Sabah yazarı Yüksek Aytuğ, kendi yazısına cevap vererek Beyoğlu’nda bir kadını taciz eden erkeği savunan ve buna ‘ata sporu’ diyen Hıncal Uluç’a seslenerek, “Aynısı kız kardeşin Serpil Hanıma yapılsa yine de ‘Masumiyet karinesi, ata sporu’ filan diye yazar mısın?” diye sordu.

Aytuğ, tacizciyi savunan Uluç’a yanıt verdi: Aynısı kız kardeşine yapılsa…

MEDYA SERVİSİ

Hükümetin kontrolündeki Sabah gazetesi yazarları arasındaki ‘taciz’ polemiği devam ediyor. Yüksel Aytuğ, bugünkü köşe yazısında kendisini eleştiren ve kadına yönelik tacizi ‘ata sporu’ olarak meşrulaştırmaya çalışan Hıncal Uluç’a seslendi.

“Hıncal ağabey bu kez de benim ‘O savcıyı alnından öpüyorum’ başlıklı yazıma takılmış” diyen Aytuğ, Uluç’un, İstanbul Taksim’de bir kadını ısrarlı bir şekilde takip ve taciz eden erkekle ilgili ‘savcının verdiği kararı yanlış bulduğunu’ hatırlattı.

Uluç’un ‘ata sporu’ benzetmesine karşı çıkan Aytuğ, taciz konusunu Hıncal Uluç’a kendi kız kardeşi üzerinden anlatma çabasına girdi. “Aynısı senin kız kardeşine yapılsa…” diye soran Aytuğ, ‘Yine ıskaladın Hıncal ağabey!’ başlıklı yazısında şu ifadeleri kullandı:

‘YİNE ATA SPORU DER MİSİN?’

“Gelelim şu ata sporu meselesine... Kız kardeşin Serpil Hanım güpegündüz önce metroda, sonra Beyoğlu'nda, sonra sığındığı bir mağazada hiç tanımadığı bir adam tarafından adım adım takip edilse, sonra o adamın kız kardeşinin yanına oturduğunu, ona sözlü ve fiziksel tacizde bulunduğunu öğrensen, sonra da o tacizcinin ifadesinden sonra serbest bırakılıp, 'yeni icraatları için' sokaklara salındığını görsen ne yaparsın? Yine de "Masumiyet karinesi, ata sporu" filan diye yazar mısın?

Tacizi, tecavüzü, kadına şiddeti önlemenin yolu hukuk kuralları içinde caydırıcı tedbirler almak, göz korkutan müeyyideler uygulamaktan geçer Hıncal ağabey. Bu ülkenin kadınlarının, kızlarının gündüz vakti tek başlarına yürüme hürriyetini engelleyen sapıkların, tacizcilerin bu icraatlarını "Ata sporu yapıyorlar" filan gibi sulandırmak, hafifsemek en büyük gaflettir.

Senin de dediğin gibi Hıncal ağabey, adalet bir gün herkese lazım olur...”