Savaşı fotoğraflarıyla anlatan Coşkun Aral, yönettiği İz TV’nin TMSF’ye devri ile kendisine iş yaptırılmadığını söylüyor

‘Bana iş yaptırmıyorlar’

SERCAN ENGEREK

Coşkun Aral dünyayı köşe bucak gezen bir savaş muhabiri. 1970’lerde başladığı gazeteciliğe çektiği fotoğraflarla, belgesellerle yeni bir soluk getirdi. Tarihe “Kanlı 1 Mayıs” olarak geçen 1977 yılında çektiği fotoğraflarının, dünyanın sayılı ajanslarından Sipa Press’te yayınlanmasıyla adını dünyaya duyurdu. Irak, İran, Afganistan ve Uzakdoğu’da, savaşın ortasında uzun yıllar geçiren Aral defalarca ölümün eşiğinden döndü. 14 Ekim 1980’de Ankara’dan bindiği uçak kaçırıldı. O uçakta korsanlarla röportaj yaparak bir ilke imza attı. Uçaktan indiğinde ise terörist sanıldığı için tutuklandı. Uçakta çektiği fotoğraflar imzası olmadan gazetelerde yayınlanırken, hakkında haberler çıktı: “Aranmakta olan terörist Coşkun Aral yakalandı.” 1995’te “Haberci” adlı programıyla belgeselcilik alanına adını yazdırdı. 2000’de de o yıllara dek savaşlarda çektiği fotoğraflarına yer verdiği “Sözün Bittiği Yer” adlı kitabını yayınladı. 2006’da kurduğu İz TV’nin genel yayın yönetmenliğini sürdüren Coşkun Aral, kanalın TMSF’ye devri ile çeşitli sıkıntılar yaşasa da aynı kanalda belgeseller yapmaya devam ediyor.

Aral, bu yıl 11’incisi düzenlenen Kar Film Festivali’nin konuğuydu. Festival kapsamındaki konferansta Aral, gençlerin her şeyi bilmesini ama bir şeyi daha iyi bilmesini salık verdi. Biz de konferanstan sonra soluğu yanında aldık. “Belgesel çekmek için uzak ülkelere gitmenin öncesinde ne gibi hazırlıklar yaparsınız?” diye soruyorum. “Tek başına belgesel çekilmez” diyerek başlıyor anlatmaya: “Giderken önce bir sesçiye, kameramana, ışıkçıya ihtiyacın var. Tabii gitmeden önce araştırma yapman lazım; mevsimsel, jeopolitik, son iklim değişimleri. Ve gideceğin yerde bağlantın olması gerekli. Ben Afganistan’a gidiyorum, hepsi birbirine düşman. Ben onu bilmeden, diyorum ki arkadaşın ne güzel gözleri çekik. Başlıyorum ona Hazalan demeye. Meğer o bir Türkmen. Bunu fark edememek büyük bir sorun. Hele o ülkede savaş varsa bittim.”

‘TERÖRİST İLAN EDİLDİM’
Aral bilgi uğruna ölümü göze aldı desek, yanlış bir şey söylemiş olmayız. Yaşadıklarından biri Türkiye’de 12 Eylül’ün hemen ertesinde Ankara’dan bindiği uçağın kaçırılmasıydı. Ama işin ilginci uçağı kaçıran korsanlarla röportaj yapmasıydı. Ancak Diyarbakır Havaalanı’na indiklerinde onu kötü bir sürpriz bekliyordu.“Fotoğraf çektim, korsanlarla ilişki kurdum diye terörist olarak yaftalandım. Dört gün Diyarbakır Cezaevi’nde gözaltında tutuldum. Ama asıl işkenceyi havaalanında gördüm. Oysa muhabir olduğumu biliyorlardı, basın kartım vardı. Mesela ilk kez ayrımcılığı orada gördüm. Doğum yerim Siirt olduğundan dolayı “Bunlar direkt Kürt” deyip bir adam hayatımda yine iz bırakan bir yerime tekme vurdu. Öğrendim ki o kişi sonra Gaziantep’te polis müdürü olmuştu. Beni kurtaran kişi ise Deniz Kuvvetleri Komutanı Nejat Tümer oldu. Yoksa ölüyordum.”

‘GİRİLMEYEN YER YOK’
Yaşadıklarını, başından geçenleri anlatırken gazeteciliği seçtiğinden hiç de pişman olmadığı belli olan Aral’a “Pek çok coğrafyayı gezdiniz. Afrika’ya gittiniz. Orada kabileleri görüntülediniz. Onların içine nasıl girebildiniz?” sorusunu yöneltiyorum. “Dünyada girilmeyen yer yok!” “Zor olmadı mı?” diyorum, sizin için Afrika’daki kabileleri görüntülemek. “Yani bugün ayak basılmayan belki buzullar var derim ama oraya da bir insanoğlu mutlaka gitmiştir. İnsanoğlu yüzbinlerce yıllık yürüyüş boyunca hayvanları, doğayı gözlüyor. Zaten Kuran-ı Kerim’deki ikra lafı, kitap oku demek değil, sorgula demek. Yani iyi bir mimar olacaksan arıları, karıncaları incele. Kuşlara bak.”

Şimdilerde İz TV’de yine belgeseller yapmaya devam ediyor Aral. İz TV, 2006 yılında yine Coşkun Aral tarafından kurulan Türkiye’nin ilk belgesel kanalı. Kanala Çukurova Grubu’na ait Digitürk’e 2013’te Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından el konulması Aral’ı da bir hayli etkilemiş. Şu anda kendi ajansının TMSF’ye geçtiğini söylüyor. “İz TV’yi aldılar. Bana iş yaptırmıyorlar. Halbuki ajansı kuran benim. Adeta sizin bütçenizi alıyoruz, bizim arkadaşlara veriyoruz. Onlar iş yapsın diyorlar” Artık kendisine işini yaptırmadıklarını vurgulayan Aral soruyor: “Onlar kim?”