Barış Bloku: Seyretme ses ver

Barış Bloku tarafından yapılan yazılı açıklamada Atatürk Havalimanı’ndaki canlı bomba saldırısını kınanarak “Düşmanlığa, savaşın yıkımına, kıyımına karşı barışmaktan, farklı renklerimizin eşitliğinden ve adaletten başka güvenli yol yok.” denildi

Evrensel'de yer alan habere göre, Barış Bloku’nun açıklaması şöyle: “Toprağın kanla yoğrulmazsa "vatan" olamayacağını söyleyenlerin, cihad yolunda can verildiğinde cennet vaad edenlerin beslediği yangın büyüyor. Suruç’ta, Cizre'de, Ankara'da, Lice'de olduğu gibi yine bedenler parçaladı, canlar aldı...

Belki de hep başka ocaklara düştüğünden uzak sanılan ateş, bir kez daha yanıbaşımızda, İstanbul'daydı. Farkına varıp bir tas su dökmek için alevlerin yüzümüzü yalaması gerekmiyordu kuşkusuz. Bu yüzden "şehr- i ayin" değil bu, havayi fişek gösterisi değil, "seyretme, ses ver" diyoruz ...

Dün Atatürk Hava Limanı kamera kayıtlarındaki patlama Sur'daki bodrumlarda gözümüze görünmeyen çocuk bedenlerinden arta kalan çene kemikleri kadar somuttu. Ve yakın zamana kadar "öfkeli çocuklar" diyerek adeta sırtı sıvazlanan, devlet eliyle beslenen karanlığı gözlerden kaçamayacak kadar net gösterdi hepimize.

Güvenlik çemberleri, kriz masaları yayın yasaklarıyla alışverişte göregeldiğimiz kırmızı gravatlı yalanlar da bu patlamayla birlikte berhava oluyor. Yine de bu gün kameralar karşına geçip, yitirilen canların ailelerinin ve kalan ömrünü bu travmanın etkileriyle boğuşarak geçirmek zorunda kalacak yüzlerce insanımızın gözüne baka baka rakamlar sıralayacaklar. Ambulans sayılarından, sağlık hizmetlerinden, güvenlik güçlerinden söz edecekler. Sonra yine toprak, kan, vatan, teklik, bütünlük, güçlü olmaktan dem vuracaklar. Yani savaş naraları atmaya devam edecekler. Bizler ise midemizdeki ağırlığı taşımakta zorlanarak sarılacağız birbirimize.

Savaş kutsanmaya görsün, güvenli hiç bir yer olmayacağını, hiç bir varlığın kendini güvende hissedemeyeceğini bilecek kadar acı yaşandı bu topraklarda. Anaların feryatları kadar, yakılan ormanlardaki börtü böceğin, kuşun, kaplumbağanın acısını da yüreğimizde hissederek tekrarlayalım: Düşmanlığa, savaşın yıkımına, kıyımına karşı barışmaktan, farklı renklerimizin eşitliğinden ve adaletten başka güvenli yol yok.

Hakikati aramaktan ve açıklamaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Dilimizde tüy bitse de, barış dediğimiz için kelepçelensek de ellerimizi daha sıkı birleştirip savaşın yaralarını dayanışmayla saracağız. Karanlık kirli savaşınızla birlikte tarihin çöplüğüne gömüleceksiniz.

Unutmadan, alışmadan barış içinde yaşam hayalimizi gerçekleştirmek üzere kaybettiklerimiz önünde saygıyla eğiliyor, yaşamını yitirenlerin ailelerine baş sağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz.”