Bakanlık acilen harekete geçmeli

DR. ERGÜN DEMİR / DR. GÜRAY KILIÇ

Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu, yüksek risk grubunda yer alan kronik hastaların sağlık kuruluşlarına erişimini sağlamak, yaşadıkları kaygı ve karamsarlığı ortadan kaldırmak için ne yapmayı planlıyor?

Kanser, kalp-damar, diyabet, böbrek yetersizliği, akciğer hastalıkları gibi kronik hastalığı olanlar ile gebeler kontrol ve tedavi için hastanelere ulaşmakta zorluk çekiyor. Oysa risk grubunda yer alan kronik hastalıkları olanlara oyalanmadan müdahale etme ve tedavilerini düzenleme hayati öneme haiz. Salgın sürecinde, diğer sağlık sorunlarının göz ardı edilmeden toplumun gereksinim duyduğu sağlık hizmetlerinin sunulması ve ulaşılabilir olmasının sağlanması, sağlık hizmetlerinin planlanması Sağlık Bakanlığı’nın yükümlülüğünde. Kronik hastalığı olanların evde yaşamlarını yitirmemeleri için, Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu kronik hastaların sağlık kuruluşlarına erişimini sağlamak için planlama yapmalı.

Koronavirüs bulaş korkusu: Kanser, kalp-damar, diyabet, böbrek yetersizliği, akciğer hastalıkları gibi kronik hastalığı olanlar ile gebeleri kontrol ve tedavi için hastaneye gitmekten alıkoyuyor. Böylece erken müdahale yapılamadığından dolayı hastaların bazısı evde yaşamını yitirmekte, geç ulaşabilen hastaların tedavide göreceği fayda daha az oluyor.

Ayrımcılık ve damgalanma korkusu: Bulaşıcı hastalıklarda, özellikle salgın dönemlerinde, insanlar hastalıkla ilişkilendirilerek olumsuz, kötüleyici, değersizleştirici ve ayrımcı tutumlara maruz kalabiliyor. Salgında ölüm olaylarının yaşlı ve kronik hastalığı olan bireylerde daha çok görülmesinin yarattığı damgalanma korkusu bu hastaları sağlık kuruluşlarına gitmekten alıkoyuyor.

Büyük hastanelerin pandemi hastanesi ilan edilmesi: Acil olmayan tüm işlemlerin durdurulması ile hastanelerde Covid-19 dışındaki sağlık hizmetlerine ulaşmak çok zorlaştı. Kanser, kardiyovasküler, diyabet vb. hastalık tanı raporu olmasına rağmen hastalar tedaviye ulaşmada sıkıntı yaşayabiliyor. Ancak henüz tanı konulmamış, sadece bazı yakınmaları olan hastalar için bu durum daha da vahim.

Dezavantajlı toplum grupları: Yaşlılar, engelliler, mülteciler, toplu yaşanan yerlerde barınanlar gibi dezavantajlı gruplarda sağlık hizmetine erişimde sıkıntı yaşıyor.

Sonuç olarak;

Covid-19 salgını nedeniyle yüksek risk grubunda yer alan kanser, kalp-damar, diyabet, böbrek yetersizliği, akciğer hastalıkları gibi kronik hastalığı olan hastalar gerek hastanede bulaş, gerekse damgalanma korkusu nedeniyle sağlık kuruluşlarına erişimde sıkıntı yaşıyor. Hastanelere tedavi için başvuranların sayısında büyük düşüş gözlemleniyor. Bu durum tedavi süreçlerini olumsuz etkiliyor. Müdahale edilemeyen hastalar evde yaşamını yitirmekte veya sağlık kuruluşuna müracaat ettiğinde çok gecikmiş olmakta.

Kronik hastalığı olanların evde yaşamlarını yitirmemeleri için;

Bilim Kurulu gerekli önlemler almak ve uygun koşulları oluşturmak amacıyla için bir rehber hazırlamalı. Tanı almış hastaların tedavilerinin aksamaması, yakınmaları olan hastaların ise erken tanı alabilmeleri için, fiziksel mesafeyi koruyarak, sağlık hizmetlerine erişim sağlanmalı. Ayrıca bağışıklama, bebek-çocuk ve gebe izlemlerinin aksamasına izin verilmemeli. İçinde bulunduğumuz koşullar, salgına hazırlıklı olmak ve salgınla etkin mücadele etmek için, hizmetin planlanması ve alt yapı hazırlıklarının tamamlanmasının önemini bir kez daha ortaya koymakta.

Son söz olarak, 35 yaşında rahatsızlanan ancak hastaneye koronavirüs bulaşı olur korkusuyla gecikmiş olarak müracaat eden ve hayatını kaybeden ''özgü''ler olmaması dileğiyle….