artık savaşın olmadığı dönemi hatırlamıyoruz bile”

Bogota’daki Bolivar Meydanında büyük ekranlardan gelişmeleri izleyenler, Santos’u ilk kez Timoşenko’yla bir arada gördüler. İmza töreninin tüm katılımcıları, barış üzerinde büyük emeği bulunan Küba’ya saygı için üzerlerine geleneksel guayabera gömleği giymişlerdi.

Delegeler Küba’da, gerillaların affı ve yeniden topluma kazandırılmaları gibi zorlu meseleler üzerine çalıştı. Meseleler FARC’a karşı hükümeti destekleyen ABD’nin üstlendiği rolle daha fazla karmaşık hale gelmişti. Bütün tarafların da yorgun düşmesi görüşmelerin vardığı başarının anahtarı oldu. Kimse çatışmanın devamını istemiyordu. FARC Lideri Victoria Sandino, konuşmamız sırasında, “Savaş çetin oldu” dedi. “Savaşın nasıl bir şey olduğunu en iyi bilenler biz, gerillalarız. Bitmiş olmasına en çok sevinenler de bizleriz.”

Özgürlükçülük kendine Kolombiya’da bir dayanak bulamadı. Eski aristokratik seçkinler demokratik kurumların yaratılma girişimini ezdi. Kolombiya’nın en kanlı döneminde, 1948-1958 arası 200 bin kişi öldürüldü. Kolombiya solunu ormanlara sığınmaya iten bu ahlaksızlıktı.

Savaş, FARC’ın önünü kesmek için vahşi bir kuvvet uygulayan sağcı paramiliter gücün desteği altında ABD’ye sığınan Kolombiya seçkinlerini yumuşatmadı ve onlara yoksullaşan Kolombiyalılar karşısında ayrıcalıklar sundu. Tarım yara aldıkça uyuşturucu ekonomisi çiçek açtı. Bu durum, devlete ve ABD tarafından desteklenen seçkinlere uyuşturucuya karşı savaş adı altında baskıyı artırma imkânı sağladı.

1990’larda, Kolombiya’da politika yapıcılık, ABD’ye ve paramiliter güce teslim edilmişti. Álvaro Uribe hükümeti, Kolombiya’nın iç savaşıyla ‘Teröre karşı Savaş’ı bağlamaya çalıştı. Kolombiya Planı, Kolombiya’ya ABD’nin milyonlarca dolarlık yardımına ve askeri teknolojisine ulaşma imkânı tanıdı. Uribe’nin paramiliter güçle ve uyuşturucu çeteleriyle olan yakın bağları barış görüşmelerini imkânsız kıldı. FARC’ın kökünü kazıma girişimlerinin uğradığı başarısızlık, pek çok şekilde, barış inisiyatifinin yolunu açtı.

1980’lerde, savaşın başlamasından 20 yıl kadar sonra, FARC ateşkesi kabul etmişti. Sol akımlar FARC’ı 1985’te Vatansever Birlik’in (UP) kurulmasıyla politik sürecin içine kabul etmişti. 1986 genel seçimlerinin sonuçları beklentiyle uyuşmadı, UP parlamentoya giremedi. Adayı Jaime Pardo, Başkanlık seçimlerinde oyların neredeyse yüzde 5’ini aldı. İyi bir başlangıçtı. 1987’de suikaste uğradı. Paramiliter güçlerin, uyuşturucu çetelerinin ve güvenlik güçlerinin silahından çıkan kurşunla vurulan 2 bin 500 FARC liderinden sadece biriydi. Aristokrat seçkinler ve ABD, solun Kolombiya’da büyümesini istemedi. Çok az alternatif kaldı. FARC lideri Jacobo Arenas yüzlerini “istemeye istemeye” yeniden silahlı mücadeleye döndüklerini söyledi.

2016’daki ateşkes neden 1984’tekinden farklıydı? Tarihçi Teo Ballve’ye göre, “ciddi şekilde farklı olan uluslararası bağlam” nedeniyle. Soğuk Savaş bitti, Uyuşturucuya karşı Savaş başarısızlığa uğradı ve bugün Latin Amerika politikaları daha değişken ve daha karmaşık. Kolombiya’nın aristokrat seçkinleri Latin Amerika’da solun ortaya çıkışıyla yalnızlaştı. Brezilya’daki “post modern” ve Honduras’taki “eski usul darbeye” rağmen sol şu anda kendini Latin Amerika politikasının bir unsuru olarak kabul ettirmiş durumda. FARC Sözcüsü Tanja Nijmeijer, kendisiyle yaptığımı görüşmede, Bolivya, Küba ve Venezuela hükümetleri “bize gözkulak oluyor” dedi.

İnsan hakları örgütleri, insan hakkı ihlallerinin büyük ölçüde paramiliter ve devlet güçlerinden kaynaklandığını ifade ediyor. Şiddeti durdurma mesuliyeti bu grupların. Nijmeijer, yoldaşlarının barış anlaşmasının sürüp sürmeyeceğiyle ilgili şüpheli olduğunu söylüyor. “Anlaşmaları kağıtta görmek, uygulanmalarıyla aynı şey değil” diyor.

Anlaşma yargısız infaz ve cinsel suçlar gibi insanlık ve savaş suçları işleyenler dışındakilere kapsamlı bir af sağlıyor. Kapsam dışı suçları işleyenler için özel mahkemeler kurulacak. Bu mahkemelerin aynı suçu işleyen paramiliter güçler ve uyuşturucu çeteleri için de aynı şekilde çalışıp çalışmayacağını göreceğiz. Barış uygulaması bu noktada test edilecek. FARC bu anlaşmayı politikalarını doğrulayan bir hamle olarak görüyor. “Devlet” diyor Nijmeijer, “antidemokratik karakterini değiştirmedi”. Fakat seçkinler şimdi Kolombiya’nın sadece ucuz iş gücü ve doğal kaynak vadeden bir ülke olmadığını “ulusal bir proje”ye gerek duyulduğunu anladı. Barış, yeni bir Kolombiya için bir adım.

Çeviri: Ömür Şahin Keyif