Mahmut Çınar’la tanışıklığımız bundan 3-4 sene öncesine dayanıyor. Fotoğrafçı arkadaşım Damla Özdemir’in bağlantısıyla sinemacı dostum Güney Birtek ile beraber Beyoğlu’nda buluşmuş ve çekmekte olduğumuz Ezginin Günlüğü belgeselinin teknik detayları için görüşlerine başvurmuştuk. Bir akademisyendi kendisi. Sohbetin koyuluğu ile konu çoktan belgeselin teknik detaylarından çıkmış Ezginin Günlüğü’nün ilk albümlerden, 80 sonrası müziğin birçok örneğine kadar ilerlemişti. […]

Bahara şarkılar müjdeleniyor

Burak ABATAY

Mahmut Çınar’la tanışıklığımız bundan 3-4 sene öncesine dayanıyor. Fotoğrafçı arkadaşım Damla Özdemir’in bağlantısıyla sinemacı dostum Güney Birtek ile beraber Beyoğlu’nda buluşmuş ve çekmekte olduğumuz Ezginin Günlüğü belgeselinin teknik detayları için görüşlerine başvurmuştuk.

Bir akademisyendi kendisi. Sohbetin koyuluğu ile konu çoktan belgeselin teknik detaylarından çıkmış Ezginin Günlüğü’nün ilk albümlerden, 80 sonrası müziğin birçok örneğine kadar ilerlemişti. Damla görüşmeden evvel, “Mahmut Hoca da çalar, söyler” demişti. Ona da sorduğumda, “İşte, kendimce” gibi bir cevap verdiğini hatırlıyorum. Ardından da sohbetimiz devam etti. Çokça şey sorduk, destek istedik. Aradan bir hayli zaman geçti. Biz Güney’le belgeseli hala bitiremedik. Ama bununla beraber de hepimizin hayatlarında da çok fazla şey değişti. Sanırım bunların en şaşırtıcı olanı da Çınar’ın çaldığı söylediği şarkıları yayımlamaya başlamasıydı. Şimdi ise geçtiğimiz günlerde Çınar’ın ilk uzunçaları Bul Beni yayımlandı.

Eski Bahar Şarkısı, amatör sayılabilecek temiz bir kayıtla Çınar’ın sosyal medya kanallarında paylaşıldı. Nilipek. ile beraber yaptığı düet yakın çevrem tarafından da çokça paylaşıldı. Şarkı sözlerinde garip bir hava vardı. Ezginin Günlüğü vesilesiyle tanıştığımızdan mıdır, onun da grubun büyük delilerinden olmasından mıdır bilmem ama ilk şarkının sözlerini çokça Rüya albümüne benzetmiştim: “Hatırlıyorum, bir bahardı/ Sana geldiğim yollar diken diken batardı”. Nilipek.’in büyüleyici sesiyle söylediği şarkı, daha sonra Gözde Öney düetiyle de sunuldu. İki düetin de Çınar için hem büyük bir uyum hem de büyük bir şans olduğunu düşünüyorum.
Çınar’ın şarkıcılık serüveni başlamış ve ardı ardına şarkılar da sosyal medya kanallarından paylaşılıyordu. Güz Geçer ve Kalbim geldi, vokalde Çınar iyiden iyiye kendini katlıyordu. Kederli sesi umuda da evi oldu. Büyük büyük sözler söylemiyor, gayet şairce duygulara bizi sevk ediyordu. Haydar Ergülen’in şiiri Çınar’ı ne kadar etkilemiştir bilmem ancak Çınar, “Ben yalnız kalmıştım, senin içinde/ Oysa kaç kişinin yerine sevmiştim seni” diyen Ergülen ile “O gözler seni gören/ O ışık sende kalan hediye, unutma” diyerek sevdanın aynı kapısından beraber geçmiştir. Hüzünlü, kısmen öfkeli ama ayakta duran.

Böyle böyle başladı ve devam etti Çınar’ın müzik kariyeri. Akademi dünyasından uzaklaştı, bir dönem Kuzguncuk’ta kafe açtı. Birbiri ardına yayınladığı şarkılar ve bunlara ek olarak sunduğu yeni şarkıları bir araya getirerek adının ‘Bul Beni’ olduğu albümü Garaj Müzik etiketiyle dinleyicilerine sundu. Ve sonuçsa harikulade oldu.

Kayıtları HaremS’te yapılan albümün miksleri Efe Demiryoğuran, mastering’i Evren Arkman tarafından yapıldı. Albümdeki şarkı düzenlemelerinde ise Hüseyin Çebişci, Deniz Bayrak ve Efe Demiryoğuran imzaları var. Albüme ismini veren Bul Beni şarkısında Hüsnü Arkan ile düet yapan Çınar’a, Satır Satır ve Eski Bahar Şarkısı’nda ise Gözde Öney eşlik ediyor.

Az evvel de dediğim gibi Çınar şiirsellikle akıttığı şarkı sözleriyle bahara şarkılar müjdeliyor. Albümle beraber müziğimiz iyi bir şarkı sözü yazarı kazanırken, vokaliyle de güçlü bir sese sahip oldu. Şimdi ise sırada Mahmut Çınar’ı sahnede dinlemek gerekiyor. 22 Mayıs’taki Kadıköy [mecra] konserini sabırsızlıkla bekliyorum.