Musa Anter davasının zamanaşımında düşürülmesini değerlendiren Dicle Anter, "Hem insanlık suçu işlediler hem de babamı ikinci kez öldürdüler" dedi.

Babamı tekrar öldürdüler
Musa Anter

Dilan ESEN

Kürt gazeteci ve yazar Musa Anter’in davasının önceki gün zamanaşımına uğradığı belirtilerek düşürülmesine yönelik tepkiler sürüyor. 20 Eylül 1992’de Kültür Sanat Festivaline katılmak için gittiği Diyarbakır’da katledilen Anter’in failleri 30 yıllık hukuki mücadeleye rağmen aklandı. JİTEM elemanlarının itirafları ve Susurluk raporunun dikkate alınmadığı dava Ankara 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi tarafından düşürüldü. Anter ailesi ve avukatları karara itiraz edecek ve kararı tekrar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacak.

Musa Anter’in oğlu Dicle Anter, kararı BirGün’e değerlendirdi. 30 yıllık bir davanın zamanaşımıyla sonuçlandırıldığına dikkat çeken Anter, davanın yıllar önce bitirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Davada Susurluk raporunun içinin dahi açılmadığını söyleyen Anter, şöyle konuştu: “Susurluk raporunda ‘Musa Anter’in öldürülmesi bile hataydı’ diye bir tanımlama var. Ama bunun arkasındaki şeyler açığa çıkmadı. Bugüne kadar ki hükümetlerin bu dava üzerinde bir tasavvuru olmadı. AKP iktidarında da maalesef gerekli bir araştırma yapılmadığı için bugünlere gelindi. Bu bakımdan hem insanlık suçu işlenmiş oldu hem katledildi hem de babamı ikinci defa öldürdüler. Yargının siyasi olduğunu, siyasi bir cinayetin siyasi bir yargı kararıyla zamanaşımından düşürüldüğüne tanık olduk.”

EVLAT OLARAK KABULLENEMEM

Hak, hukuk ve adalet beklediklerini ifade eden Anter, “Böyle bir itirafta bulunduktan sonra hükümetler silsilesinde bir evlat olarak bunu kabullenemeyiz. Bu bakımdan üzücü bir karar. Evlat olarak bu ülkenin adalet sistemine karşı bir güvenim kalmadı. İstinaf, AYM… İç hukuk yollarını zorlayacağız. Ne zamanki iç hukuk yolları tıkanırsa AİHM’ye tekrar başvuru yapacağız. Hukukun daha adaletli davranmasını beklerdik. Abdulkadir Aygan’ın ifadesi alınmadı. Bu da davanın sürüncemede bırakıldığının bir işareti. Sürpriz olmadı. Yine de bir umudumuz vardı maalesef bu umut da söndü.”