MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MYK toplantısında yaptığı konuşmada, "Sosyal medyanın denetim altına alınması şarttır. Sosyal medya ile provokasyona millet izin vermez" ifadelerini kullandı. Bahçeli ayrıca 2023 seçimlerine ilişkin, "Cumhurbaşkanı adayımız sayın Erdoğan'dır. Yeniden seçilmesi için olağanüstü gayret sarf edilecektir" şeklinde konuştu.

Bahçeli: Sosyal medyanın denetim altına alınması şarttır
Fotoğraf: AA

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Merkez Yönetim Kurulu (MYK) ve Merkez Disiplin Kurulu (MDK) toplantısı sonrasında düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

"Algı operasyonları, linç kampanyaları, 2023 yılının ümitlerini asla kıramayacaktır" mesajı veren Bahçeli, sosyal medya düzenlemesine değindi. "Son gelişmeler göstermiştir ki sosyal medyanın denetim altına alınması şarttır" diyen Bahçeli, "1 Ekim 2022 tarihinde TBMM çalışmalarına başlar başlamaz hazırlığı büyük oranda tamamlanmış olan sosyal medya düzenlenmesi hukuki bir temele bağlanmalıdır" ifadelerine yer verdi.

Öğretmenlerin hak arayışı için gerçekleştirdiği eylemde polisin müdahalede bulunduğu, bir öğretmeni sürükleyerek gözaltına aldığı olaylar hakkında da konuşan Bahçeli, "Sokak aralarında kanunsuz gösteri yapan, görevli ve nöbetçi provokatörlere Türk polisinin hukuk içinde yaptığı müdahale Kılıçdaroğlu'nu çileden çıkarmıştır. Zira Kılıçdaroğlu, askerimizin de, polisimizin de karşısındadır. Geçtiğimiz günlerde yaşanan bir sokak eyleminde görevinin gereğini yapan cesur bir polisimiz hakkında Kılıçdaroğlu'nun talimatıyla suç duyurusu yapılması namertliktir. CHP işte budur. Sözde öğretmene yapılan efeliği affetmeyeceğini söyleyen Kılıçdaroğlu'na diyorum ki, affetsen ne yazar affetmesen ne çıkar?" tepkisini gösterdi.

"ŞAİBE DOLU İDDİALAR 2023 UMUTLARINI ASLA KIRAMAYACAKTIR"

Bahçeli'nin açıklamaları şöyle:

"Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yıl dönümüne hem fikren hem zihnen hem de moralman hazır kıvama gelmiştir. Partimiz 2023'e kilitlenmiştir. Algı operasyonları, linç kampanyaları, her gün bir yenisi servis edilen adeta FETÖ taktiklerini aratmayan şaibe ve şüphe yüklü iddialar 2023 yılının umutlarını asla kıramayacaktır. Son gelişmeler göstermiştir ki sosyal medyanın mutlak suretle denetim altına alınması şarttır. Ahlaki ve hukuki açıdan sınırlandırılması hayat mebat konusudur. 1 Ekim 2022 tarihinde TBMM çalışmalarına başlar başlamaz hazırlığı büyük oranda tamamlanmış olan sosyal medya düzenlenmesi, kanunlaştırılarak hukuki bir temele bağlanmalıdır. İnsanların özel hayatlarının siyaset malzemesi yapılması vahim bir ahlaksızlıktır. Siyaset yapıyor olmanın bir erdemi olmalıdır.

Bir suç varsa, üstelik suçlu tespit edilmişse bununla ilgili ne yapılacağı mevzuat gereğince açıktır, bellidir. Yargısız infazların demokrasi ve hukuk ilkeleriyle bağdaşmadığı meydandadır. Sosyal medya ifşalarının peşine düşüp siyaset oluşturmaya, rant ve ikbal devşirmeye heveslenen muhalefet partilerinin acizliği artık örtülemeyecek kadar ileri noktadadır.

