Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Selahattin Menteş için Yüce Divan Salonu’nda yemin töreni düzenlendi. Törene, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör ve çok sayıda davetli katıldı. Törende açıklamalarda bulunan Zühtü Arslan, giderek artan bireysel başvuru sayısı nedeniyle […]

AYM Başkanı’ndan tepki: Yasal değişiklikler kaçınılmaz hale geldi

Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Selahattin Menteş için Yüce Divan Salonu’nda yemin töreni düzenlendi.

Törene, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör ve çok sayıda davetli katıldı.

Törende açıklamalarda bulunan Zühtü Arslan, giderek artan bireysel başvuru sayısı nedeniyle Anayasa Mahkemesi’nin iş yükünün de arttığını belirterek, “Bireysel başvuru hakkının tanındığı 23 Eylül 2012’den bugüne kadar toplam 236 bin civarındaki başvurudan 190 binini mahkememiz karara bağlamıştır. Şu ana kadar derdest başvuru sayısı 46 bin kadardır. Bu 46 bin rakamının ne kadar büyük olduğunu anlamak için 47 ülkeden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru sayısını da söylemek gerekiyor, 56 bin. Bununla karşılaştırdığımızda Anayasa Mahkemesi önündeki iş yükünün hangi boyutlara ulaştığını daha iyi anlayabiliriz” diye konuştu. 

“ANAYASA MAHKEMESİ’NİN VAZİFESİ OLMAMALI”

“Bu iş yüküyle başa çıkmak, sadece Anayasa Mahkemesi’nin yapabileceği bir iş olmadığı gibi sadece Anayasa Mahkemesi’nin de vazifesi olmamalı” diyen Arslan konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Çünkü bireysel başvuru bu ülkenin temel meselesi ve gelecek kuşaklara gururla bırakabileceğimiz en önemli kurumlarından birisidir. Bireysel başvurunun etkili bir hak arama yolu olarak devam etmesi ve gelecek kuşaklara aktarılması bu ülkede yaşayan herkesin temel vazifesi. Yedi yıllık tecrübe bize şunu gösterdi, geldiğimiz noktada, bireysel başvurunun işleyişine yönelik birtakım yasal değişiklikler kaçınılmaz hale geldi. Bu kapsamda öncelikle eksiklik bildirimi sisteminin gözden geçirilmesi, hatta kaldırılması gerekiyor. İstisnalar öngörülebilir ama eksiklik bildirimi mahkememize inanılmaz şekilde zaman, emek kaybettiriyor. İkinci olarak önemsiz, fazla zarara uğranmamış bireysel başvuruları daha hızlı şekilde ayıklayabilmek ve mahkemenin zamanını, emeğini daha çok anayasal öneme sahip başvurulara ayırabilmesi için, tek başına kabul edilemezlik kriterini müstakil, bağımsız bir kriter olarak benimsemek gerekiyor. Son olarak uzun yargılama şikayetlerinin Adalet Bakanlığı bünyesinde oluşturulan komisyona devredilmesine yönelik bir değişikliğin yapılması gerek.” 

Yasal değişikliklerin ötesinde, bireysel başvurunun asıl başarısının ihlale yol açan yapısal sorunların çözülmesine bağlı olduğuna işaret eden Başkan Zühtü Arslan, “Anayasa Mahkemesinin ihlal kararlarındaki, ihlalin giderimine ilişkin değerlendirmelerinin ilgili mercilerce çok dikkatli şekilde değerlendirilmesi ve uygulanması hayati derecede önemlidir. Eğer ihlalin kaynağını kurutmak, yeni ihlalleri engellemek istiyorsak öncelikle Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında ne söylediğini anlamamız gerekiyor. Bazen mahkemelerimiz önündeki uyuşmazlıkta karara varabilmek için yeni bir bireysel başvuru bekliyor. Halbuki benzer konuda Anayasa Mahkemesi bir ihlal kararı verdiyse mahkemelerimiz yeni bir başvuru yapılmasını beklemeden, oradaki ilkeleri değerlendirerek karar verebilir. Bu da yeni ihlalleri, dolayısıyla yeni bireysel başvuruları engeller.” değerlendirmesini yaptı. 

“TEMEL HAKLARIN KORUNMASI DEVLETİN ORTAK HEDEFİDİR”

Arslan, ihlalin yargı kararından değil de açıkça kanundan kaynaklanması halinde yeniden yargılama yapılmasının söz konusu olamayacağını belirterek, bu durumda ihlale neden olan kanun hükmünün kaldırılması veya değiştirilmesi amacıyla kararın bir örneğinin TBMM’ye gönderildiğini hatırlattı. 

İhlalin kanundan kaynaklandığının tespit edilmesi halinde o kanunun değiştirilmesi veya kaldırılması gerektiğini belirten Arslan, aksi takdirde aynı kanunun uygulanmasının her geçen gün yeni ihlallere neden olacağına işaret etti.

Arslan, “Bu nedenle, temel hakların korunması, devletin ortak hedefidir hatta devletin varlık sebebidir. Bu hedefe doğru evrilmek için kurumlar arası iş birliği anayasal bir gereklilik olarak karşımıza çıkıyor” diye konuştu. 

Zühtü Arslan’ın konuşmasının ardından yemin törenine geçildi. Öz geçmişi okunan yeni üye Selahattin Menteş yemin etti. Menteş’e kisvesi Zühtü Arslan tarafından giydirildi.

AYM’NİN Yeni Üyesi Selahaddin Menteş kimdir?

Selahaddin Menteş, 3 Ekim 1970 tarihinde Malatya’da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini sırasıyla Elazığ ili Sivrice İlköğretim Okulu, Sivrice Ortaokulu ve Sivrice Lisesinde tamamladı. 1988 yılında girdiği Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 1994 yılında mezun oldu.

Selahaddin Menteş

1995 yılı Eylül ayında Elazığ Adli Yargı Hâkim Adayı olarak kamu görevine başladı. Stajını bitirdikten sonra 1998 yılında Denizli Buldan hâkimi olarak atandı. Buldan’daki görevinden sonra Eskişehir-Han, Adıyaman-Gölbaşı hâkimi olarak görev yaptı. Bu görevleri sırasında Kadastro Mahkemesi, Sulh Hukuk Mahkemesi, Asliye Ceza Mahkemelerinde çalıştı.

2006 yılında Diyarbakır’da CMK 250 maddeyle yetkili Ağır Ceza Mahkemesinde üye hâkim olarak görev yaptı. 2010 yılında Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı ve Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanlığı görevlerini 2012 Haziran ayına kadar yürüttü. 2012 Yaz Kararnamesi ile Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına atandı. 2013 yılında Mazeret Kararnamesi ile Ankara Adliyesine atandı.

2014 Şubat-Mayıs 2017 tarihleri arasında müsteşar yardımcılığı, Mayıs 2017-Ekim 2017 tarihleri arasında Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Başkanlığı yaptı. 18 Ekim 2017 – 21 Temmuz 2018 tarihleri arasında Müsteşar olarak görev yaptı. 21 Temmuz 2018 tarihinde Bakan Yardımcısı olarak atanan Menteş, evli ve iki çocuk babası.