Büyükanıt'ın yaptığı açıklamayla birlikte, 'kirli savaş' endişelerini dile getiren, 93 sürecini yaşayan aydınlar, Türkiye'nin yeni bir kaos dönemine girebileceğini söyledi...

Artan şiddet olayları ve Kuzey Irak'a yönelik olası operasyon hazırlıkları bahane edilerek Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri'nde başlatılan askeri yığınak, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın önceki gün yaptığı açıklamayla birlikte, 'kirli savaş' endişelerini doruğa çıkardı. Büyükanıt'ın, "Bir teröristin dağda gezebilmesi için aşağıda ıo işbirlikçisi vardır" sözleriyle sivilleri hedef göstermesi 1990'h yılların başında bölgede yaşanan insan hakları ihlallerinin yeniden yaşanacağı yorumlarına yol açtı. Konuyla ilgili görüşlerini açıklayan İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Reyhan Yalçıntaş, askeri otoritenin insanları birbirine karşı kışkırtan açıklamalar yapmasının Türkiye'yi vahim bir duruma sürüklediğini belirtti. Yalçıntaş, yürütülen düşmanlık tohumlarh ekme sürecinin başarıya ulaşması durumunda, Türkiye'nin büyük kayıp yaşayacağını vurgulayarak bu durumdan sadece egemen güçlerin kazançlı çıkacağını ifade etti. Demokratik bir ülkede, sorunların hukukla çözülmesi gerektiğini ifade eden Yalçıntaş, "Sorunları hukukla çözersen güvenlik sorunu kalmaz. İnsanlara birbirinizi 'öldürün' denilen bir ortam çözüm olamaz" diye konuştu. Türkiye'nin '93 sürecine geri döndürülmeye çalışıldığını vurgulayan Reyhan Yalçıntaş, Genelkurmay'ın açıklamalarının suç unsuru taşıdığını ve dava açılması gerektiğini belirtti.

KARANLIK GÜNLERE GERİ DÖNÜLMESİN
Emekli Hakim Albay Ümit Kardaş ise halka işbirlikçi demenin toplumda kaos yaratabilice-ğini söyleyerek, vatandaşın kendini potansiyel düşman gibi hissetmesinin kötü sonuçlar doğuracağını ifade etti. Kardaş, ordunun asıl görevinden uzaklaşarak siyasilerin görevlerini yapmaya başladığını savunarak, bu tutumun hükümet ve ordu arasındaki iktidar savaşından kaynaklandığını dile getirdi. Siyasi partilerin gündeminde ve seçim beyannamelerinde Kürt sorununun çözümüne dair kapsamlı bir açıklama olmadığını vurgulayan Kardaş, "Siyasi partiler, Kürt sorununu konuşmaya bile korkuyorlar" diyerek bu sorunun bekletildikçe daha da ağırlaştığının altını çizdi.

Avukat Ergin Cinmen de, 1990'dan sonra yaşanan tüm olumsuzlukların Susurluk'a bağlandığına değinerek, o dönemdeki yöntemlere dönülmesinin demokrasiye büyük bir darbe vuracağının altını çizdi. Büyükanıt'ın sözlerinin, Tansu Çiller'in "PKK örgütüne yardım eden işadamlarının listesi elimizde" sözüne benzediğini belirten Cinmen, bunun sebebinin çözüme ilişkin gerekli adımların atılmaması olduğunu söyledi.

SORUNUN ÇÖZÜMÜ DEMOKRASİ
Kürt sorununun çözümünün demokrasinin gerçek anlamda yaşama geçirilmesiyle gerçekleştirilebileceğini vurgulayan Cinmen, siyasetin bu sorunu çözebilme iradesi göstermesi gerektiğini ifade etti. Cinmen, bölgede sadece profesyonel askerlerin bulunmasının da vicdani redde olanak sağlayabilmeğini söyleyerek, "İşi savaşmak olmayan insanlara iradeleri dışında askerlik yaptırılması bu şekilde önlenebilir" dedi.

ECEM ENGİN