Toplumsal huzurumuzun yanında, milli birlik ve güvenliğimiz sosyal medyanın dipsiz kuyularında tahrip edilemeyecektir. Böylesi bir zillete asla müsaade edilmeyecektir. Türkiye bir hukuk devletidir, hukukun üstünlüğü herkes için bağlayıcıdır. FETÖ yöntemleriyle sonuç almaya ve siyaseti dizayn etmeye, 2023 seçimlerini lekelemeye azmetmek, hiçkimsenin muvafak olamayacağı karanlık bir teşebbüstür. Bu tür bi teşebbüs faillerini ve figüranlarını rezil edecek, cezai sorumluluk altına sokacaktır. Sosyal medya aracılığıyla, provokasyon üstüne provokasyona meyil edenler Türkiye'nin önüne taş koymaya muktedir olamayacaktır.

"2023 KILIÇDAROĞLU İÇİN TASVİYE YILI OLACAKTIR"

'Gelecek aylarda her türlü provokasyona maruz kalacağız' diyerek aklınca ön alan CHP Genel Başkanı da siyasi edep sınırlarına mutlaka dönmelidir. Pervasızlığı ve pişkinliğinin siyaset mücadelesine bir şey kazandırmayacağını aklından çıkarmamalıdır. Bizatihi kendi ağzından siyasi hayatının sonuna geldiğini itiraf eden Kılıçdaroğlu için 2023 bitiş ve tasfiye yılı olacaktır. Bunu görmesi şahsı ve partisi adına hayırlı bir gelişmedir.

Bu savruk ve sefil zihniyet cumhuriyetin kuruluş felsefesi ile yollarını ayırmakla kalmamış, emperyalizmin tetikçisi, Türkiye muhaliflerinin çatlak sesi haline gelmiştir. Zira her şey gün gibi ortadadır. Artık saklanacak, gizlenecek, kaçacak durumu da kalmamıştır. Kılıçdaroğlu'nun demokrasi anlayışı sakat, milliyetçilik iddiaları sahte, adalet ve siyaset zihniyeti batıktır.

ÖĞRETMENLERİN EYLEMİ

Sokak aralarında kanunsuz gösteri yapan, görevli ve nöbetçi provokatörlere Türk polisinin hukuk içinde yaptığı müdahale Kılıçdaroğlu'nu çileden çıkarmıştır. Zira Kılıçdaroğlu, askerimizin de, polisimizin de karşısındadır. Geçtiğimiz günlerde yaşanan bir sokak eyleminde görevinin gereğini yapan cesur bir polisimiz hakkında Kılıçdaroğlu'nun talimatıyla suç duyurusu yapılması namertliktir. CHP işte budur. Sözde öğretmene yapılan efeliği affetmeyeceğini söyleyen Kılıçdaroğlu'na diyorum ki, affetsen ne yazar affetmesen ne çıkar? Asıl Türk milleti seni affetmeyecektir. MHP kahraman güvenlik güçlerinin sonuna kadar yanındadır.

Zilletin diğer ortaklarının da esasen Kılıçdaroğlu'ndan bir farkı yoktur. Zihniyet aynı bozuk ve çarpık zihniyettir. Bize göre, Kılıçdaroğlu'nun 6 lider aynı şeyleri söylüyor sözünün ilk ve öncelikli muhatabı bellidir. Nitekim bu iddiasının doğru olup olmadığının tavzihi Zillet İttifakı'nın diğer beş ortağının da sorumluluğu altındadır. Bu düşkün ve düşük ittifakın aynı şeyi söylediklerinin ifadesine rağmen henüz cumhurbaşkanı adayının kim olacağı muammadır.

"ZİLLET İTTİFAKI DAĞILMIŞTIR"

Geçmişte denenmiş ve test edilmiş siyaset eskilerini tekraren gündeme getirip Cumhurbaşkanı adaylığıyla ilgili tartışmaların istikametini değiştirmeye çalışmak zillet adına beyhude bir çırpınıştır. Bir isim üzerinde uzlaşmaktan aciz kalan, birbirine sürekli çalım atan, kulisleri kaynatan, dedikodu çarkını döndüren partilerin asıl üzerinde durmaları gereken husus aynı şeyleri söylemeleri değildir. Önemli olan söylediklerinin ne kadar arkasında durdukları, üstelik ne anladıkları meselesidir. Zillet ittifakı fikri ve fiili olarak dağılmıştır. Masa devrilmiş, altından CHP’nin kuklası olduğu aşikar olan “Emek ve Özgürlük” isimli sol ve bölücü bir ittifakın ortaya çıktığı görülmüştür. HDP’nin bu ittifaka eklemlenmesi taktik bir hamledir, zelil bir kurmacadır, sinsi bir kurnazlıktır.

