Avrupa’dan gelen ziyaretçi sayısının azaldığı 8 yılda, Körfez ülkelerinden gelen ziyaretçi sayısı yüzde 464 oranında arttı. Turizm sektörü değişen coğrafyaya göre organize olurken Batılı turist ülkeden kaçıyor.

Avrupalı turist zaten gelmiyor

OZAN GÜNDOĞDU

Tam kapanma sürecinde birbiriyle çelişen önlemler içinde en çok dikkat çekenler turistlere dönük muafiyetler oldu. Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının tümünü kapsayan tedbirler AKP’ye yakın isimlere gayriresmi, turistlere ise resmi olarak uygulanmıyor. Bakanlara yakın isimlerin cenazeleri veya iktidar partisinin toplantıları söz konusu olduğunda virüs tedbirleri rafa kalkıyor. Bu konuda iktidar partisi kanun tanımıyor. Ancak turistler kanuni olarak tüm kısıtlamalardan muaf durumda. Konunun kamu vicdanını yaralayan kısmı bakanların açıklamalarıyla daha da derinleşmiş durumda. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun 6 Mayıs’ta Almanya’da “Turistin görebileceği herkesi aşılayacağız” dediği açıklama büyük tepki çekmişti. Bunun üzerine Çavuşoğlu yanlış anlaşıldığını iddia ederek Hürriyet’ten Ahmet Hakan’a açıklama yapmıştı. Bunlar hiç olmamış gibi 14 Mayıs’ta Kültür ve Turizm Bakanlığı aynı konseptte bir reklam filmi yayınladı. Sürpriz olmayan biçimde bu reklam filmi de tepkiler üzerine kaldırıldı.

Türkiye’nin içinden geçtiği ekonomik darboğaz turizm gelirlerine duyulan ihtiyacın şiddetini artırıyor. Ancak içinden geçilen pandemi şartları nedeniyle turist sayısındaki azalma yeterince analiz edilmiyor. Turist sayısındaki azalmanın sadece pandemiyle ilgili olduğu düşünülüyor. Öte yandan Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın reklam filminin hitap ettiği kesimin Avrupalılar olması ve Çavuşoğlu’nun açıklama yaptığı yerin Almanya olması özellikle Avrupalı turistlere dönük çağrı yapıldığının kanıtı. Ancak söz konusu hedef kitle Avrupalı turistlerse sorunun pandemi dönemiyle başladığını söylemek doğru değil. Zira pandemiden çok daha önce 2010’lu yılların başından itibaren Avrupalı turistler Türkiye’ye olan ilgisini kaybetti. Sektör giderek artan oranda Körfez Ülkeleri’nden gelen turistlere göre organize olmaya başladı. Bu gelişmede Türkiye’nin dış politika eksenindeki değişimin de etkisi olduğu açık. Zira ülke yüzünü batıdan doğuya döndükçe, ülkenin imajı da özellikle Batı’da oldukça değişmiş durumda.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Turizm İstatistikleri başlıklı çalışmasına göre 2019’da Türkiye’ye gelen yabancı turist sayısı 2011’e kıyasla yüzde 44 oranında artış kaydetmiş durumda. 2011’de yabancı turist sayısı 31,3 milyonken, 2019’da bu sayı 45,1 milyona kadar çıktı. Bu haliyle 2019’daki turist sayısında rekor kırılmış oldu. Ancak turist sayısının yüzde 44 arttığı aynı dönemde OECD üyesi Avrupa ülkelerinden gelen turist sayısı yüzde 2,7 oranında azaldı. 2011’de bu ülkelerde 15,6 milyon turist Türkiye’ye gelirken, turist sayısında rekor kırılan 2019’da aynı ülkelerden gelen turist sayısı 15,2 milyona geriledi.

OECD üyesi Avrupa ülkelerinden gelen turist sayısı rekoru 2014’te kırıldı. O yıl bu bölgeden Türkiye’ye gelen yabancı turist sayısı 16,4 milyona ulaştı. İlerleyen 3 yılda bu sayı 10 milyonun altına kadar indi. 2017’de aynı bölgeden gelen yabancı turist sayısı 9,9 milyona düşmüştü. 2017’den itibaren TL’nin sert şekilde değer kaybetmesiyle birlikte Türkiye “ucuz tatil fırsatı” olarak değerlendirildi ve Avrupalı işçi sınıfının yeniden ilgisini çekmeye başladı. 2017’den sonra Avrupalı turistlerin ilgisi toparlanmaya başladıysa da 2014 sayılarına ulaşılamadı. 2020’ye gelindiğinde ise tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi turist sayısının dibi görmesine neden oldu.

PEKİ KİM ARTIYOR?

