Avrupa’nın Geleceği Konferansı’na soldan bir bakış

DIŞ HABERLER SERVİSİ

Avrupa Sol Partisi’nin de (European Left) dâhil olduğu “Avrupa’nın Geleceği Konferansı” tartışmaları sürüyor. Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Komisyonu’nun girişimiyle 9 Mayıs’ta başlayan ve Mayıs 2022’de son bulacak konferans tartışmalarına ilişkin Avrupa Solu’nun geçen günlerde kaleme aldığı Avrupa için Sol Perspektif Belgesi’ne, SOL Parti’den değerlendirme ve öneriler geldi. SOL Parti, bileşenlerinden olduğu Avrupa Sol Partisi ve üyelerine gönderdiği mektupta Avrupa’nın Geleceği Konferansı için Soldan Bakış adlı değerlendirmenin birçok konuyu kapsayan önemli bir belge olduğuna dikkat çekildi, ancak söz konusu belgeye aşağıdaki konuların eklenmesi önerildi.


1. Mülteci sorunu

Milyonlarca mülteci Avrupa’nın sınırlarında ve Türkiye’dedir ve bu sayı hızla artma eğilimindedir. Geleneksel basit insani yardım politikaları ile çözülemeyecek olan çok ciddi bir sorunla karşı karşıyayız. Avrupa Solu, bu sorunu aşmak için yeni yaratıcı yaklaşım ve yöntemler bulmaya çalışmalıdır.

2. Cinsiyet eşitliği

Kadınların ve LGBTİ+ kişilerin hakları, yalnız Afganistan gibi baskıcı ülkelerde değil, aşırı sağcı hareketlerin güçlendiği ve otoriter rejimlerin faal olduğu her yerde tehdit altındadır. Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesinden çekilmesi, Polonya’nın da çekilme, Macaristan, Bulgaristan, Slovenya gibi ülkelerin sözleşmeyi onaylamama niyetlerini güçlendirmiştir. Cinsiyet eşitliğinin sağlanması için harcanan çabaların artırılması yükümlülüğünün Perspektifte önceliği olmalıdır.

3. Avrupa solu yalnız AB solu demek değildir

Perspektif, Avrupa Solu adına hazırlanmaktadır. Ancak, içerik itibariyle, AB ülkeleri üzerinde yoğunlaşılırken AB üyesi olmayan Avrupa ülkeleri ya hiç konu edilmemiş ya da çok az değinilmiştir.

4. Emperyalizme karşı mücadele

Sol Perspektiften değerlendirmeler, AB’nin askerileştirilmesini eleştirmekte ve PESCO’yu reddetmekte birlikte, AB üyesi ülkelerin emperyalist amaçlı askeri programlar ve uygulamalarını kınamamaktadır. Fransa, İtalya, İngiltere gibi ülkelerin; Suriye ve Libya’daki askeri saldırıları ele alınmalıdır. Avrupa Solu, Avrupa devletlerinin ve diğer devletlerin dünya ölçeğindeki emperyalist politika ve uygulamalarına karşı kararlı bir duruş göstermelidir.

5. NATO’yu kapatma ve tasfiye etme

Sosyalistler NATO’yu emperyalist güçlerin saldırı organizasyonu olarak tanımlamıştır. Sol Parti (Türkiye), Avrupa Solunun, NATO’yu savunma sistemi gibi süslü bir adla başka bir askeri pakta dönüştürmeyi önermek yerine, NATO’nun kapatılmasını ve tamamen tasfiye edilmesini savunmasını önermektedir.

6. Aşırı sağ ve neofaşist siyasi hareketler

Almanya, Macaristan, Polonya’daki aşırı sağ ve neoaşist siyasi hareketler, daha fazla destek görebilir ve ülke halkları ve Avrupa Solu için çok daha ciddi tehditler oluşturabilir. Bu nedenle, Sol Perspektif neofaşist siyasi hareketlerle mücadelenin önemini ve ivediliğini vurgulamalıdır.

7. Kızıl yeşil bir mutabakat geliştirmek

AB organlarının önerdiği Yeşil Mutabakat, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltmak için, esas olarak piyasa mekanizmalarından ve özel şirketlerden yararlanmayı öngörmektedir. Öte yanda, özel enerji ve fosil yakıt şirketlerine Avrupa Enerji Şartı Anlaşması ile tanınan haklar göz önüne alındığında, fosil yakıt temelli özel şirketlerin hedef olarak öngörülen tarihlere kadar faaliyetlerine son verecekleri beklentisi gerçekçi değildir. Bu şirketler, Yeşil Mutabakatın fosil yakıt tüketimini sınırlama ve sona erdirme politikalarını engellemek için her türlü girişimde bulunacaklardır.

Enerji, sağlık, eğitim, su ve atık su, ulaşım, temel ihtiyaç maddelerinin temini vb. kamusal hizmetlerin, kamu kuruluşları ve organizasyonları eliyle verilmesine dayalı bir Kızıl Yeşil Mutabakat geliştirilmelidir. Bütün karar mekanizmalarında, çalışan sınıfların temsilcileri güçlü bir şekilde temsil edilmelidir.

8. Uluslararası ekonomik kuruluşlar

Sol Perspektif, Avrupa Merkez Bankasının çalışmalarına değinmektedir. Avrupa Merkez Bankasının yanı sıra Avrupa Yatırım Bankası, Dünya Bankası, OECD vb. Diğer uluslararası finansal ve iktisadi kuruşların da, çalışma esaslarında, çalışan sınıflar lehine değişiklik ve düzenlemeler yapılması da, Perspektifte yer almalıdır.

9. Dijital teknoloji ve uygulamaları sorgulanmalı, akıllı şehir projeleri/dijital otoriterlik

Toplumların dijital dönüşümünün belirli yararları olsa da son salgın dönemi koşulları, dijital çağın dikkate alınması gereken başka boyutu da bulunduğunu göstermektedir.

Akıllı kentler projeleri, çevre dostu, güvenli, sürdürülebilir kentler yaratma ve hızla büyüyen kentsel alanlarda kamusal hizmetleri etkin bir şekilde vermenin araçları olarak sunulmaktadır. Oysa kentlerimiz, eşitsizlik, yoksulluk, sınıfsal, kültürel ayrımcılık vb. temel sorunlarla karşı karşıyadır. Akıllı kent projeleri, karşı karşıya olduğumuz bu gerçek sorunları çözebilir mi? Tersine, kentli yurttaşlardan toplanan vergiler ve yerel yönetimlerin zaten yeterli olmayan mali kaynakları, kentlerin ve kentlilerin gerçek ihtiyaçlarını karşılamak için kullanılmak yerine dijital teknoloji ve/veya dijital hizmet şirketlerine mi tahsis edilecektir?

Ayrıca, dijital teknolojilerin, hükümetlere yurttaşları kontrol etmek, muhalif hareket ve toplulukları baskı altına almak, kamuoyunu manipule etmek gibi yeni araçlar sunduğu da kabul edilmektedir. Bu tehditler yalnız otoriter hükümetlerden değil, güçlü teknolojik şirketlerinin pazara egemen olma faaliyetlerinden de kaynaklanmaktadır.

Sol partiler dijital teknolojilerin ve dijital platformların hükümetlerin, devlet kurumlarının ve dijital teknoloji şirketlerinin denetimi altına girmesini önleyecek demokratik kontrol politikalarını araştırmalı ve oluşturmalıdır.