Emperyalizmin kumandası altına giren sol blokun kaçınılmaz bir durum muhasebesi yapması da tutarlılık gereğidir. Geçmişte 6’ıncı filoya taş atanlar, bugün 6’ncı filonun güvertesinde, kanlı emellerinin çevresinde ele ele tutuşmuşlar, açıkça emperyalizmin koçbaşlığına tamam demişlerdir. Bugüne kadar zillet ittifakı bölücü terörle arasına mesafe koymamıştır.Türkiye düşmanlarının uyduluğundan, yörüngesinde fırıl fırıl dönmekten vazgeçmemiştir. Maalesef hiçbir milli meselede duyarlılık göstermemiş, direnç ve dirayet sergilememiştir.

'MAVİ VATANDAKİ BEKA MÜCADELESİ CHP’NİN UMURUNDA DEĞİLDİR'

Ne yaman bir çelişkidir ki, Yunanistan’ın tahrikleri CHP’nin gündeminde yoktur. Mavi vatandaki beka mücadelesi CHP’nin umurunda değildir.
Hatta buna karşı alerji duyduğu, hazım zorlukları çektiği herkesin bildiği hazin bir gerçektir. Yunanistan elbette bardağı taşırmak için elinden gelen tacizleri sahnelemektedir. S-300 Hava Savunma Sistemi’nin F-16 savaş uçaklarımıza radar kilidi atması karşılıksız ve yaptırımsız bırakılmaması gereken bir haydutluk ve hayasızlık örneğidir.

Söz konusu radar kilidinin NATO misyonu çerçevesinde görev icra eden savaş uçaklarımıza atılması da meselenin bir başka düşündürücü boyutudur.
NATO bu düşmanlıkla ilgili gereğini süratle yapmak zorundadır. Radar kilidi atan Yunanistan, kural ve hukuk ihlali yaparak Türkiye’nin radarına girmiş, vuruş menzilinin içine yuvarlanmıştır. Tam da bu sırada, ABD Kongresi’nin Dış ilişkiler Komitesi Başkanı’nın Atina’da dile getirdiği, “Türkiye Doğu Akdeniz’de en büyük tehdittir” sözü küstahlıktır, kifayetsizliktir, kepazeliktir.

Asıl stratejik tehdit Yunanistan’ı askeri üs haline getirip Türkiye’ye silah doğrultmasını kışkırtan ve bunun için askeri yığınak yapan ABD’dedir. Hiç kuşku yok ki, Türkiye her türlü ihtimale bütün milli güç unsurlarıyla hazırdır.

Milli bekamızı ve egemenlik haklarımızı zedeleyecek, tahrip edecek, zaafa uğratacak hiçbir dayatmaya boyun eğmeyeceğimiz herkesçe çok iyi bilinmelidir. CHP Genel Başkanı ve zillet ittifakı da bu gelişmeler karşısında siyasi pozisyonunu ve kimin yanında durduğunu netleştirmek zorundadır. Milliyetçi Hareket Partisi gayri milli bir siyasi ittifakın Cumhuriyet’in yüzüncü yıl dönümünde milli iradenin müdahalesiyle tarihin çöplüğüne atılacağına yürekten inanmaktadır. Türkiye’nin geleceği zillete düşmeyecektir. Cumhur İttifakı çok şükür bunun tavizsiz güvencesidir. Ayrıca Türkiye’nin dün açıklanan bu yılın ikinci çeyreğinde yüzde 7,6 oranında büyüyerek OECD ve G20 ülkeleri arasında en yüksek büyüme kaydeden iki ülkeden birisi olmasından büyük memnuniyet duyuyoruz.

Ekonomik rahatlama ve toparlanma hızla ilerlemektedir. Büyüyen ekonomiye küçülen muhalefet partilerinin iftiraları sökmeyecektir. Zillet ittifakının Türkiye ekonomisiyle ilgili inşa ettiği karalama ve yalan mekaniği temelinden bozulmuştur.

2023 SEÇİMLERİ: CUMHURBAŞKANI ADAYIMIZ SAYIN ERDOĞAN'DIR

Milliyetçi Hareket Partisi, 2023 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimlerine olağanüstü bir adanmışlık ve kararlılıkla hazırlanmaktadır.

