Avustralya Açık başlıyor

BUĞRA AYDAR

Tenis sezonunun ilk grandslam’i olan Avustralya Açık Pazar gecesi başlıyor. Uzun yıllar sonra ilk kez bir slam’e Federer, Nadal, Djokovic üçlüsünden başka bir isim, yeni unvanıyla söylersek Sir Andy Murray dünya 1 numarası olarak geliyor. Dahası sakatlıklarla boğuşan Nadal ve Federer’in dünya sıralamasında epey gerilere düşmeleri sonucu (Nadal 9, Federer 17 numara), finallerde karşı karşıya görmeye alıştığımız iki efsanenin daha 3. turda karşılaşması ihtimal dâhilindeydi. Öyle ki, bir erken eşleşme durumunda Nadal-Federer maçının, mütekabiliyet esası gereği(!), merkez kortlardan biri yerine dış kortlarda oynanıp oynanmayacağı tenis trollerinin en gözde konularından biri oldu!

Neyse ki talih Federer’in yüzüne güldü de 3. turda olasılıklar içinde en uygun isimlerden biri olan Çek Thomas Berdych ile eşleşti. 6 ayı aşkın zamandır resmi maça çıkmamış olan Majesteleri’nin ilk 2 turda elemelerden gelecek isimlerle eşleşmiş olması bir avantaj. Hopman Cup’taki iyi performansının kıstas alınıp alınamayacağını bundan sonra göreceğiz, ama beklentiyi düşük tutmakta fayda var.

Neticede Melbourne’ün kavurucu sıcağında müthiş iki hafta bekliyor bizi. İşte seribaşı ve dikkat edilmesi gereken isimler:

Britanyalı Andy Murray 28 maçlık galibiyet serisini Doha finalinde Djokovic’e teslim etmiş olsa da, geçen seneki formunu koruduğunu gösterdi ve kupanın favorisi. İyi de bir kura çekmiş olan Murray’nin çeyrek finale (Nishikori ya da Federer’e) kadar zorlanması beklenmiyor.

Sırp Novak Djokovic daha 2 hafta önce Doha’da 4’ü üst üste 5 maç puanı çevirerek yenebildiği, geçen yıl burada ilk turda Nadal’ı saf dışı bırakmış olan İspanyol Fernando Verdasco ile ilk turun en zor maçına çıkacak. 5 setlerin adamı olan Verdasco için bu kortlar duygusal anlam yüklü, zira yetenek bakımından 4 büyükten farkı olmayan solak raket 2009’da Nadal’ı yarı finalde elinden kaçırmamış olsaydı kariyeri apayrı bir noktaya ilerleyecekti. Elbette Djokovic’in erken veda nedir bilmediğini de unutmayalım. Her halükarda, Nole’nin 2. tur hariç kolay maçı görünmüyor. Özellikle de Grigor Dimitrov’la 4. turdaki maçına dikkat. Bulgar Dimitrov, atanamayan Federer olmaktan kurtulduğundan beri muazzam bir ritim yakaladı. Buraya Brisbane’da ilk 10’dan 3 oyuncuyu yenip kupa kaldırarak geliyor.

Rafael Nadal ise Alman kurası çekti: Kendisi gibi sakatlıklarla boğuşan Florian Mayer’le ilk turda, genç yetenek Alex Zverev’le de 3. turda karşılaşacak. Mayer çok ilginç vuruş teknikleri olan, örneğin turda çift el backhand slice vuran belki de tek isim ve topa (özellikle de tek ayak üzerinde) muazzam bir güç yükleyebiliyor ki, Nadal’ın son yıllarda bu tür güçlü groundstroke’ları olan oyunculara karşı yer yer zorlandığını biliyoruz. Zverev’le olan maç ise tam bir 5 set kokuyor. Sascha geçen yıl Indian Wells’te Rafa’ya karşı çok basit bir maç puanı kaçırmıştı ve her geçen gün oyununun üzerine koyarak ilerliyor. Maçı kazanacak isim, bir sonraki turda (sakatlıklardan ötürü) kolay bir maç oynayacağını bildiğinden, iştahlar daha da kabaracaktır.

İlk 5’ten, hatta ilk 8’den en kötü kurayı sağlık durumu belirsiz olan Japon Kei Nishikori çekti. 2014 şampiyonu Stan Wawrinka ise 4. turda Nick Kyrgios’la draması bir hayli fazla olan bir maça çıkacak. Ev sahibi Kyrgios burada bir kupa kaldıracak, ama sakatlıklarla boğuştuğundan ve zihinsel açıdan henüz rakiplerinin ayarında olmadığından o sene bu sene değil. Biraz daha aksiyon arayanlarsa Benoit Paire ve Fabio Fognini maçlarına bakabilirler. Özellikle de ilk turda Fognini ile Feliciano Lopez’in eşleşmiş olması dikkate değer, zira geçen yıl Wimbledon’daki maçlarında, kendisi ağzı bozukluk ve raket kırma gibi antikalıklarıyla tanınan Fabio’nun, bu kez koçu Lopez’e küfretmişti!

Turnuvada gözlerin üzerinde olacağı bir diğer isim, geçen yıl müthiş bir çıkış yakalamış olan Avusturyalı Dominic Thiem. Keza çok iyi bir kura çekmiş olan ace şampiyonu Ivo Karlovic’in görece rahat kurası sayesinde çeyrek finale kadar gitmemesi için hiçbir neden yok. Djokovic’ten 3. turda set(ler) almasını beklediğim Britanyalı Kyle Edmund ve Cumartesi günü Sydney’de kariyerinin ilk ATP kupasını kazanarak ilk 30’a giren 34 yaşındaki müthiş servisçi Gilles Muller ise sürprizler kovalayacak.

Kadınlardaysa kupa tutanın elinde kalacak görünüyor. 2016 sezon sonu turnuvasında Dominika Cibulkova’nın zaferiyle de görüldüğü üzere, kadın tenisi yeni yıldızlarını arıyor: Serena Williams sakat ve çok zorlu bir kura çekti, Angelique Kerber ivmesini kaybetti, Sharapova ise Nisan ortasına kadar cezalı. İlk 5’in en formda ismi olan Karolina Pliskova çok iyi bir kura çekti ve benim şampiyonluk favorim. Keza Daria Kasatkina, Johanna Konta ve Naomi Osaka da dikkat edilmesi gereken genç isimler. Türkiye’den ana tabloda Çağla Büyükakçay yer alacak. İstanbul’da kupa kaldırdığından bu yana ciddi bir düşüşte olan Çağla’yı ilk iki turda iki Fransız bekliyor.