Bağımsız yargıdan söz edilemez

‘Paralel yapı’ soruşturması kapsamında tutuklu bulunan polislere tahliye kararı verdikleri için İstanbul 32. Asliye Ceza Hakimi Mustafa Başer ve 29. Asliye Ceza hakimi Metin Özçelik’in tutuklanmasına yaptıkları ortak yazılı açıklama ile tepki gösteren YARSAV ve Yargıçlar Sendikası “Adeta korkutma, yıldırma ve gözdağı uygulaması olarak meslektaşlarımıza mesaj verilmektedir. Bu kararla yargıç savcı güvencesinin tabutuna son çivi çakılmıştır” diye değerlendirdi. Açıklamada “Son dönemde sürgünlerin, disiplin cezalarının, hatta sokakta, lojmanda, adliyede ölümlü saldırılarla anılan yargı mensuplarının yaşam normaline, tutuklanmalar da eklenmiştir. Tutuklanma, siyasal egemenlerin istemediği kararları veren tüm yargı mensuplarını bekleyen yazgı olarak zihinlere işlenmiştir. Kabul edilemez” ifadelerine yer verildi.

HUKUK GÜVENCESİ YOK
CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner’in Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı olduğu dönemde yaşananlara karşı çıkıldığının anımsatıldığı açıklamada “Adeta korkutma, yıldırma ve gözdağı uygulaması olarak meslektaşlarımıza mesaj verilmektedir. Araç olmayı, bağlı ya da yandaş olmayı reddeden yargının yargılandığı bir ülkede ise hiçbir yurttaşın hukuk güvencesinden söz edilemez. Yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesini ve yurttaşın hukuk güvenliğini belirsizliğe mahkûm eden bu tablonun azami hukuka uygunluk standardı işletilerek derhal açıklığa kavuşturulmalı” denildi.

HUKUK ASKIYA ALINDI
Hukukun askıya alındığının belirtildiği açıklamada “Hukuk askıya alınarak hukuk inşa edilemez.” denildi. Sulh Ceza Hakimliklerine ve yeni Ağır Ceza Mahkemelerine iktidarın silahsız kuvvetleri olma suçlamasının yöneltildiği açıklamada, “Yargıcın verdiği karardan dolayı tutuklanması, yargı bağımsızlığına olabilecek en ağır saldırıdır. Yargıcın verdiği karardan dolayı tutuklanması, yargı bağımsızlığına olabilecek en ağır saldırıdır. Yargıçların verdiği kararların hukuksal doğruluğuna ya da yanlışlığına hükmetmek yalnızca kanun yolu mercilerine aittir” ifadelerine yer verildi.

KABUL EDİLEMEZ
Hakimlerin tutuklanmasının iktidarın baskısıyla cezalandırma amaçlı olduğunun belirtildiği açıklamada “Yargısal görevin icrası sırasında takdir hataları var ise bunun karşılığı asla tutuklanma olamaz. Suç oluşturan kasti bir yanlış olsa bile adil bir şekilde işleyen yargısal süreçler sonuçlanmadan iktidarın baskısıyla cezalandırma amaçlı tutuklama kabul edilemez. Adeta bir dönüm noktası olan bu karar, sahiplerini de mahcup edecek ve altında ezecek bir zihniyet ve öz taşımaktadır” denildi.