Önümüzdeki yaklaşık dokuz aylık sürede takip ve temin edilecek stratejik hedeflerimiz ise şunlardan oluşacaktır:

* Vatandaşlarımızla yüz yüze temas ve iletişim gönül seferberliği halinde yaygınlaşacak, “Adım Adım 2023” çalışmalarımız il ve ilçelerimizin tamamında yapılmaya seçim gününe kadar devam edilecektir.

* “2023’e Doğru: Aday Belli, Karar Net” temalı açık hava toplantılarımızın ilki Sivas ilimiz merkez olmak suretiyle Amasya, Tokat, Çorum ve Yozgat teşkilatlarımızın ve değerli vatandaşlarımızın iştirakiyle 4 Eylül 2022 Pazar günü gerçekleşecektir. Açık hava toplantılarımız tespit edilmiş illerimizde artan bir şevkle yapılacak, aynı zamanda ihtiyaç hasıl olursa salon toplantıları da planlanacaktır.

* Cumhurbaşkanı Adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. Sayın Erdoğan’ın yeniden seçilmesi için insanüstü bir gayret sarfedilecektir. 28’inci dönem TBMM’de milletvekili sayısını ve siyasal desteğini en çoklaştırmış Milliyetçi Hareket Partisi’nin varlığı da kesin hedefimizdir. Bunun yanında Cumhur İttifakı’nın TBMM’de anayasa değişikliğini sağlayacak nitelikli çoğunluğa ulaşması bir diğer tartışma götürmeyen hedefimizdir.

* Milliyetçi Hareket Partisi tuzaklara düşmeden, tahriklere kapılmadan, saldırı ve sabotajlara teslim olmadan sabırlı, inançlı ve ilkeli şekilde kutlu mücadelesine devam edecektir.

Hiç kimseyi ayırmadan, hiç kimseyi ötekileştirmeden, her insanımızı Cenab-ı Allah’ın kutsal bir emaneti sayarak çalışmalarımız kararlılıkla sürecektir. Milliyetçi Hareket Partisi gönüldedir, dildedir, duadadır, fikirdedir, aydınlık yarınların gözbebeğidir. Rabbim’den niyazım bizleri mahcup etmemesidir. Gayret bizden tevfik Allah’tandır. Bu duygu ve düşüncelerle, Libya ve Irak’ta meydana gelen şiddet olaylarından, Pakistan’ı perişan eden doğal afetten üzüntü duyuyor, bu dost ve kardeş ülkelerin istikrara, huzura, güvenliğe ve dengeye kavuşmasını temenni ediyorum. Pakistan’da yaşanan aşırı yağışlardan dolayı hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, tedavi altında bulunanlara şifa diliyor, bu kardeş ülkeye çok geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum."

SORU-CEVAP

Son dönemde gündeme getirilen af tartışmalarıyla ilgili soruya Bahçeli, "Haberimiz yok. Bunu söyleyen gazetecilere sorman lazım. Her akşam 5 kişi var, her şeyi onlar bizden daha iyi biliyorlar." yanıtını verdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Gençler sizi provoke edecekler, oyuna gelmeyin." sözlerinin hatırlatılması üzerine Bahçeli, "Cumhuriyet Halk Partisinin kışkırtıcı üslubu her alanda devam ediyor. Şimdi aklınca gençleri sokağa çekmeye çalışıyor. Sokak tehlikelidir, karanlıktır, sokağa itilenler sokak tarafından yutulur. Bunu Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun unutmaması lazım." dedi.

Bahçeli, Kılıçdaroğlu'nun KHK'lıların göreve iade edileceğine ilişkin vaadini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine ise "Gizli kalmış FETÖ'cülük oynamasın, o sevdadan vazgeçsin. KHK'lıların dönüşü mümkün değildir." değerlendirmesinde bulundu. Bahçeli, bunun 15 Temmuz'a ihanet olduğunu belirterek, kimsenin darbe girişiminde hayatını kaybeden vatandaşların katillerini affa cesaret edemeyeceğini bildirdi.

Bir gazetecinin erken seçim olup olmayacağına ilişkin sorusunu ise Bahçeli, "Seçimlere 9 ay 18 gün var. Onu beklemek lazım." şeklinde yanıtladı.