Kaynak: Haber Merkezi
Ayvalık Uluslararası Film Festivali bugün sona eriyor

Seyir Derneği tarafından düzenlenen Ayvalık Uluslararası Film Festivali bugün yapılacak gösterimler, söyleşiler ve konuşmalarla Ayvalıklı ve çevre illerden gelen sinemaseverlere veda ediyor. 

14 Eylül’de başlayan festivalde son iki gün film sonrası gerçekleşen söyleşiler, Sinemanın Malzemesi ve Erguvani İstimbot başlıklı konuşmalar, dünya festivallerinden sonra Ayvalık’ta izleyiciyle buluşan yapımlara seyircilerin büyük ilgisiyle geçti.

Festivalde film sonrası gerçekleşen söyleşilerde yönetmenler ve film ekipleri seyircilerin sorularını yanıtladı.

SEYİR ÇOCUK GÜNÜ

Seyir Çocuk Günü, 17 Eylül’de yoğun ilgiyle gerçekleşti. Çocuklar atölyeden atölyeye koştu. Sabancı Üniversitesi Küçükköy Yaratıcı Teknolojiler Atölyesi’nde gerçekleşen gün boyunca çocuklar baskı, boyama, arkeoloji, animasyon atölyelerine; ayrıca masal dinletilerine, konser ve film gösterimlerine büyük ilgi gösterdiler. Seyir Çocuk Günü’nün sonunda Karga / Corvine animasyon filmi ve Hollanda’dan Koca Adam / Bigman filmi dublajlı olarak gösterildi. 

SİNEMANIN MALZEMESİ: OYUNCU VE KURGUCU

Kurgucu ve Malzeme başlıklı konuşmada Bizim Büyük Çaresizliğimiz, Gişe Memuru, Anons, Kızkardeşler ve Kar ve Ayı gibi filmlerin kurgucusu Çiçek Kahraman, kurgu yaparken önüne gelen malzeme ve onunla nasıl ilişki kurulduğunun öneminden, malzeme ve sanatçı arasındaki bazen boğuşmaya varan ilişkiden söze başladı. Tıpkı heykeltıraş ya da marangoz gibi malzemenin tabiatını kavramak gerektiğini söyleyerek, iki tür malzeme olduğunun altının çizdi. Kurgu masasına gelen malzeme ve birtakım çağrışımlar taşıyan arşiv malzeme ile çalışmaya dair tecrübelerini paylaştı. Diyaloga daha az yaslanan ve derdini başka film araçlarıyla anlatmaya çalışan yönetmenler kurguya daha çok yer bırakıyor derken, tek plan filmlerin de kendi kurgusu olduğunu belirtti. 

Oyuncu ve Malzeme başlıklı konuşmada ise usta oyuncu Tilbe Saran oyuncuyu aslında bir mitolojik karakter olan Ouroboros’a yani kuyruğunu yiyen ejderhaya benzettiğini, oyuncunun malzemesinin kendi hayatı, bedeni, sesi, yaşadıkları ve aynı zamanda yaşayamadıkları, bir de hayatının geçtiği coğrafya olduğunu söyleyerek sözlerine başladı. İyi yazılmış rollerin defalarca oynanabilmesinin de metinde oyuncuya farklı yorumlama fırsatı vermesinden kaynaklandığını söyleyen Saran, oyunculuğun size alan açan ya da tamamen kendi kafasındakini gerçekleştirmek isteyen farklı yönetmenlerle çalışmaya göre değişebileceğini belirtti. Oyuncuların tiyatroyu daha fazla sevmesinin sebebini de sahnenin oyuncuya ait olması olarak açıkladı. Saran’ın oyuncular için önerisi ise; zihinsel, ruhsal ve fiziksel kasları mümkün olduğu kadar geniş tutmak, geniş bir yelpazede olmak gerektiği oldu. Böylece oyuncuların aynı tip rolleri oynamak zorunda kalmayacaklarını söyledi. 

CÜNEYT CEBENOYAN ANISINA: ERGUVANİ İSTİMBOT

Yakın zamanda kaybettiğimiz BirGün yazarı Cüneyt Cebenoyan’ın Açık Radyo’da sinema dünyasının içinden ve dışından konuklarla en sevdikleri film üzerine sohbet ettiği ve sonrasında bir kitaba da dönüşen Erguvani İstimbot radyo programından alan konuşmada Çiğdem Öztürk ve Yeşim Burul, Cebenoyan’ın ne kadar disiplinli olduğunu anarak söze başladı.

Konuşmada Cebenoyan’ın müzikle sinemayı hiç ayırmadığından, tutkulu olduğu şeylere merakından, konuşturma becerisinden bahsedildi. Cebenoyan’ın hayatında yolculuğa çıkaran konuşmada Çiğdem Öztürk, “Cüneyt ile olan son programımızda, ‘programa sen çıkacak olsan ve programda bir filmi masaya yatırmak istesen hangi filmi seçerdin’ diye sormuştum. O da Bilardocu filmini söylemişti” dedi. Festival kapsamında Cebenoyan anısına Bilardocu / The Hustler filmi de gösterildi. Yeşim Burul’un kollektif bir lunapark olarak tanımladığı Açık Radyo’nun pek çok insana okul olması ve radyonun günümüzde bulunduğu yer de konuşuldu.