Bursa’da işten çıkarılan tekstil işçilerinin direnişi 2 ayı aşkın süredir devam ediyor. Barutçu ve Turkuaz Tekstil önünde direnen işçiler, hem haklarını hem de işlerini istiyor. İşçiler, mücadeleden vazgeçme niyetinde değil.

Barutçu ve Turkuaz Tekstil işçileri direniyor: Vazgeçmeye niyetimiz yok
İşçiler, Barutçu Tekstil’in önünde aylardır direniyor. (Fotoğraf: BirGün)

Dilan ESEN

Bursa’da sendikalı oldukları için işten çıkarılan işçiler direniyor. Öz İplik İş Sendikasına üye oldukları için iki fabrikada işten çıkarılan işçiler, her gün fabrikaların önlerine giderek eylemler yapıyor. Barutçu Tekstil’de iki aydan uzun süredir, Turkuaz Tekstil’de ise 2 aydır direnen işçiler, haklarını alarak işlerine dönmek istiyor.

ASILSIZ TUTANAK

Turkuaz Tekstil’in önünde direnen İrfan Çeşmeci, yaklaşık 3 ay önce sendikaya 17 işçiyle birlikte üye olduğunu söyledi. Üye olduklarının ortaya çıkmasının ardından kendileriyle uğraşmaya başladıklarını aktaran Çeşmeci, “Baskılar artmaya başladı. Vardiya ustalığı yapıyordum görev yerimi değiştirdiler. Bunu kabul etmedim. Sonra asılsız tutanaklar yazmaya başladılar ‘verilen görevi yapmadı’ diye. Hafta sonu sadece 7 tutanak tutmuşlar. Sonrasında sendikadan vazgeçirmeye uğraştılar. Vazgeçmeyeceğimi söyledim. Sonra çağırdılar kıdem tazminatsız işten çıkarttılar. Tutanakları bahane ettiler. ‘Makinede hata olmuş’ dediler onları da bana yüklemeye kalktılar. Sadece ustalık yapan ben değilim. Hata olabilir ama cezasını tek ben çekmek zorunda değilim” dedi.

İŞİME DÖNMEK İSTİYORUM

Sendikaya üye olmadan önce bir problemleri olmadığını ifade eden Çeşmeci, şunları dile getirdi: “Oranın en iyi elemanı bendim. Sendikaya girince en kötü biz olduk. Ayın 8’inde işten çıkarıldım. Ondan beri eylem yapıyorum, bir arkadaşım daha işten çıkarıldı ama o arabulucuyla anlaşıp haklarını aldı. Her zaman mücadeleye devam edeceğim. Haklarımı da alıp işime geri dönmek istiyorum. Haklarımı alana kadar mücadele edeceğim.”

İYİYE GİDECEK

Barutçu Tekstil’de ise işten çıkarılan 4 kadın işçi iki ayı aşkın süredir fabrikanın önünde. İşçilerden Emine Varol, “Direnmeye devam ediyoruz” diyerek sözlerine başlarken son durumu şöyle aktardı: “Markalar bizim görüşlerimizi aldılar, onlardan da bilgiler aldılar. İçerdeki insanların da sendika anlamında bilgi almalarını markalar işverene iletmiş. Bakalım bunun sürecinde ne olacak. İyiye gidecek diye umuyoruz. Destek vermek isteyen bütün kadınları, mağdur durumda olduğumuzu bilen herkesi buraya davet etmek istiyorum.”

İŞÇİYE DEĞER VERMEDİLER

“Bütün çalışanlar daha iyi şartlar altında çalışmak için bu yola başvurdum” diyen Varol, şöyle konuştu: “Benim bir kızım üniversitede okuyor. ‘Anneciğim ben çalışamıyorum sana para gönderemem’ diyemem. Bu yüzden geçinme zorluğu yaşayan herkes daha iyi şartlar altında çalışsın diye bu yola başvurduk. Ama işveren korktuğundan dolayı bizi kapının önüne koydular. Biz de direnişe geçtiğimiz için diğer arkadaşlarımıza yapamadılar. Küresel firma adı altında çalışıyorlar. ‘Sendikaya karşı değiliz’ diyorlar. Madem böyle bir şeyiniz var niye bizi kapının önüne koydunuz? Benim hiçbir tutanağım bile yoktu. Sevilen bir insandım, işimi de çok seviyordum ama bunlar bağırarak insanları korkutarak bir şeyler yapmaya çalıştılar. İşçiye değer vermediler. Sendikaya başvurma sebebimiz bu.”

Elif Varol ise şunları ifade etti: “Direniyoruz. Sonuç alacağız çünkü bizi mağdur bıraktılar. 2 çocuğum var, onlar için mücadele veriyorum. 11 aydır çalışıyordum bir anda çıkardılar. ‘İnsan kaynakları, iş olmadığından dolayı sizi işten çıkarmak zorundayım’ dedi. İmza atmamı istedi ben de imza atmadım. Bunun nedenlerini de biliyorum koskoca fabrikada sadece iki kişi çıkarttıklarını söyledik.”

***

NEDEN HEP İŞÇİLER KORKSUN?

Öz İplik İş Sendikası Bursa Şubesi Örgütlenme Sorumlusu Serkan Açıcı, süreci şöyle değerlendirdi: “Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde tekstil yoğun. Acarsoy’da sendikalaşma sağlanınca diğer işçiler de istedi. Barutçu Tekstil ve Turkuaz Tekstil’de de örgütlenme süreci başladı. Sendikalaşma başlayınca Barutçu, 4 kadın işçiyi çıkardı. Turkuaz’da da bir arkadaşımızı zorunlu ücretsiz izne gönderdiler. İhtar çektik işten çıkardılar. Geçen hafta da bir arkadaşımızı çıkardılar. Hikâye hep aynı sendikalaştıktan sonra işten çıkartıyorlar. Neden biz anayasal hakkımızı gizli tutuyoruz? Zaten işçi ürkek. Bu bizim anayasal hakkımız bunu kimse engelleyemez. Nasıl patronlar her şeyi kendi lehine kullanıyorsa neden işçiler korksun? Artık işçilerin bir araya gelme vakti geldi artık. Sağlıksız çalışma alanları, baskılar, mobbingler, tacizler… Bir araya gelmeleri lazım.”