Avrupalı turistlerin sayıları azalıyor. Ancak buna rağmen 2019’da turist sayısında nasıl rekor kırıldı? Verilere göre Batı’dan gelen turistin ilgisinin azaldığı Türkiye’ye Doğu’dan gelen turistin ilgisi artıyor. 2011 ile 2019 arasında yabancı ziyaretçi sayısında en çok artışın yaşandığı ülke ise Katar. Nüfusu 3 milyon bile olmayan bu Körfez Ülkesinden Türkiye’ye 2019 yılında tam 108 bin 496 ziyaretçi geldi. Bu sayı 2011 yılında sadece 7 bin 592’ydi. Başka bir ifadeyle Katar’dan Türkiye’ye gelen turist sayısı 8 yılda 13 katına çıktı. Ancak parasıyla Dünya’nın dilinde olan bu Körfez Ülkesinin nüfusunun tümü Türkiye’ye gelse dahi ülke turizmi için büyük bir anlamı bulunmuyor.

Körfez Ülkelerinden Türkiye’ye dönük turist akınında Katar yalnız değil. Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Katar, Kuveyt ve Suudi Arabistan’dan oluşan 5 ülkeden Türkiye’ye gelen turist sayılarında son yıllarda sert artışlar gözleniyor. Ülke turizmi ise giderek bu ülkelerden gelen turistlere göre organize oluyor. Zamanı geriye sarıp 2011 yılına gidince bu 5 ülkeden gelen toplam ziyaretçi sayısının sadece 209 bin 908 olduğu görülüyor. Ancak bu sayı 2019’a gelene dek düzenli olarak artıyor ve 2019’da söz konusu 5 Körfez Ülkesinden gelen turist sayısı 1 milyon 186 bine ulaşıyor. Söz konusu 8 yılda bu bölgeden gelen turist sayısındaki artış oranı yüzde 464.

MÜSLÜMAN TURİSTLER

Gerek turizm sektörünün gelişmesi, gerek ulaşım imkanlarının çeşitlenmesi, gerekse Körfez Ülkelerinin zenginleşmesiyle birlikte artık Müslüman turistler sektörün üzerine kafa yorduğu bir gerçeğe dönüşmüş durumda. Mastercard ve CrescentRating’in bir araya gelerek 2017 yılında yaptığı bir araştırmaya göre Müslüman ülke destinasyonları içinde en önemli ülkelerden biri Türkiye. Rapora göre Türkiye, Müslüman turistlerin en çok ziyaret ettiği 4’üncü ülke konumunda. İlk 3’te ise sırasıyla Malezya, BAE ve Endonezya bulunuyor. Raporlar, Türkiye’ye gelen Müslüman turist sayısının 7 milyon civarında olduğunu gösteriyor. Bu ise ülke turizmi içinde çok büyük bir ağırlık demek.

İSLAMİ OTELLER

Bu gelişmeye paralel olarak şeriatla yönetilen ülkelerden gelen turistlere uygun biçimde turizm sektörü de dönüşüyor. Ülkenin turizm bölgelerinde birbiri ardına İslami oteller açılıyor. Bu gelişmede yabancı Müslüman turistlerin artan sayısı kadar, Türkiye’nin sosyal-ekonomik yapısındaki İslamcılaşma da etkili. 2002 yılında İslami otel konseptiyle hizmet veren tesis sayısı sadece 5’ken, 2019’da bu sayının 350’ye çıkmış durumda. Alkollü içeceklerin satılmadığı bu otellerde gıdaların da helal olduğu otelin güvencesi altında. Havuz ve spa merkezleri ise kadın ve erkek için ayrı ayrı oluşturulan bu otellerin fiyatları diğer otellerden çoğu zaman daha pahalı. Plajlar da aynı biçimde bölmelerle kadın ve erkek müşteriler için ayrı ayrı oluşturuluyor.

Bu gelişme yalnızca yaz turizminin gözde bölgelerinde değil aynı zamanda kültür turizminin başkenti İstanbul’da da gözleniyor. En önemli geçim kaynağı yabancı turistler olan esnaf ise bu değişime ayak uydurmaya çalışırken, bu yaşananlara paralel olarak Avrupalı turistler giderek Türkiye’ye olan ilgisini kaybediyor.

avrupali-turist-zaten-gelmiyor-876622-1.

Batılı turistlerin sektördeki ağırlığı giderek azalırken, Türkiye’nin sektördeki yeni hedefi “Helal turizm” pazarı. Sektör bu biçimde dönüştükçe Avrupalı turist Türkiye’ye ilgisini kaybediyor.

avrupali-turist-zaten-gelmiyor-876623-1.