Gözaltında avukat beyanlarının tutanağa geçirilmesi yönetmeliği, Resmi Gazete’de yayımlandı. Baro başkanları, “Bu Soylu bakanlığına karşı bir cevaptır" dedi.

Baro başkanları, BirGün'e konuştu: Avukat beyanları tutanağa geçecek
Mehmet Durakoğlu (solda) / İsmail Elik (sağda)

Kayhan AYHAN

İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen ve 81 il emniyet müdürlüklerine 13 Haziran’da gönderilen “Tavsiye kararı”na dair yeni yönetmelik değişikliği gerçekleşti. Söz konusu “Tavsiye Kararı”nda “İçişleri Bakanlığı Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün cevabi yazısına atıfla, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 147 ve 149. maddeleri ile Yakalama ve Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği’nin 23. maddesi ile müdafiin görevinin ifade alma işlemi sırasında şüphelinin veya sanığın haklarının korunması ve hukuka uygun olarak kullanılmasını sağlamak amacıyla hukuki yardımda bulunmak olduğu, müdafiin hukuki yardımda bulunurken şüphelinin yerine geçecek şekilde hareket edemeyeceği ve ifade tutanağına müdafi beyanı şekilde bir bölüm eklenemeyeceği belirtilmiş, kollukça ifade alınması sırasında avukat beyanlarına ifade tutanağında yer verilmemesi” ifadeleri yer almıştı.

Tartışmalı genelgeye dair dün Resmi Gazete’de yönetmelik değişikliği yapılarak “Yakalama, Gözaltına Alma Ve İfade Alma Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” yayımlandı. Yeni değişikliğe göre, “Müdafi şüpheliye bütün kanunî haklarını hatırlatabilir. Müdafînin beyanı ve her türlü müdahalesi tutanağa geçirilir” denildi. Özellikle toplumsal eylemlere dönük gözaltı süreçlerinde avukatların beyanlarının ifade tutanağında yer alması engelleniyordu. Yeni yönetmelik değişikliği ile bu tartışmaya son verildi.

"SOYLU BAKANLIĞINA KARŞI"

İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, bir hukuk devletinde bunun hiç tartışılmasına bile gerek olmadığını söyleyerek, "Şanlıurfa Barosu’ndan bir avukat, kendi ifadelerini tutunağa geçirilmemesi üzerine Kamu Denetçiliği Kurumu’a başvurmuştu. Kamu Denetçiliği Kurumu da ‘avukatın beyanlarının tutanağa geçmesi gerekir’ diyerek, İçişleri Bakanlığı’na gönderdi. Bakanlık ise tam tersine bir karar alarak ‘avukatın beyanlarının tutanağa geçirilmesi söz konusu olamaz’ dedi. Bunun üzerine barolar harekete geçti. Adalet Bakanlığı ‘bu yanlış bir şey, düzeltiriz’ dedi. Şu an da yaptıkları bu. İki kere ikinin dört ettiğinin bir hukuk devletinde yönetmelikle ilan ediliyor olması tam anlamıyla Soylu bakanlığına karşı cevap verilmesidir. Soylu anlayışının avukatlar açısından sona erdirilmesi anlamına geliyor" dedi.

Mardin Barosu Başkanı İsmail Elik de İçişleri Bakanlığı’nın yetki tecavüzünde bulunduğunu belirterek, "İfade kısmı tamamıyla adli kolluğa bağlıdır. Adlik kolluk da baş savcılığa. İç işlerini ilgilendiren bir durum olmadığı halde Bakanlık yetki aşımında bulundu. Baroların tepkisinin ardından böyle bir düzenle yapılmasından daha doğal bir şey olamaz. Aslında olması gereken bu. Bu malumun ilanıdır. İleri bir şey yok burada. Hukuki yönden şüphelinin hakları daha da güvence altına alınmış imajı yaratılmak istenmişse yok öyle bir şey" ifadelerini kullandı.
Tehdit durumu da var

Yönetmelikte yer alan "her türlü müdahalesi kayda geçirilir" kısmının hafif tehdit barındırdığını kaydeden Elik, "Gerektiğinde sizin aleyhinizde mahkemede veya başka yerde kullanılabilecek davranışı ya da söylemi de tutanağa geçiririm’ diyor. Bu durum tehdit kokuyor. Avukat orada konu mankeni değil. Avukat orada müvekkiline her türlü hukuki yardımda bulunmakla mükelleftir" diye konuştu.