Bakanlığın TOBB sevdası
TOBB’a bağlı özel şirket ile Ticaret Bakanlığı arasındaki usulsüz ilişkiden geri adım atılmıyor. Bakanlığın paralarını hesabında tutan şirket, bakanlık adına harcama yapıyor ve harcamalardan sorumlu tutulamıyor.
Nurcan GÖKDEMİR
AKP iktidarlarının mevzuata aykırı, kural tanımaz işlemlerinden biri yıllardır Ticaret Bakanlığı tarafından ısrarla sürdürülüyor. Bakanlığın, TOBB’a bağlı özel bir şirkete bazı gümrük kapılarını modernize ettirmesi ile iktidar yeni bir kontrolsüz harcama alanına, şirket de sahip olmadığı bir parayı kasasında bulundurma avantajına sahip oldu.
Sayıştay denetçilerinin yıllardır vazgeçilmesini istediği bu usulsüz ilişki son denetim raporuna da yansıdı. Raporda eleştirilen ve vazgeçilmesi istenilen uygulama, Ticaret Bakanlığı'nın bazı gümrük kapılarının Yap-İşlet-Devret (YİD) modeli ile yapımı ya da modernize edilmesi işini ihalesiz olarak Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne (TOBB) bağlı Gümrük ve Turizm İşletmeleri Ticaret A.Ş'ye vermesi ile başladı. Recep Tayyip Erdoğan'ın "Rifat Baba" diye hitap ettiği Rifat Hisarcıklıoğlu'nun başkanlığını yaptığı TOBB'a "kıyak çekildiği" gerekçesiyle eleştirilen bu işlem o günden bu yana mevzuata aykırı bir şekilde sürdü.
Nusaybin, Sarp, Habur, Kapıkule, Cilvegözü, Dilucu, Çıldır, Kapıköy, Halkalı, Esendere, Hamzabeyli ve İpsala gümrük kapılarına ilişkin imzalanan uygulama sözleşmelerinde her yıl elde edilecek kantar ücretinin yüzde 25’inin bakanlık payı olarak ayrılacağı ifade edildi.
Şirketin bu payı ayrı bir banka hesabında tutacağı, yapılan harcamalardan dolayı şirketin hiçbir şekilde sorumlu tutulmayacağı da imza altına alındı. 2015, 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yılı Sayıştay Denetim Raporlarında da yer alan bu konuyla ilgili bakanlık bugüne kadar adım atmadı.
KANTAR PAYI 104 MİLYON
Raporda yer alan bilgilere göre, 2021 yılı sonu itibarıyla bakanlığın şirket hesabındaki kantar payı 104 milyon 696 milyon TL’ye ulaştı. Bu tutardan 2021 yılında araç kiralama, etkinlik organizasyonu, giyecek eşyası alımının da aralarında bulunduğu 28 milyon 478 bin liralık harcama ihalesiz ve denetimsiz olarak yapıldı.
Bu harcamalardan bazıları ve tutarları şöyle:
Hizmet Alımı (1 Milyon 913 bin TL), Danışmanlık, Yazılım ve Diğer Hizmet Alımları (14 milyon 745 bin TL), Yazlık Giyecek Eşyası Alımı (7 milyon 509 bin TL), Kışlık Giyecek Eşyası Alımı (2 milyon 438 bin TL), Mal ve Malzeme Alımı (10 milyon 65 bin TL), 29 Adet Araca Ait Mal ve Hizmet Alımı (961 bin 352 TL), 1 Adet Araç Kiralama (676 bin 856 TL), Araç Kiralama (1 milyon 638 bin TL), Merkez Teşkilatı Birim Amirleri ve Bölge Müdürleri Toplantısı (16 bin 200 TL), Organizasyon - Açılış (16 bin 200 TL), Çevik Kuvvet Eğitimi (1 milyon 584 bin TL), Eğitim ve Eğitim Malzemesi Alımı (1 milyon 764 bin TL).”
MEVZUATA AYKIRI
Bakanlık ısrarla sürdürdüğü bu usulsüz uygulamaya ilişkin Sayıştay eleştirilerine, “Bakanlık payından elde edilen gelirler ve yapılan harcamalar özel hukuk düzenlemelerine uygun şekilde yerine getirilmektedir” savunması yaptı. Ancak Sayıştay her yıl yüzlerce milyon liraya ulaşan bu gelirin şirket hesabında tutulması ve harcama şekli ile ilgili savunmayı yerinde bulmayarak, “Mevzuata aykırı” tespiti yaptı.
Bakanlığa ait bir kamu kaynağının özel bir şirkete ait banka hesaplarında tutulmasının kamu maliyesinin temel ilkelerine aykırı olduğu belirtilerek, şunlar ifade edildi:
“Bakanlık tarafından talep edilen işlerin temin işlemlerinin kamu harcama mevzuatına uyulmadan, özel bir şirket tarafından gerçekleştirilmesi ve protokolle şirketin bu işlemlerden sorumlu tutulamayacağının belirtilmesi, şeffaf, saydam ve hesap verebilir bir kamu yönetimi anlayışıyla bağdaşmamaktadır.”