Mıtchell A. Orensteın Batılı analistler, Macaristan Başbakanı Viktor Orban gibi otoriter milliyetçilerin yalnızca göçmenlere saldırarak değil, aynı zamana “sıradan vatandaşı” gözeten politikalar uygulayarak destek bulduklarını görmezden geliyor. Batı’daki ana akım siyasiler yaşananlardan bir an önce ders çıkarmalı, yoksa popülist rakipleriyle aşık atamayacaklar. Orban milliyetçi mesajlarını bonkör ve popüler sosyal politikalarla desteklemeyi seviyor. Macaristan kadınları ve […]

Avrupa’nın popülistleri neyi doğru yapıyor?

Mıtchell A. Orensteın

Batılı analistler, Macaristan Başbakanı Viktor Orban gibi otoriter milliyetçilerin yalnızca göçmenlere saldırarak değil, aynı zamana “sıradan vatandaşı” gözeten politikalar uygulayarak destek bulduklarını görmezden geliyor. Batı’daki ana akım siyasiler yaşananlardan bir an önce ders çıkarmalı, yoksa popülist rakipleriyle aşık atamayacaklar. Orban milliyetçi mesajlarını bonkör ve popüler sosyal politikalarla desteklemeyi seviyor. Macaristan kadınları ve aileleri daha çok çocuk yapmaya davet etti ve bu konuda bir de politika tasarısı var. Macaristan’da doğum oranı şu an 1,45 ve nüfusu 1989’dan beri azalıyor.

Orban’ın planının temel taşı şu; dört ya da daha fazla çocuk yapan tüm kadınlar yaşamları boyunca gelir vergisinden muaf tutulacak. Yeni pakette duyurulan bu ve buna benzer yasa tasarıları Macaristan’da yaşayan ailelerin hayatında gerçekten fark yaratacak. 40 yaşının altında bulunup ilk defa evlenen ve öncesinde 3 sene çalışmış kadınlar 36 bin dolara kadar “hamilelik” kredisini düşük faizli olarak anabilecek ve kredi çocuk yaptıklarında silinecek. Büyük aileler yedi koltuklu araçlar almak için devletten 9 bin dolara kadar hibe alabilecekler. Torunlarına bakan büyükanneler ve büyükbabalar fazladan izin kullanabilecek. Hükümet 21,000 yeni kreşi devlet desteğiyle açacak.

Orban’ın tuzağına düşüyorlar

Batı medyasının büyük bölümü, analistler ve siyasetçiler plana eleştiriyle yaklaşıyorlar ve Orban’ın tuzağına düşünüyorlar. Doğu Avrupa’da geniş kitleleri yoksul bırakırken, orta sınıf azınlığın yaşam standartlarını yükselten serbest pazar ekonomisi politikalarını uzun süredir savunan The Economist, Orban’ın planını “çok maliyetli” olduğu için eleştirdi. Duyurulan yeni politikanın doğum oranında artıştan ziyade “ekonominin fazla ısınmasına yol açıp, gayrimenkul fiyatlarını yükseltebileceğini” yazdı.

Gazeteci Adam Taylor da The Washington Post’ta benzer bir söyleme girişti. Orban’ın politikalarının “doğum oranında pek bir fark yaratmayacağını ve ölü yatırım niteliğinde olacağını” yazdı. Batıda bu eleştiriyi on yıllardır duyuyoruz: “İnsanlara yardım etmek fazla maliyetli ve işe yaramıyor. Konut desteği vermek gayrimenkul fiyatlarını yükseltiyor. Kamu desteği vermektense serbest piyasaya güvenmek daha iyi.”

Analistler haklı; Orban’ın politikalarının amacı kadınları evlenmeye, ev almaya, daha fazla çocuk doğurmaya ve Macaristan’da kalmaya teşvik etmek. Fakat eleştirilerinin büyük hataları var. Bu politikalarla kadınlara şantaj yapılmıyor, kadınlar evde kalsın ve çalışmasın da istenmiyor. Aksine, Orban’ın planı kadınların iş ve ev yaşamı dengesini kurmasına destek olmayı amaçlıyor.İster sevin ister sevmeyin, Avrupa’nın en cesur sosyal politikalarının bazıları, en bağnaz hükümetlerden geliyor. Ana akım medyada yer verilen düşüncelerin olumsuzluğu Orban gibilerine rakip olup, ortalama seçmenin kalbini çalmaya ne kadar hazırlıksız olduğumuzu gösteriyor. Popülist sağcılar sosyal demokrasi söylemlerini ve politikalarını otoriter milliyetçiliğin içine yediriyorlar. Eğer Batı dünyası bu denklemdeki cazibeyi görmüyorsa, karşı hamle de yapamayacak demektir.

Çeviren: Fatih Kıyman

Kaynak: Project Syndicate