Başbakan, vatandaşını koruyamadığı gerekçesiyle aile içi şiddet konusunda Türkiye'yi mahkûm eden AİHM kararı için utanç verici...

Başbakan, vatandaşını koruyamadığı gerekçesiyle aile içi şiddet konusunda Türkiye'yi mahkûm eden AİHM kararı için 'utanç verici' dedi. Güldal Akşit ve Kadından Sorumlu Bakan Aliye Kavaf'ın AİHM'i eleştiren sözlerine ise kadın kuruluşlarının tepkisi sert oldu
SEVGİM DENİZALTI

Başbakan Tayyip Erdoğan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) kadın vatandaşını eski eşinin şiddetinden koruyamadığı için Türkiye'yi ayrımcılık yapmaktan mahkum etmesini "utanç verici" olarak değerlendirdi.
NTV'de canlı yayına katılan Erdoğan, AİHM’in Nahide Opuz davasında verdiği kararla ilgili şunları söyledi: "AİHM’in Aile içi şiddetle ilgili Türkiye hakkında verdiği kararı utanç verici. Tekil bir olayı Türkiye geneline fatura etmek ciddi bir yanlış. Bu olaylar onlarda da var. Güvenlik güçleri bu tür şeylerin üzerine çok ciddi, kararlı gitmektedir. Yasalarımız bu işte zaten yeterlidir. ABD’de var, Japonya’da var. Kadın ve aileden sorumlu bakanlığımızın çalışmaları var. Mesela Mardin olayı... Her bir kişinin başına güvenlikçi konulmaz. Bunun akılla izahı yok. Bunun eğitimle alakası yok. Bakıyorsun eğitimli insanlar neler yapıyor."

AKP’Lİ İKİ KADINDAN TUHAF TEPKİ
Nimet Çubukçu'dan önce Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı ve halen Meclis Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanlığı yapan AKP'li Güldal Akşit de karar için 'Karar düzeltilmeli, Türkiye haksızlık yapılıyor" demişti. Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Aliye Kavaf da “Bu nihai karar değil. İtiraz hakkı var. Olayın gelişimine bakarsanız, söz konusu davayı açan Nahide Opuz, defalarca şikâyetini geri çekmiş. Türkiye yasal düzenlemeler bakımından birçok Avrupa ülkesinden ileri durumda” demişti. Akşit ve Kafaf'ın sözleri kadın kuruluşlarından büyük tepki aldı.

‘LÜTFEN İTİRAZ EDİN!’
Devlet Bakanı Kavaf’a seslenen kadın kuruluşları “Lütfen itiraz edin! Daha kapsamlı bir karar çıkar” dedi. Kadının İnsan Hakları-Yeni Çözümler Derneği’nden Pınar İlkkaracan, “İtiraz etsinler. İtiraz durumunda dava AİHM Büyük Dairesi’ne gider ve bu daireden çok daha kapsamlı, daha iyi bir karar çıkabilir" dedi. Platform tarafından düzenlenen basın toplantısında konuşan İlkkaracan, “Kavaf’ın açıklamalarını, çok üzücü ve talihsiz buluyoruz. Biz beklerdik ki hemen Nahide Opuz’u arasın, ne yapılması gerekiyorsa hemen yapılsın. Bunun yerine, neredeyse Opuz’u suçlar gibi açıklamalarda bulundu. Opuz şikâyetini geri çekti diyor, Opuz’un tehdit edildiği için şikâyetini geri çektiği zaten kararda da belirtiliyor” diye konuştu.

‘KARAR TÜM KADINLARI İLGİLENDİRİR’
İlkkaracan, kararın basında yanlış değerlendirildiğini, Opuz’a odaklanıldığını dile getirerek “AİHM kararları sadece tekil kişileri ilgilendirmiyor” dedi. Hükümetin, kararda sözü geçen somut önlem ve mekanizmaları, bu ülkede yaşayan tüm kadınlar adına yaşama geçirmekle yükümlü olduğuna dikkat çeken İlkkaracan, bu önlem ve mekanizmaları şöyle açıkladı: “Bunun içinde sığınma evlerinin sayısının acilen arttırılmasından tutun, polisin aile içi şiddet vakalarında nasıl davranması gerektiğinin somut protokollere bağlanmasına kadar birçok düzenleme var. Örneğin kadın polise başvurduğunda kesinlikle suç tutanağı tutulması, kadının güvenliğinin acilen sağlanması, haklarının ve nerelere başvurabileceğinin polis tarafından açıklanması gibi… Ya da aile içi şiddete uğrayan kadının, polis, adliye, sağlık kurumları arasında oradan oraya sürüklenmeden, her türlü yardımın koordineli ve kadına en büyük kolaylığı sağlayacak şekilde, tek bir merkezden yapılması gibi…”

