Milli Savunma Bakanı Akar, "Bakanlığımızın SADAT adlı şirket ile hukuki, ticari, mali ve kurumsal yapı olarak hiçbir ilgisi yoktur, olmamıştır" dedi. S-400 sisteminin bir tercih olarak değil, bir zorunluluk olarak alındığını belirten Akar, "İhtiyaç duyulması halinde, bu sistemin kullanılmasına yönelik tüm hazırlıklarımız planlandığı şekilde devam etmektedir" açıklamasını yaptı.

Bakan Akar: Bakanlığımızın SADAT adlı şirket ile hiçbir ilgisi yoktur

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, "Bakanlığımızın SADAT adlı şirket ile hukuki, ticari, mali ve kurumsal yapı olarak hiçbir ilgisi yoktur, olmamıştır" açıklamasında bulundu.

Akar, TBMM Genel Kurulu'nda, Bakanlığının 2022 yılı bütçesinde açıklamalarda bulundu.

Tank Paleti Fabrikası'na ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Akar, şunları söyledi:

"Fabrikanın veya arsasının satışı asla söz konusu değildir. Fikri ve sınai mülkiyet hakları dahil olmak üzere fabrikaya ait tüm varlıklar devlet mülkiyetindedir. Fabrikanın idamesine ve üretime yönelik tüm faaliyetler, Milli Savunma Bakanlığı denetiminde ve kontrolünde icra edilmektedir. İşletme hakkı devri sürecinde, fabrika personeli mağdur edilmemiş ve talepleri doğrultusunda Bakanlığımız şirketi ASFAT bünyesine alınmışlardır. Yapılan işlemlerin tamamı, Anayasa ve kanunlara uygun olarak gerçekleştirilmiş, işletme devri hakkında Danıştay’a açılan dört dava reddedilerek yapılan işlemlerin yasalara uygunluğu teyit edilmiştir. Fabrikada önceden olduğu gibi imalat, bakım, onarım ve yenileştirme işlemlerine aynen devam edilmektedir. Bu dönemde fabrikada, 6 adet Fırtına Obüsü ve bir adet Altay Tankı Prototipi, BMC Savunma AŞ tarafından üretilmiştir. Altay tankı güç grubu tedariki için yapılan ihracat lisansı başvurularından maalesef sonuç alınamamıştır. Savunma Sanayii Başkanlığı koordinesinde diğer ülkelerden güç grubu tedariki çalışmaları ile yerli güç grubunun üretilmesine yönelik faaliyetler devam etmektedir."

SADAT AÇIKLAMASI

Akar, personel ve askeri öğrenci alımlarının İŞKUR, ÖSYM ve ilgili kamu kurumları ile koordineli olarak anayasa, kanunlar ve ilgili mevzuata uygun olarak idari ve adli denetime açık, şeffaf ve denetlenebilir bir şekilde gerçekleştirildiğine işaret ederek "Bakanlığımızın SADAT adlı şirket ile hukuki, ticari, mali ve kurumsal yapı olarak hiçbir ilgisi yoktur, olmamıştır." dedi.

"S-400 BİR ZORUNLULUK OLARAK ALINMIŞTIR"

Savunma sanayisi alanında, dışa olan bağımlılığı azaltmak amacıyla çalışmaların tüm hızıyla devam ettiğini, bazı silah, mühimmat, araç-gereç ve malzeme ihtiyaçlarının yurt dışından tedarik çalışmalarının da zaruri olarak sürdürüldüğünü dile getiren Akar, şunları kaydetti:

"Ancak bazı müttefik ülkeler talep ettiğimiz silah sistemlerini, çeşitli bahanelerle ülkemize satmaktan imtina etmektedirler. Bilindiği üzere, ülkemizin Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi ihtiyacını karşılamak üzere yaptığımız birçok girişime rağmen NATO üyesi ülkelerden bu sistemlerin tedariki mümkün olmamıştır. Bu nedenle S-400 sistemi bir tercih olarak değil, bir zorunluluk olarak alınmıştır. İhtiyaç duyulması halinde, bu sistemin kullanılmasına yönelik tüm hazırlıklarımız planlandığı şekilde devam etmektedir. F-35 projesine gelince, tüm sorumluluklarımızı yerine getirmemize rağmen, S-400 alımları bahane edilerek F-35 tedarikimiz engellenmiştir.

Türk ve ABD heyetleri 27 Ekim 2021 tarihinde Ankara’da bir araya gelmiş, F-35 harcamalarımızın geri ödenmesine yönelik görüş ve taleplerimiz ABD’ye iletilmiş, konu ile ilgili müzakerelerde bulunmak üzere 2022 yılı başında ABD’de bir araya gelinmek üzere mutabık kalınmıştır. Bunun yanı sıra F-16 tedariki ve mevcut F-16 savaş uçaklarımızın modernize edilmesi için resmi talebimiz, Yabancı Askeri Satışlar çerçevesinde ABD’ye iletilmiştir. ABD yönetiminin konuya olumlu yaklaşacağını düşünüyoruz. Süreci ve gelişmeleri yakından takip ediyoruz. ABD’nin tavrının olumsuz olması durumunda Türkiye, içinde bulunduğu tehdit ortamında, güvenliğini sağlayabilmek için zorunlu ve tabii olarak başka seçenekleri değerlendirmek durumunda kalacaktır."