DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Türkiye'de gençlerin büyük şehirlerden yurt dışına kaçmaya çalıştığını ifade ederek "Gitmek isteyip de gidemeyenlerin ülkesi olduk. Üzülüyoruz" dedi. 6'lı masaya yönelik de değerlendirmelerde bulunan Babacan, "Altılı masa parlamenter sistem istiyor. Altılı masa şu ana kadar parlamenter sistem çalıştı. Bir de seçim güvenliği çalışıyor" ifadelerini kullandı.

Babacan: Gitmek isteyip de gidemeyenlerin ülkesi olduk
Fotoğraf: AA

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, cuma günü Artvin gezisinde bir çay bahçesinde yurttaşlarla bir araya geldi.

İktidarın politikalarını eleştiren Babacan, son yıllarda Türkiye'den yurt dışına gitmek isteyen kişi sayısındaki artışın kendilerini üzdüğünü söyledi. Babacan, "“Gençler küçük şehirlerden büyük şehirlere kaçmaya çalışıyor. Büyük şehirlerden de yurt dışına kaçmaya çalışıyor. Gitmek isteyip de gidemeyenlerin ülkesi olduk maalesef. Yazık.” ifadelerini kullandı.

Yurttaşların enflasyon ve ekonomiye yönelik sıkıntılarını dinleyen Babacan, kendisine "35 yıllık elektronikçiyim. Böyle bir dönem görmedik. Sizin döneminizde bakanken her şey çok güzel gidiyordu. Ne oldu bu ekonomiye? Sabahleyin dükkânı açıyoruz, hangi ödemeyi yarın yapacağız diye düşünüyoruz. Bir Maliye Bakanımız var ‘Düzelttik. Kur korumalı bir şeyler yaptık’ dedi” sözleriyle yakınan bir yurttaşa, “Merkez Bankası’nın döviz rezervini arka kapıdan cayır cayır sattılar. Swap anlaşmalarıyla buldukları parayı da geçen aralıktan bugüne kadar 60 milyar dolar daha sattılar. Satılan rakam 190 milyar doları geçti” yanıtını verdi.

'HAVUZUN DİBİNDEKİ ÇATLAĞI KAPATINCA SU DOLACAK’

Babacan, bir başka kişinin, “Bu hazine boşaldı ya… Bunu nasıl doldurmayı düşünüyorsunuz?” sorusunu ise, “Sorun ne biliyor musun? Havuzun dibinde çok delik var, çatlak var. Su oradan kaçıyor. Deliği, çatlağı kapattık mı zaten hemen su dolmaya başlayacak. Delik, çatlak ne demek? Haksız, hukuksuz ihaleler demek. Delik, çatlak; 5-10 yerden maaş almak demek. Adam kayırma demek” ifadeleriyle yanıtladı.

'ALTILI MASA PARLAMENTER SİSTEM İSTİYOR'

Babacan, bir yurttaşın “Altılı masa geldiğinde ne yapacak?’ diyor. Bunu halka anlatmak lazım” sözleri üzerine “Altılı masa parlamenter sistem istiyor. Altılı masa şu ana kadar parlamenter sistem çalıştı. Bir de seçim güvenliği çalışıyor. Bunun dışında şu anda altılı masanın çalıştığı bir konu yok. Ama biz ne yapıyoruz? Biz DEVA Partisi olarak her şeyi çalışıyoruz. Hukuk, adalet, ekonomi çalışıyoruz. Hepsini çalışıyoruz. İki tane krizi çözen ekip biziz. 2001-2002 krizini biz çözdük. 2008 krizini biz çözdük. Çözdük, yine çözeriz inşallah.

34 yıllık enflasyonu iki yılda tek haneye indirdik. Millî geliri 3 bin 500 dolardan 12 bin 500 dolara çıkarttık. İhracatı aldık 36 milyar dolardan 132 milyar dolara çıkarttık. Biz böyle anlatınca, Sayın Erdoğan bana ‘İmza atmasaydım yapamazdı’ diyor. Ben de diyorum ki, hikmet imzadaysa dört yıldır bütün imza sahibi sendin üstelik tek imza sahibi sensin. O imzayı at; enflasyonu ve faizi düşür. Ama 4 yıldır olmuyor. Demek ki hikmet imzada değil. Hikmet kadrolarda.” ifadelerini kullandı.

‘GENÇLER ‘TARIMLA HAYATIMI KURTARIRIM’ DİYE ÜMİT ETMELİ’

Babacan, bir yurttaşın “Halk hep şehre indi köyde kimse kalmadı” sözleri üzerine ise Babacan şu açıklamayı yaptı:

“Gençlerin tarımı merak etmesi lazım. Onun için tarım liselerini önemsiyoruz. Şehirdeki hayatı aynen köye getirmek çok zor. Ama en azından gençlerin ‘ben köyümde kalayım, çiftçilik, hayvancılık yapayım. İyi bir gelir sağlarım. Hayatımı kurtarırım’ diye ümit etmesi lazım. Onlara bir gelecek sunmak lazım.

Gençler şimdi ne yapıyor? Anasına babasına bakıyor; gübre, mazot katlaya katlaya artmış. Babası ‘Ben zarar ediyorum, çiftçilik yapmayacağım’ diyor. Babasının ‘Çiftçilik yapmayacağım’ diyen genç ‘geleceğimde çiftçilik yapacağım, hayatımı çiftçilik üzerine kuracağım’ diyebilir mi? Yapamaz yani. Onun için önce tarımı güçlendirmemiz, yeniden ayağa kaldırmamız lazım. Tarım ayağa kalkmadan gençler küçük yerlerde kalmaz. Gençler küçük şehirlerden büyük şehirlere kaçmaya çalışıyor. Büyük şehirlerden de yurt dışına kaçmaya çalışıyor. Gitmek isteyip de gidemeyenlerin ülkesi olduk maalesef. Üzülüyoruz. Yazık.”

ANKA