‘OLAY MÜNFERİT DEĞİL’
Mor Çatı’dan Avukat Canan Arın ise, Güldal Akşit’in basına yansıyan açıklamalarını eleştirdi. Cinsiyet eşitsizliğini ve kadına yönelik şiddeti önleme konusunda siyasi bir iradenin olmadığını söyleyen Arın, “Bu konuda alınan kararlar gösterişten ibaret. İş uygulamaya gelince hiçbirini görmüyoruz” dedi. Akşit’in “Bir tek talihsiz olaya göre ceza öngörmek Türkiye’ye haksızlıktır” şeklindeki açıklamasına da tepki gösteren Arın, şöyle konuştu: “Bir tek olsaydı bile insan yaşamı değerlidir.  Nitekim kadına şiddet bir tek diyerek geçiştirilecek boyutta değildir. Olay münferit önemsiz gösterilmeye çalışılıyor, ama Türkiye’de sistematik kadın hakları ihlali mevcuttur.”

‘KAFANIZI KUMA GÖMMEYİN’
KA-DER Başkanı Hülya Gülbahar da, AİHM kararının arkasının geleceğini söyledi. Kadına yönelik şiddetin giderek arttığına, ancak bu konuda yeterli istatistiklerin olmadığına dikkat çeken Gülbahar, “Bu istatistikler bilerek tutulmuyor. Çünkü istatistik artan şiddetin boyutunu ortaya koyar, bu da devletin önlem almasını zorunlu kılar” dedi. Olayla ilgili “münferit” değerlendirmesi yapan siyasileri eleştiren Gülbahar, “Kafamızı kuma gömmenin bir faydası yok. Karar son derece önemli, Türkiye’yi bağlayıcı ve emsal niteliğinde” diye konuştu.
***
Avrupa’nın ilk kadın sözleşmesi geliyor
TÜRKİYE'nin de üyesi olduğu Avrupa Konseyi (AK), kadına yönelik şiddetle mücadele amacıyla devletlerarası bir sözleşme hazırlığına başladı. Avrupa ve dünya genelinde bir ilk olacak sözleşmenin 2010 yılında üye devletlerin imza atmaya başlaması planlanıyor. AK bünyesinde kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında geçtiğimiz yıllarda Avrupa çapında yürütülen kampanya sonrasında, Konsey'in karar organı olan Bakanlar Komitesi geçtiğimiz aylarda konuyla ilgili bir sözleşme hazırlanması için özel bir komite kurulmasını kararlaştırdı. Komite hazırlanacak sözleşmenin içeriği konusunda bir ön rapor hazırladı. Ön raporda, sözleşmenin 5 ana konu altında toplanması gerektiği görüşü belirtildi. Bu konular, fiziksel ve psikolojik şiddet, cinsel şiddet/ırza tecavüz,  zorla evlendirme, kadın sünneti ve namus cinayetleri.
Hazırlanacak sözleşmeyle bu ana başlıkların yasalarda suç teşkil etmesini ve cezalandırılmasını şart koşulacak. Sözleşmede kadınların şiddete maruz kalmadan ve şiddet kurbanı olduktan sonra korunmasıyla ilgili düzenlemelerin de yer alması öngörülüyor. AK bünyesinde sözleşmenin taraf devletlerde uygulanışını denetleyecek bir izleme mekanizması oluşturulması da hedefleniyor. AK kaynakları, AİHM'nin bu hafta açıkladığı Nahide Opuz kararının sözleşmenin hazırlanışına ışık tutucu nitelikte olduğunu bildiriyor.