Gazi Mahallesi’nde polis kurşunuyla yaşamını yitiren Barış Kerem’in annesi Melike Kerem, “Türkü söyleyen, saz çalan kimden zarar gelmiş bugüne kadar? Katilleri koruyan devlet, devlet de katil” dedi

Barış Kerem'in annesi Melike Kerem: Katilleri koruyan da katildir

İstanbul’un Sultangazi ilçesindeki Gazi Mahallesi’nde polisin açtığı ateş sonucu ölen Barış Kerem ve Oğuzhan Erkul ile yaralı çocukların aileleri ve avukatları Makina Mühendisleri Odası’nın Taksim şubesinde basın toplantısı düzenledi. Ailelerinin Avukatı Meral Hanbayat basın açıklamasını okuyarak, dosyadaki son duruma ilişkin bilgileri kamuoyuyla paylaştı. 14 Nisan’da Gazi Mahallesi Kent Ormanı’nda 5 çocuğun içinde bulunduğu aracın özel harekât polisleri tarafından taranması sonucu çocuklardan Barış Kerem ve Oğuzhan Erkul hayatım kaybetmiş, Ramazan Altürk ağır yaralanmıştı. Avukat Hanbayat, araçtan yaralı olarak kurtulan Altürk’ün felç kalma riskinin bulunduğunu, Demirhan Erkul’un ise vücuduna isabet eden kurşunun yağ bezesine saplanması sayesinde kurtulabildiğini hatırlattı.

Hanbayat, Savcılık tarafından ifadesi alınan şüpheli polislerin 19 Nisan’da ifadelerinin alındığını ancak avukatların tutuklama yönündeki taleplerinin Olağanüstü Hal Kanunu gerekçe gösterilerek kabul edilmediğini aktardı. Hanbayat, “Dosyayı şüphelilerden korumak yerine bizden koruyorlar. Soruşturmanın açık olduğu 5 günlük süreç içerisindeki soruşturma işlemleri ile edindiğimiz belgeler sonucunda kesin bir şekilde çocukların kasten öldürüldüğünü söyleyebiliriz” dedi.

Barış Kerem’in annesi Melike Kerem üzerinde hâlâ kan izi bulunan oğlunun telefonunu göstererek, soruşturmaya delil olabilecek bir eşyanın polis tarafından kendisine verildiğini söyledi. Kerem, “Bu beş çocuktan hatta Gazi’deki bütün çocuklardan birbirine zarar gelmez. Gazi’de bize sadece polisten zarar geliyor. Bizim çocuklarımız gizli saklı bir yere gitmedi, ailelerin gittiği bir piknik alanına gittiler. Bu katil sürüsünü koruyanlar da katil ve bunlar ellerini kollarını sallayarak geziyorlar. Basın da o kadar, kör sağır ve duyarsız ki... Bir ay içerisinde altı çocuk polis tarafından öldürülmüş” diye konuştu.

Sazımız uzun namlulu silah diye geçiyor
Ateş eden polislerden birisinin, ‘sazı silah sandık’ diyerek kendini savunduğunu anımsatan Anne Kerem, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Bugüne kadar türkü söyleyen, saz çalan kimden zarar gelmiş? Bizim sazımız uzun namlulu silah olarak geçiyor. Benim gözümde çocuk katilleri teröristtir.”

Bunu hangi vicdan yapar?
Saldırıda yaşamını yitiren Oğuzhan Erkul’un ablası Figen Erkul ise şöyle konuştu: “Yarın (bugün) Oğuzhan’ın doğum günü. Biz dört kardeşiz. 3 yaşında kardeşimiz var ve abisine çok bağlı. Her gün camdan bakıp ‘anne üzülme, abim gelecek’ diyor. Ölümün ne demek olduğunu bilmiyor çocuklar. ‘Terörist’ diyorlar kardeşime, sırf ‘terörist’ demesinler ona leke sürülmesin diye konuşmuyoruz. Kırkı çıkmadan taşındık 10 yıldır yaşadığımız Gazi’den. Köyde doğduk, sırf okumak, çalışmak için geldik İstanbul’a. Oğuzhan’ı son gördüğüm yer morg. 17 yaşında bir çocuk yatmış uzanmış... Hangi vicdan hiçbir şey yapmamış bir çocuğa bunu yapar. Hangi beden o kurşunu kaldırır.”